matesis
dedas

Joachim Köhler kimdir? Joachim Köhler kitapları ve sözleri

Alman, Yazar Joachim Köhler hayatı araştırılıyor. Peki Joachim Köhler kimdir? Joachim Köhler aslen nerelidir? Joachim Köhler ne zaman, nerede doğdu? Joachim Köhler hayatta mı? İşte Joachim Köhler hayatı...
  • 25.01.2023 23:00
Joachim Köhler kimdir? Joachim Köhler kitapları ve sözleri
Alman, Yazar Joachim Köhler edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Joachim Köhler hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Joachim Köhler hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Joachim Köhler hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1952

Doğum Yeri: Waldenburg, Almanya

Joachim Köhler kimdir?

1952’de doğdu. Würzburg, Tübingen, New York ve Stanford’da felsefe öğrenimi gördü. 1977’de Nietzsche’nin Neşeli Bilim’i üzerine yazdığı bir incelemesi yayımlandı. 1989’da daha sonra beş dile çevrilen Zarathustras Geheimnis (Zerdüşt’ün Sırrı) adında bir Nietzsche biyografisi yayımladı. Yazar halen bir Richard Wagner biyografisi hazırlamaktadır.

Joachim Köhler Kitapları - Eserleri

  • Nietzsche'nin Son Rüyası
  • Friedrich Nietzsche - Cosima Wagner

Joachim Köhler Alıntıları - Sözleri

  • İnsan duyar aramaz. İnsan alır, kim veriyor diye sormaz. (Nietzsche'nin Son Rüyası)
  • “ Sahip olunması zorunlu tek şey var: Ya yaradılıştan ince bir ruhtur bu, ya da bilim ve sanatlar tarafından inceltilmiş bir ruh…” (Nietzsche'nin Son Rüyası)
  • Ayaklı saat sekize vurur ve o yavaş yavaş anılarından sıyrılıp kendine gelirken, ne hoş, diye düşündü, bugün beni kimsenin rahatsız etmemesi, çok hoş, nihayet düşüncelerimi bir sona bağlayabileceğim. (Nietzsche'nin Son Rüyası)
  • Bayreuth sakinleriyle arası tamamen bozul­duktan sonra, Nietzsche onlarla olan hizmet ilişkisini eski bir hayvan hikâyesiyle tasvir etmiştir. Üstün insan müjdeci­si Böyle Buyurdu Zerdüşt adlı eserinde, başlangıçta kendisi­nin iradesi dışında daha güçlü olanın önünde boyun eğen “yüklenmeye hazır bir ruh” olduğunu söylemiştir: “Bir de­ve gibi diz çöker ve iyice yüklenmek ister." Fakat Basel ve Tribschen’deki yoğun işler ile aşırı yüklenen sabırlı deve Nietzsche, sonunda kendi “iradesini” aramak için “ıssız çö­le” kaçar. Köle deve burada yüklerini atar ve hayvanlar kra­lı aslana dönüşür. Fakat Nielzsche’ye göre “efendi” olması için, önce yolunu bekleyen “altın parıltılı ejderi" öldürmesi gerekir; kahraman Siegfried’in Wagner’in Fafner’ine yaptığı gibi. “Yapmalısın” adlı ejder ile “İstiyorum” adlı aslan ara­sındaki savaşın sonucu hakkında en küçük bir şüpheye bile yer vermemektedir Zerdüşt’ün yazarı, bu aslında onun Bayreuth sakinleriyle belirsizliğini korumakla olan ilişkisiyle değil, üstün insanının zafer dolu savaş müjdesiyle ilgilidir. (Friedrich Nietzsche - Cosima Wagner)
  • Sınırları tehlikeli bir biçimde aştığının farkında olmayan felsefe doçenti Nietzsche, kendisini “öğretme tutkusuna” fazlaca, hatta “ölçüsüz” denecek derecede kaptırmıştı; etrafındaki yelpaze yapraklı palmiyeler ve koyu kırmızı kadifeler arasından duman tüttüren Vezüv’ü seyrediyor, bu arada da durup dinlenmeden yeni delillerle bedenselliği göklere çıkartıp, ruhsal belirsizliği aşağılıyordu - ta ki “Ariadne’nin tahammül sınırını aşan” bir noktaya gelinceye kadar: “‘Fakat bayım’, demişti Ariadne, ‘Almanca’yı bir domuz gibi ko- nuşuyorsunuz!’ - ‘Almanca’, diye cevap vermişti neşeyle, ‘sadece Almanca! Nazik şeyleri Almanca ifade etmenin zorluğunu gözardı ediyorsunuz!’ - ‘Nazik şeyler mi!’ diye bağırmıştı Ariadne dehşet içinde: ‘fakat bu sadece iyimserliktir! Domuz felsefesi! Kavram karmaşası ve yüz ayrı felsefenin pisliği! Bu nereye kadar devam edecek!'" (Friedrich Nietzsche - Cosima Wagner)
  • '' Sevecen bir yaşam kurtarıcısıdır '' sanat, '' yaşamı bir oyunmuş gibi algılamamızı sağlar. '' (Friedrich Nietzsche - Cosima Wagner)
