matesis
dedas

Gencay Şaylan kimdir? Gencay Şaylan kitapları ve sözleri

Akademisyen Gencay Şaylan hayatı araştırılıyor. Peki Gencay Şaylan kimdir? Gencay Şaylan aslen nerelidir? Gencay Şaylan ne zaman, nerede doğdu? Gencay Şaylan hayatta mı? İşte Gencay Şaylan hayatı...
  • 17.01.2023 11:00
Gencay Şaylan kimdir? Gencay Şaylan kitapları ve sözleri
Akademisyen Gencay Şaylan edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Gencay Şaylan hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Gencay Şaylan hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Gencay Şaylan hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 16 Ağustos 1940

Doğum Yeri: İzmir, Türkiye

Gencay Şaylan kimdir?

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirdikten sonra ABD'de yüksek lisans yaptı, doktorasını Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde tamamladı. 1965-1980 arasında Todaie'de, 1980-82 arasında ODTÜ'de öğretim üyesi olarak çalıştı. 1982 yılında barış derneği davası nedeniyle 3 yıl 2 ay cezaevinde kaldı. Hapis yattığı davadan beraat etti. Uzun yıllar Cumhuriyet Gazetesi'nde gazetecilik yaptı, daha sonra Todaie'ye döndü, öğretim üyesi ve yönetici olarak çalışıyor.

Gencay Şaylan Kitapları - Eserleri

  • Postmodernizm
  • Değişim Küreselleşme ve Devletin Yeni İşlevi
  • Türk-İslam Sentezi
  • Türkiye'de Alevilik ve Bektaşilik
  • Türkiye'de Laiklik
  • Temsili Lİberal Demokrasinin Önlenemez Krizi
  • Türkiye'de İslamcı Siyaset

