Said Demirtaş kimdir? Said Demirtaş kitapları ve sözleri

Yazar Said Demirtaş hayatı araştırılıyor. Peki Said Demirtaş kimdir? Said Demirtaş aslen nerelidir? Said Demirtaş ne zaman, nerede doğdu? Said Demirtaş hayatta mı? İşte Said Demirtaş hayatı...

Yazar Said Demirtaş edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Said Demirtaş hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Said Demirtaş hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Said Demirtaş hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: Mayıs 1981

Doğum Yeri:

Said Demirtaş kimdir?

1981 yılı mayıs ayında Medine-i Münevvere'de doğdu. Beş yaşında Türkiye'ye geldi. İlkokulu Düzce ve İstanbul'da okudu. Zeytinburnu İmam Hatip Lisesi'ni bitirdi. Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü'nden mezun oldu. Halen Nesil Yayınları bünyesinde çalışmalarına devam etmektedir.

Said Demirtaş Kitapları - Eserleri

• Namazı Yaşayanlar
• İffeti Yaşayanlar
• Tevbeyi Yaşayanlar

Said Demirtaş Alıntıları - Sözleri

• Vali: --Sizden özür diliyorum. Hakkını helal et ve şu bin gümüş hediyemi kabul et. Herhangi bir arzun olunca bana gel. --Ben hakkımı helal ettim. Verdiğiniz hediyeyi kabul ettim. Fakat işimi, dileğimi sizden istemeye gelemem. --Neden gelmezsin? --Çünkü benim gibi bir fakir için sizin gibi bir sultanın tahtını birkaç defa tersine çevirten sahibimi bırakıp da dileklerimi başkasına söylemek kulluğa yakışır mı? Namazlardan sonra ettiğim dualarla beni nice sıkıntılardan kurtardı. Pek çok muradıma kavuşturdu.. Nasıl olur da başkasına sığınırım? Rabbim, nihayeti olmayan rahmet hazinesinin kapısını, ihsan sofrasını herkese açmış iken başkasına nasıl giderim? Kim istedi de vermedi? Kim geldi de boş döndü? İstemesini bilmezsen alamazsın. Huzuruna edeple çıkmazsan rahmetine kavuşamazsın! (Namazı Yaşayanlar)
• Namahremden gönlü, gözü , dili, kulağı ,eli ve ferci korursanız , belki de ibadetle elde edemeyeceğiniz büyük sevaplara erişirsiniz.. (İffeti Yaşayanlar)
• "Mizanda güzel ahlâktan daha ağır gelen bir şey yoktur" Ebû Davûd. (İffeti Yaşayanlar)
• Adamın biri sahrada dolaşırken seytan ona arkadaş olmuştu. Adam namazlarını kılmamıştı. O zaman şeytan adamdan uzaklaşmaya başladı. Adam: --Benden niye kaçıyorsun? diye sordu. Şeytan da cevap olarak: --Ben ömrümde bir kere Allah'ın secde emrine karşı çıktım ve ondan dolayı da Allah'ın huzurundan kovuldum. Sen ise bir günde beş kere isyan ettin. Ben Allah'ın sana gazap edip, senin arkadaşın olmam sebebiyle beni de kahretmesinden korkarım. dedi ve arkadaşlığı kabul etmeyip uzaklaştı. (Namazı Yaşayanlar)
• Bir kimse tamamıyla Allah'tan yüz çevirirse, Allah da ondan yüz çevirir. Bir kimse Allah'a yönelirse, Allah da ona rahmetiyle yönelir. Ayrıca bütün yarattıklarının yüzlerini de ona yöneltir. Kim ara sıra Allah'a yönelirse Allah da ona ara sıra merhamet eder. (Tevbeyi Yaşayanlar)
• "Ancak namaz öyle bir okyanustur ki, onun sadece kıyılarında gezinmek yerine uçsuz bucaksız ötelerinde ve derinliklerinde kulaç atmak, sayısız cevherleri keşfetmek için çaba harcamak gerekir." (Namazı Yaşayanlar)