  • DIONYSOS ve Ariadne efsanesinde insan yolunu kolaylıkla kaybedebilir. Karmakarışık ve gizemlidir, baş­langıcı ve sonu olan bir labirent gibi, kendi etrafında döner durur, fakat efsanevi Irrgarten gibi ne başı vardır, ne de so­nu. İç içe geçmiş yollara bir defa ayak basan kişi, bir sonra­ ki dönemecin arkasında kendisini nelerin beklediğini asla bilemez: çekici bir prenses mi, cebbar bir savaşçı mı, yoksa labirentin derinliklerinde insan yiyen bir canavar mı? Belki de Ariadne, Theseus ve Minotauros maskeleri altında, kral­ lığının ziyaretçilerine kötü bir oyun oynayan Dionysos isimli iki sureti bir tanrıyla karşılaşır - burası bazılarının yaşamın karmaşık yollarını, bazılarının da yeraltı dünyası­ nın bulanık çaresizliğini tanımak istedikleri bir krallıktır. (Friedrich Nietzsche - Cosima Wagner)
  • "Ben yalnızlığın insan haliyim..." (Friedrich Nietzsche - Cosima Wagner)
  • Gerçek kibarlık, ancak mesafeyi koruyandadır. Gardez votre distance,monsieur. (Mesafenizi koruyun bayım) (Nietzsche'nin Son Rüyası)
  • Sanki kulakları kendinden başka her sese tıkalıymış gibi... (Nietzsche'nin Son Rüyası)
  • Nietzsche’nin Strauss hadisesinden sonra “saldırılacak­lar” listesini bir yana bırakıp, Wagner’in özel hesaplaşmala­rından başka şeylerle de ilgilenme kararı, üstat tarafından pek hoş karşılanmadı. Zaten Nietzsche’nin Bayreuth polemikçisi rolünün üstüne gölge düşmüştü. David Friedrich Strauss, sanki Wagner’in “imha ahi” tutmuş gibi, Nietzsc­he’nin onu “kültür kemiren kurt” olarak göstermesinden altı ay sonra ölmüştü. “Umarım ki,” diye yazıyordu Wagner müridi mahcup bir ifadeyle, “onun son günlerini zorlaştırmamışımdır ve benden habersiz ölmüştür. - Son derece üz­günüm”. Yıllar sonra Eski ve Yeni İnanç'a saldırmakla bir ki­tabı “gülerek öldürdüğünü” ve bu arada “farkına varmadan yaşlı bir adamı... ‘katlettiğini’" itiraf etmiştir. Nietzsche'nin çektiği bu vicdan azabı, Cosima’ya hiçbir zaman anlaşılır gelmemiştir. Minotauros’unun çıkarlarının koruyucusu olarak ona kurban verilmesi gerektiğini bili­yordu ve Nietzsche Strauss’un zaten ölümünden kısa süre önce, onun bir yazar olarak “gerçekten yok edildiğini” yaz­mıştı. Nietzsche’nin sonraları kapıldığı kuruntuları duydu­ğu zaman, ona soğuk bir ifadeyle “fikir meselelerinde ke­sinlikle duygusallık kabul etmediğini ve zararlı bir kimse­nin hasta veya ölüm döşeğinde olup olmamasının onu hiç ilgilendirmediğini” belirtmişti. (Friedrich Nietzsche - Cosima Wagner)
  • "Kendimi inceleyişimin sonuçlarını, saygıya layık Ecce Homo başlığını taşıyan bir kitapta ortaya koydum. İnsanlığın, birincisi benim kim olduğumu, ikincisi olduğum hale nasıl geldiğimi, üçüncüsü neden bu kadar bilge ve akıllı olduğumu, dördüncüsü bu arada nasıl bu kadar iyi kitaplar yazabildiğimi en az sizin kadar bilmeye hakkı olması nedeniyle sevgili prens, kendime hayranlığımı dizginleyemedim ve mecazî konuşursak, aynada kendime uzun uzun baktım. Gördüğüm şey şaşırttı beni. Kendimi bulmaktan ancak zevk duyacağım, güneşten esmerleşmiş bir yüz bana bakıyordu." (Nietzsche'nin Son Rüyası)
  • Güneşin doğuşuna hiç şahit olmayanlar, batışını romantizm sanarlar.      (Friedrich Nietzsche - Cosima Wagner)
  • Her şey dönüp yeniden başlıyor ve biz bu hayatı yaşadığımız şekliyle bir kez ve defalarca kez daha yaşamak zorunda kalacağız (Nietzsche'nin Son Rüyası)
  • "Neden her şey ters gidiyor Franz? Ve neden her arkadaşlık darılarak son buluyor?" (Nietzsche'nin Son Rüyası)
  • Düşünceler kafasının içinde böcekler gibi vızıldıyordu. Uyku vakti çoktan geçmemiş miydi? Yeşillikleriyle ayın orağı bile çoktan mor kızıllıklar arasına sokulmuş, aşağılara, gölgeliklere çökmemiş miydi? (Nietzsche'nin Son Rüyası)
  • "Bir dahi hastalıkta bile dahi olarak kalır. Alışılmış ölçülere vurulamaz. Onun daha yirmilerinin ortasındayken üniversite profesörlüğüne atandığını biliyor muydunuz? Bilmiyor muydunuz? Richard Wagner gibi bir adam, o zamanlar onda büyük bir gelecek görmüştü. Ben bunu kendi kulaklarımla duydum. Zaten sonunda da öyle oldu. Şuna bir bakın, Olde. Hatlarındaki soyluluk hasta halinde bile kaybolmuyor. Şey gibi, aklıma daha uygun bir ifade gelmiyor, neredeyse insanüstü gibi bir hali yok mu?" (Nietzsche'nin Son Rüyası)

Yorum Yaz