Gencay Şaylan Alıntıları - Sözleri

  • Japonlar, Batı'nın sadece bilim ve teknolojisini alarak değil, batının akılcı, deneyci endüstri kültürünü hızla özümseyerek çağdaşlaşmış, bu benzersiz serüvende Batı Dünyasını bile geride bırakmaya başlamışlardır. Japonlar Batı bilim ve felsefesini alabilmek için Batıyı Batı yapan, temel düşünce ve felsefe eserlerinden başlamışlardır işe! Biz hala "Evrim mi Yaradılış mı'?" sorusu ile uğraşırken, Japonlar Darwin'in, Spencer'in,Descartes'in, Kant'ın bütün eserlerini geçen yüzyılda çevirmişler! (Türk-İslam Sentezi)
  • Kültür statik değil, dinamiktir. Sürekli değişme halindedir. Kültür dinamizminin iki süreci vardır, değişme ve gelişme. (Türk-İslam Sentezi)
  • Bilimsel gelişmesini hazırlayan en önemli atılımlardan biri olan Aydınlanma çağının başardığı da akıl üstünde dinsel inançların baskısını kaldırmak olmuştur. (Türk-İslam Sentezi)
  • "Modernitenin temel özelliklerinden birinin, belki de en başta gelenin, Tanrısal bir kozmolojinin akla dayalı bir kozmoloji ile yer değiştirmiş olmasıdır." (Postmodernizm)
  • Laplace'a göre bir olayın nedeni yok gibi görünebilir ama yine de bu olayın bir nedeni olmadığı sonucuna ulaşılamaz. Nedenin ortaya konmaması, insanın ya da bilim adamının yetersizlik sorunudur. (Postmodernizm)
  • Türk-İslam Sentezi genelde Türklere özgü değer ve görüşlerin aleyhine gelişmiştir. Sentez uğruna Arap ve Araplık yüceltilirken Türk ve Türklük unutulmuş hatta aşağılanır olmuştur. Araplar Kavm-i necip, Türkler ise Etrak-ı bi- idrak (İdrakten yoksun Türkler) diye anılmıştır! İş bununla da kalmamış, Türk tarihinin İslam-öncesi dönemleri unutulmuş, geçmişle olan kültürel bağlar kesilmiştir. Öyle ki Osmanlı lmparatorluğu döneminde, XIX. yüzyılın ortalarına gelinceye kadar, Han, Göktürk, ya da Uygur dönemlerini bilen, o duyan Türk aydını hemen hemen kalmamış gibidir. Mustafa Celaleddin'in 1869'da yayımladığı "Les Turcs anciens et Modernes" adlı kitabıyla Süleyman Paşa'nın Tarih-i Alem'i çıkınca ( 1874), Türklerin İslamiyetten önce de var olduğu, birçok devletler kurmuş bulunduğu gerçeği yeniden keşfedilmiş oluyordu (Bkz. Dokuzuncu Bölüm). (Türk-İslam Sentezi)
  • Bilim, iman ve aklın senteziyle gelişmiyor, tersine akıl üstünde imanın baskısı ne kadar kaldırılabilirse bilim o kadar gelişiyor. (Türk-İslam Sentezi)
  • Musevilik yahudiler için, Şintoizm Japonlar için, islamiyet araplar için ulusal birer dindir ama müslümanlık Türkler için hiç de ulusal değildir.Laiklik ilkesi içerisine din öğesini yerleştirmeye kalkışmak ise, laikliği zedelemekle kalmayıp onu boş bir kalıp haline getirmekle mümkündür. (Türk-İslam Sentezi)
  • "Ortaçağ felsefesinde her şey Tanrısal bir tasarımın ürünü olarak kabul edilince bunun mantıksal sonucu Tanrısal kuralların (yani dinin) her şeyi belirlemesi ve insanın kural koyamayacağıdır. Her şeyin Tanrısal tasarıma göre mükemmel bir biçimde işleyebilmesi için dinsel kuralların her türlü bilgiye, insan tutum ve davranışlarına kaynaklık etmesi gerekecektir. Bunun doğal sonucu, modern bilimin olmazsa olmaz ilkesi sayılan kuşkuculuk ve sorgulama dışlanmış olacaktır." (Postmodernizm)
  • Aklın ve ilmin hakimiyetini kurmak, bilakis Türkiye'yi peşin hükümlerden, sığ düşünceden, donmuş kalıplardan, dogmatizmden ve kavram kargaşalığından kurtaracaktır. (Türk-İslam Sentezi)
  • Bilişim ve iletişim alanlarında ortaya çıkan bu baş döndürücü değişim, yeni bir toplum düzeni, yeni kültürel değer ve süreçler ve en azından eskisinden farklı bir siyasal düzel anlamına gelmektedir. Bu devrim bir taraftan bilgiyi ön plana çıkarırken, bilgiyi üretim sürecinin temel girdisi ve çıktısı haline getirirken, diğer taraftan da insanları şimdiye kadar görülmemiş ölçekte yönlendirebilme, biçimlendirebilme olanağını da gündeme getirmiştir. Başka bir deyişle, insanların neyi ne ölçüde bilecekleri, ne tür tutumlara sahip olacakları ve davranış anahtarları iletişim süreci içinde denetlenebilir hale gelmiştir. Çağdaş iletişim sürecinin kapsam ve etkinliği bir bakıma Hitler’in ünlü propoganda bakanı Geobbels’in düşlerini yansıtabilecek düzeye erişmiş gözükmektedir. (Postmodernizm)
