tatlidede

Girdi, Sermaye, Kaynak

Girdi, Sermaye, Kaynak
İşletmeler hizmet sektöründe veya üretim sektöründe kar amaçlı faaliyet göstermek üzere iş piyasasına çıkarlar. 

GİRDİ olarak; bir malı üretmek üzere para harcanır, gerekli hammadde kullanılır. Vergi, sigorta, yıpranma payı ödemeleri yapılır ve iş gücünden yararlanmak üzere işçi (insan) çalıştırır.

SERMAYE; Bir ticari faaliyetin gerçekleştirilmesi ve yürütülmesi için gerekli olan para veya paraya çevrilebilecek malların tümü anlaşılır.
KAYNAK; İşletmelerde insan kaynağının organizasyonu, bireye ve işletmeye yararlı olacak şekilde, bulunan yerin yasalarına uyumlu olarak etkin yönetilmesini sağlamak üzere fonksiyonel çalışmaların tümünü anlamak gerekir.

Konumuz, üretim sürecinde girdi, sermaye ve kaynak boyutuyla stratejik faktör olarak “insanı”  irdelemektedir.

Üretimi gerçekleştirmek üzere kurulacak işletme ile ilgili olarak öncelikle fizibilite çalışması yapıldığı bilinmektedir.

Bu bağlamda sermaye temini, hammaddeye ve pazara olan yakınlık önem arz ederken, organizasyonu ve üretimi gerçekleştirecek stratejik faktör olarak yetkin insan kaynağı temini/varlığı temel girdi olarak göz önünde bulundurulması gerekmektedir.

1900’lü yıllarda işletmeler sermaye büyüklükleriyle övünürlerdi. Hatta bazı fabrikaların girişlerine konulan levhalara sermaye miktarlarını yazarlardı. (Mardin Çimento Fabrikası, Sermayesi .... Milyon Lira gibi.)

1900’lü yolların ikinci yarısında işletmeler devası binalarını işletmelerinin gücü/büyüklüğü olarak şehirlerin merkezlerine gökdelen olarak inşa ettiler. Sabancı ve Tekel ikiz kuleleri bunlardan bazılarıdır.

Ancak daha sonra işletme giderlerinin fazlalığı ve dijitalleşme sonucu büyük binalara olan ihtiyacın ortadan kalkması nedeniyle elden çıkarmaya çalıştıklarını bir süreç gelişti.

Modern dönemde işletmeler artık sermaye büyüklükleri ve devasa yapılarıyla değil, istihdam ettikleri yetki insan kaynağıyla övünmektedirler.

Hatta beyin göçü olarak literatüre geçen şekliyle insan kaynağı sınır aşan bir faktör olarak üretim sürecindeki yerini almıştır. Bugün Nasa’da ve Silikon Vadisi’nde farklı millet ve renklerden insan kaynağı bulunduğu bilinen bir realitedir.

Dünyada birçok ülke/işletme yetenek avcıları aracılığıyla yetkin eleman kapma ve tutma yarışındadırlar.

Sermaye derken para ve para yerine geçen meta anlaşılıyor. Ancak paranın yapamadığı en ayırt edici şey düşünmektir. Burada tayın edici stratejik rol insanın kendisine aittir. 

Günümüzde konuşulan dördüncü sanayi devriminin konusu; tasarım, akıllı robotlar, yapay zekâ, kodlama ve internet otobanının mucidi ve işletmecisi profesyonel insan kaynağından başka bir şey değildir.

Halen yaşanan bir gerçek olarak trilyon dolarlarla ifade edilen Arap-Körfez sermayesi güvenilir liman, üretime dönüştürecek insan kaynağı ve yatırım ortamı aramaktadır. Petro-dolardan oluşan bu devasa sermayenin stratejik hedefi olmayanların eliyle çarçur edildiği ifade edilmektedir.

Sermayesi kısıtlı olsa da değer oluşturan, insani temel ilkeleri içselleştiren, etik normları yaşamın parçası haline getiren ülkelerin refah düzeylerini maksimize ettikleri görülmektedir.

Zengin doğal kaynaklara sahip olmalarına rağmen üretime dönük insan kaynağını aktifleştirmeyen işletmeler/ülkeler “varlık içinde yokluk” tabirinin somut örneklerini oluşturmaktadırlar. 

Etkili insan kaynağı istihdam edemeyen nice işletmenin kaderi iflasla sonuçlandığı bilinen bir gerçektir. 

Girdi sağlanmasında olumlu ortam bir avantaj olarak görülebilir. Sermaye potansiyel olarak bir avantajdır. Ancak sürdürülebilir üretim süreci için girdiyi ve sermayeyi sürükleyecek üretimi, pazarlamayı, satış sonrası ve müşteri memnuniyeti/sadakatini sağlayacak olan insan kaynağının öngörüsüdür ve becerisidir.

Verimli ve etkin insan kaynağı yönetimine UBER’i örnek göstermek mümkündür. Öğrenen örgüt yapısıyla ne otomobili ne de fabrikası olmayan mobil uygulama UBER taksi taşımacılık şirketinin piyasa değerinin 120 milyar dolar olduğu söyleniyor.

Yönetim süreci yaklaşımı oluşturan yönetim fonksiyonları: planlama, örgütleme, yöneltme ve kontrol insan kaynağının aktifliği sayesinde mümkün olur.

Taktik hedeflerle yetinmeyip stratejik hedefleri yakalamak ancak insan odaklı yönetim anlayışıyla mümkündür. Kurumların varlığının anlamı olan; İlkelerin korunması ve kurumsallaşmanın itici gücü insan kaynağıdır.

Girdi ve sermaye ikame edilmesi mümkün iken, insan kaynağının ikamesi mümkün değildir. Temenni edileni temin etmek için özgün olması nedeniyle insanın kendisi olmazsa olmaz stratejik faktördür.

Dört temel yetkinlik olan işbirliği, ilişki yönetimi, eleştirel düşünce ve yaratıcılık güçlü ve profesyonel insan kaynağının olduğu iklimde gelişebilir.

İnsanın kaynak olarak öneminin kavrandığı yerde; işletmenin hedef piramidi olur. Alın teri ve onurla yaşamak toplumsal düzeyde yüksek değer görür. Sadece başarı odaklı yaklaşım değil insanın kendisiyle, çevresiyle ve işiyle barışık olması amaçlanır.

Yorum Yaz