1 Mayıs Mardin'de coşku ile kutlandı!

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve Emek Demokrasi Platformu tarafından 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Mardin'de kitlesel basın açıklaması ile kutlandı.

Mardin'deki 1 Mayıs kutlamalarının adresi bu yıl Karayolları Parkı oldu.

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve TDB öncülüğünde Emek Demokrasi Platformu tarafından Mehtap Caddesinden Karayolları Parkına kadar yürüyüş düzenlendi. 

Karayolları Parkına siyasi parti, sendika ve sivil toplum örgütü üyeleri, arama noktasından geçerek alana alındı. Polis ekiplerinin yoğun güvenlik önlemi aldığı alana girenler, çeşitli sloganlar atarak bir süre halay çektiler.
Alanda 1 Mayıs'la ilgili konuşmalar yapıldı. Etkinlik katılımcıların çektiği halayın ardından son buldu.

Kutlamalarda Emek Demokrasi Platformu Dönem Eşsözcüsü Mustafa Bozan ve Evindar Öncü tarafından birer açıklama okundu.

Bozan açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Yüz binlerce insanımızın deprem enkazlarının altında ölüme terkedildiği, hayatta kalanların açlığa-soğuğa ve sokakta yaşamaya mahkum edildiği, topyekûn bir krizin ortasındayız. Tüm saydığımız bu kötülüklerin sorumlusu kapitalist düzen ve işçi-emekçi, kadın, doğa ve özgürlüklerin düşmanı siyasal iktidarlardır.

Doğal bir felaketin insan eliyle son birkaç yüzyılın en büyük trajedilerinden birine dönüşmesine neden olanlar göstermelik açıklamalarla, birkaç tutuklamayla acılarımızın üstünü örtemeyeceklerdir. Yaşamını yitiren her bir canlının, denetimsizliğin, rant politikalarının yol açtığı yıkımların er ya da geç hesabını soracağız!

Kapitalizmin kar hırsı, iktidarın rant politikaları nedeniyle sonuçları çok çok ağır olan depremde yaşamlarını yitirenleri buradan saygı ile anıyoruz. Tüm dünyada işçi sınıfı sayısal olarak hızla büyürken, ücretli emek yaygınlaşırken; biz üretenlerin toplumsal zenginlikten aldığı pay azalıyor. Sermayeyi emek sömürüsü de doyurmuyor. Doğa sermayenin sınırsız yağmasına açılıyor; yetmiyor, savaşlarla milyonlar yerinden yurdundan ediliyor. Başta işçi sınıfı olmak üzere tüm insanlık sermaye düzeninin bu ağır tahribatına ses çıkarmasın diye baskıcı rejimler destekleniyor.

İşçiden alıp patronlara verdiler, fakirden çalıp zenginin kasasını doldurdular, dar gelirliden alıp sermayeye kaynak aktardılar, rant için kentleri ve doğayı betona boğdular, asırlık yardım kuruluşlarını bile depremde çadır satar hale getirdiler, doğal afetleri felakete çevirdiler, Güvencesiz çalışmayı hemen her alanda hakim hale getirdiler, KHK’ler ile çalışma hakkını gasp ettiler, kayyum politikaları ile seçme ve seçilme hakkını yok saydılar. Ülkeyi bir şirket gibi yönettiler!"