  • Neyi düşünüyorsam o vardır. (Postmodernizm)
  • "Kant'a göre özgürlük, insanın aklını kullanarak kendisini, güdü, istek ve arzularını sınırlayabilmek olarak tanımlanmaktadır." (Postmodernizm)
  • Postfordist birikim rejiminin giderek başat konuma geldiği, yeniden yapılanan dünya kapitalizmi içinde, daha önceki dönemlere özgü “emek/sermaye güç dengesinin” kapsamlı bir biçimde değiştiği söylenebilmektedir… Sermayenin bir bölümü, eskiden olduğu gibi, mal ve hizmet üretmektedir. Yeniden yapılanan kapitalizm içinde sermayenin bir bölümü ise, … mal ve hizmet üretiminden kopmakta; kendisine en büyük getiriyi sağlayacak biçimde, dünya ölçeğinde yoğun ve son derece hızlı bir dolaşım sürecine girmektedir. Başka bir deyişle, mal be hizmet üretimi ile ilgisini koparmış, spekülatif amaçlarla dünyayı dolaşan bir finansman sermayenin mal ve hizmet üretimi ile ilgilenmemekte, emek sürecinden kopmuş gözükmektedir. (Postmodernizm)
  • Genç kafalara belirli kalıp ve klasik fikirleri aktarma yerine serbest düşünce ve araştırma zihniyeti beslenmelidir. (Türk-İslam Sentezi)
  • Postmodern söylemin belki de en önemli katkılarından biri, bilgi ya da kuram kavramlarının fetişizmine ağır bir darbe vurmasıdır. Bilgi ya da kuram kavramlarının fetişizminin yıkılması bu olguların ortadan kalkması anlamına gelmemektedir. Akıl yürütme, bilgi, adalet, doğru gibi kavramlar geçerliklerini, beğenilse de beğenilmese de, korumaktadırlar; çünkü insanın bütün totalitesi içinde yeniden üretilmesi başka türlü mümkün olmamaktadır. Eğer insanın ve toplumun yeniden üretimi, her şeyden önce, bir öğrenme süreci ise bunun var olabilmesi için bilgi, doğru, adil olan ve olmayan türünden kavramlar zorunludur. Postmodern söylem aklın dünyasallığının altını çizmektedir ve bu yadsınması olanaksız bir kritiktir. Ama insanın yeniden üretimi için akla, doğruya ya da kısaca açıklayıcı bilgiye (kurama) gereksinim vardır. Doğrunun ve bilginin geçerlik ölçütü entersubjectivite üzerine oturtulması ile beraber postmodern kritiklerin önemli ölçekte aşılabilmesi söz konusu olacaktır. (Postmodernizm)
  • Bilimin mutlak doğrusu bulunmuyor. Bilim sürekli olarak değişiyor. Eskinin yerini sürekli olarak yeni alıyor. İşte bu noktada Türk-İslam Sentezi'nin kendisine seçtiği hedefin yanlışlığı açıkça ortaya çıkıyor.İman dogmalara dayanıyor. Doğruluğu ve yanlışlığı sınanmadan kabul edilen, her zaman geçerli olan önermelerden oluşuyor. Böyle olunca doğruluğu sürekli olarak sınanan ve yanlış çıkarılarak gelişen bilimle bir arada yaşanmasına olanak bulunamıyor. (Türk-İslam Sentezi)
  • Özgürlük hakkı, düşünce ve vicdan özgürlüğü yanında “başkasının özgürlüğünü kısıtlamadan” mutluluğunu artırma için her şeyi yapmayı içerir. (Değişim Küreselleşme ve Devletin Yeni İşlevi)
  • "Ulusu ulus yapan, ilerleten ve verimli kılan kuvvetler vardır: Fikir kuvvetleri ve toplumsal kuvvetler... Fikirler anlamsız, mantıksız, safsatalarla dolu olursa o fikirler sakattır. Bunun gibi, toplumsal hayat akıl ve mantıktan yoksun, faydasız ve zararlı bir takım inanışlar ve geleneklerle dolu olursa felçli gibi olur." (Türk-İslam Sentezi)
  • Her toplumsal düzen için hem öznel hem de nesnel olarak kaybedenler ile kazananlar vardır. Yani herhangi bir düzende kaybedenler için adil olmayan kazananlar açısından adil ve meşru sayılabilecektir. (Postmodernizm)

Yorum Yaz