• ...Bir vakit namaz kaçırınca, bir sabah namazına kalkamayıp yüreği yanarak hıçkıra hıçkıra ağlayan Bayezid-i Bestami Hazretleri gibi, gün boyunca acılar içinde kıvrandınız mı? (Namazı Yaşayanlar)
• Kıtlık döneminde bir kölenin sevincini sorgulayan Şakîk, kölenin “efendimin çiftliği var, ambarı da geniş, kıtlıktan bana ne!” diye cevap verince hakikate mazhar oldu: * “Şu işe bakın ki kölenin beyinin çiftliği var. Efendi fakir bir mahluk iken köle ona güvenip rızık kaygısı çekmiyor. Ya Mevlâsı zengin bir Müslüman rızık kaygısı çekmesi ne derece uygun olur?” (Tevbeyi Yaşayanlar)
• “Tevbe edenlerle birlikte oturun. Zira onların kalbi daha yumuşaktır.” -Hz. Ömer(r.a) (Tevbeyi Yaşayanlar)
• "Günümüze kadar gelen, eski peygamberlerin bir sözü şudur: Utanmadıktan sonra ne istersen yap!" Ukbe b. Amir (r.a.) (İffeti Yaşayanlar)
• Tevbe altı manaya gelen bir isimdir: 1. Geçmiş günahlara nedamet etmek. 2. Yerine getirilemeyen farzları ödemek. 3. Kul haklarını (sahibine) iade etmek. 4. Kötülüklere alışan, günahlarla büyüyen nefsi (Allah'a) taat içinde eritmek. 5. Nefse kötülüğün zevk ve tadını nasıl tattıysa, bu defa ona taatin güçlüğünü ve acılığını tattırmak. 6. Her güldüğüne karşı ağlamak. (Tevbeyi Yaşayanlar)
• "Namaz, namaz; zira siz namaza devam ettiğiniz müddetçe dine bağlısınız. Onun için hepiniz namaza devam ediniz, buyurdu ve 'namaz, namaz' diye diye ruhunu teslim etti." (Namazı Yaşayanlar)
• iman edenlerin, Allah'ın zikirleriyle kalplerinin huşû içinde yumuşamasının zamanı gelmedi mi? (Namazı Yaşayanlar)
• -Namazda iken aklına başka bir şey gelir mi diye sordular. -Namazdan daha çok sevdiğim bir şey yok ki namazda onu hatırlayayım diye cevap verdi. (Namazı Yaşayanlar)
• "Bilmeyerek yaptıklarınızda size günah yoktur." (Tevbeyi Yaşayanlar)
• Kalbi ile Allah'a yönelene, Allah da rahmetiyle yönelir. (Tevbeyi Yaşayanlar)
• Cennetin sekiz kapısı vardır. Hepsi açılır ve kilitlenir. Ancak tevbe kapısı... O kapının yanında sadece o kapıya bakan bir melek vardır. O melek o kapıyı kapatmaz. Binaenaleyh ümitsiz olma, amel yap! (Tevbeyi Yaşayanlar)
• Allah bir kimseyi helâk etmek isteyince ondan utanmayı kaldırır. Utanması kalkınca, onun hep kötülük yaptığını görürsün. Kötüye de kimse güvenmez. O zaman hep hainlik yapar ve hainliğe uğrar. Bu defa da acıma duygusundan yoksun olur ve lânetlenerek kovulur. Böylece o kişi islam'dan uzaklaşır. -İbn Mâce (İffeti Yaşayanlar)
• “Sevban şöyle diyordu, “Peygamberimiz’den (sav) işittim: ‘Bana dünyadan ve dünyadakilerden daha sevgilisi şu ayettir: Ey nefislerine karşı haddi aşmış kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları affeder! Muhakkak ki Allah Gafûr’dur, Rahim’dir.’” (Tevbeyi Yaşayanlar)
• -Namazda iken nasıl bir tesbih, nasıl bir tekbir, nasıl bir tahmid etmek istersin? + Veysel Karanî gibi tesbih, Bediüzzaman Hazretleri gibi tekbir, Hz. Muaviye (r.a) gibi tahmid etmek isterim. - Niçin onlar gibi? + Çünkü, dedi, Veysel Karanî, gece sabaha kadar secdede Allah'ı tesbih etmiş; Bediüzzaman Hazretleri namaza başlama tekbirini aldığında bulunduğu bina sarsılmış; Hz. Muaviye (r.a) rükûdan sonra " Rabbenâ lekelhamd" diyen ilk kişi ve kıyamete kadar bütün mü'minlerin böyle hamd etmesine vesile olmuş. (Namazı Yaşayanlar)