İnsanlık tarihinde kara bir leke: Halepçe Katliamı
Mardin Eğitim Bir Sen Şube Başkanı Eyyüp Değer, Halepçe katliamının 26. sene-i devriyesinde yazılı bir açıklama yaptı.
Değer açıklamasında; “ 26 yıl önce Halepçe’de yaşayan Kürtler bir katliama maruz kaldı. Kadın, çocuk, yaşlı demeden 5 bini aşkın Müslüman Kürt halkı, diktatör Saddam Hüseyin tarafından kitle imha silahları ve kimyasal bombalarla katledildi. Aradan 26 yıl geçti. Biz bu acıyı hala unutmadık. Çünkü, bu katliamın izleri hala var. Yeni doğan çocuklarda katliamın izleri devam ediyor. Kimyasal bombalar sadece insanları değil, insanların geçim kaynağı olan toprağı, bitki örtüsünü de etkiledi. 26 yıl geçmesine rağmen topraktan hala tam anlamıyla ürün alınamıyor veya ürünler o kimyasal bombaların etkisini taşıyor,”dedi.
"Halepçe katliamı"nın şiddetle kınandığı ve böylesi olayların bir daha yaşanmasının istenmediği vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Halepçe katliamında çoğu kadın, yaşlı ve çocuk 5 bini aşkın kişi hayatını kaybetti. Bu vahşi saldırı, tüm insani değerlere olduğu gibi özü itibariyle doğaya ve bütün canlıların hayat hakkına da yönelikti aslında. Çünkü 16 Mart 1988'de Halepçe'de nefes alan her canlı hayatından oldu.
Bugün, o katliamı yapan Saddam Hüseyin ve adamları yok ama başta Ortadoğu olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerinde hala kan akıtılıyor, katliamlar yapılıyor. Halepçe’nin bugünkü adı Suriye’dir. Bugün Suriye’de Halepçe’den çok daha büyük kıyımlar yapılıyor. Beşar Esed denen firavun, çoluk-çocuk, yaşlı demeden kendi halkına zulmediyor, bombalar yağdırıyor ve açlıkla baş başa bırakıyor. Zulmü ve katliamı kendine düstur edinen İsrail, daha dün Filistin’e bombalar yağdırdı. Ülkemizdeki bazı yayın organları ise İsrail’i değilde Filistin’de kendini savunan masum halkı terörist diye ilan etti,”dedi.
Değer sözlerini şöyle sürdürdü; “Bu durum, toplu katliam ve savaş gibi insanlık suçlarının bir ülkeye, bir diktatöre ya da bir döneme özgü olmadığını göstermektedir. Bu katliamı yapanların yanında, katliama seyirci kalan, kimyasal silahları bu zalimlerin ellerine verenler de suçludur. Birleşmiş Milletler, Amerika ve Avrupa gibi mimsiz medeniyetler ise bu zulümlere geçmişte sessiz kaldığı gibi, bugünde sessizliğini devam ettirmektedir.
Eğitim-Bir-Sen olarak, savaşa, katliamlara, baskı ve zulme hep karşı olduk, bundan sonra da karşı olmaya devam edeceğiz. Zulüm kimden gelirse gelsin, kime karşı yapılırsa yapılsın, biz hep haklıdan ve mazlumdan yana olacağız. Halepçe'de katledilenleri rahmetle anıyor, dünyanın neresinde olursa olsun, zalimleri nefretle kınarken Bediüzzaman Hazretlerinin şu sözünün Mahkeme-i Kübra’da yankı bulacağına inanıyoruz. “ Zalimler İçin Yaşasın Cehennem" diyerek sözlerine son verdi.
"Halepçe katliamı"nın şiddetle kınandığı ve böylesi olayların bir daha yaşanmasının istenmediği vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Halepçe katliamında çoğu kadın, yaşlı ve çocuk 5 bini aşkın kişi hayatını kaybetti. Bu vahşi saldırı, tüm insani değerlere olduğu gibi özü itibariyle doğaya ve bütün canlıların hayat hakkına da yönelikti aslında. Çünkü 16 Mart 1988'de Halepçe'de nefes alan her canlı hayatından oldu.
Bugün, o katliamı yapan Saddam Hüseyin ve adamları yok ama başta Ortadoğu olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerinde hala kan akıtılıyor, katliamlar yapılıyor. Halepçe’nin bugünkü adı Suriye’dir. Bugün Suriye’de Halepçe’den çok daha büyük kıyımlar yapılıyor. Beşar Esed denen firavun, çoluk-çocuk, yaşlı demeden kendi halkına zulmediyor, bombalar yağdırıyor ve açlıkla baş başa bırakıyor. Zulmü ve katliamı kendine düstur edinen İsrail, daha dün Filistin’e bombalar yağdırdı. Ülkemizdeki bazı yayın organları ise İsrail’i değilde Filistin’de kendini savunan masum halkı terörist diye ilan etti,”dedi.
Değer sözlerini şöyle sürdürdü; “Bu durum, toplu katliam ve savaş gibi insanlık suçlarının bir ülkeye, bir diktatöre ya da bir döneme özgü olmadığını göstermektedir. Bu katliamı yapanların yanında, katliama seyirci kalan, kimyasal silahları bu zalimlerin ellerine verenler de suçludur. Birleşmiş Milletler, Amerika ve Avrupa gibi mimsiz medeniyetler ise bu zulümlere geçmişte sessiz kaldığı gibi, bugünde sessizliğini devam ettirmektedir.
Eğitim-Bir-Sen olarak, savaşa, katliamlara, baskı ve zulme hep karşı olduk, bundan sonra da karşı olmaya devam edeceğiz. Zulüm kimden gelirse gelsin, kime karşı yapılırsa yapılsın, biz hep haklıdan ve mazlumdan yana olacağız. Halepçe'de katledilenleri rahmetle anıyor, dünyanın neresinde olursa olsun, zalimleri nefretle kınarken Bediüzzaman Hazretlerinin şu sözünün Mahkeme-i Kübra’da yankı bulacağına inanıyoruz. “ Zalimler İçin Yaşasın Cehennem" diyerek sözlerine son verdi.
