Turizm bitti; Esnaf kan ağlıyor

Hemen her gün bir çatışma haberinin geldiği ilçelerdeki olaylar Mardin turizmini de vurdu. Daha önce tıklım tıklım olan Birinci cadde şimdilerde bomboş.

Mardin'in ilçelerinde son dönemlerde yaşanan hendek kazma, barikat kurma, kimlik kontrolü gibi PKK eylemleri sonrasında yaşanan operasyonlar nedeniyle 5 ay öncesine kadar dolup taşan Mardin'de tarihi mekanları boş, turizm işletmecileri ise adeta sinek avlıyor. Yapılan saldırı ve operasyonlar sonrası ekonomi ve turizm de etkilendi. Halk ise her gün terörün tedirginliğiyle uyanıyor.
Çözüm süreciyle birlikte başlayan güven ortamı son günlerde meydana gelen terör olayları ile son bulurken, Mardin ve ilçe turizmini olumsuz etkilenmeye başladı.
Mardin'e gelen yerli ve yabancı turistlerin uğrak yerleri arasında yer alan birinci cadde, Bakırcılar Çarşısı ve Tarihi Çarşı esnafı, son günlerde Türkiye ve özellikle bölgede meydana gelen terör olaylarının ardından sıkıntılı günler yaşıyor.

SÜRECİN BİTME HARİTASI
Bölgede yaşanan şiddet olaylarını ve turizme olan etkisini gazetemize değerlendiren Mardinli turizm işletmecileri, yaşanan şiddet olaylarının kendilerini ekonomik açıdan olumsuz etkilediğini söyledi. Çözüm süreci sayesinde yaklaşık 3 yıldır huzurun hakim olduğu bölgede yaşayan esnaf, “süreçten önceki günlere geri mi dönülüyor?” endişesi yaşamaya başladı. Bölgede turizm rezervasyonları iptal, yatırımlar ise ertelenmeye başladı.
Yaklaşık 3 yıldır sürdürülen çözüm süreci sayesinde huzurun hakim olduğu, ekonomik ve sosyal gelişmelerin yaşandığı Güneydoğu’da, 5 Haziran’da HDP’nin Diyarbakır İstasyon Meydanı’ndaki mitingine yapılan bombalı saldırıyla olaylar silsilesi başladı. Bu saldırıyı, hemen seçimin ardından İHYA-DER Başkanı Aytaç Baran’a yapılan suikast ve 3 HDP’linin öldürüldüğü olay takip etti.
Suruç’ta basın açıklaması yapan gençlere yönelik bombalı saldırı, polis ve askerlere yönelik saldırılar ile hem PKK ve IŞİD’e yönelik hava operasyonları hem de hendek kazmaları, barikat kurmaları, sokağa çıkma yasakları, vatandaşlarda “Süreç bitti de, 90’lı yıllara geri mi dönüyoruz?”kaygısı oluşturmaya başladı.
Yaşananlar, bölgede 7’den 70’e herkesi ve her kesimi etkiledi. Bölgede yine turizm turları iptal edildi, rezervasyonlar ve yatırımlar ertelendi.

SÜMER: 5 AY ÖNCE BÜYÜK HEDEFLER YENİ AÇTIĞIM OTELDE BİR GRUP BİLE AĞIRLAYAMADIM
Mardin Turizm İşletmecileri Derneği Kurucu Başkanı Burak Sümer, Darius Otelini 5 ay önce büyük hayallerle bitirmiş. Bir grup bile ağırlamadan kapalı durumda olan otelinin durumunu kara kara düşünen Sümer, dört gözle çözüm sürecinin yeninden tesis edilmesini bekliyor. Mardin'in ve bölgenin geleceğinin turizmde olduğuna vurgu yapan Sümer, bu konuda yaşanan olumsuzlukların bir an önce ortadan kaldırılmasını istedi.
Aynı zamanda İzala ve Darius Otellerinin işletme Müdürlüğünü de yapan Sümer, son beş ay içinde konaklattıkları turist sayısının bir elin sayısını geçmediğini işaret etti. Birçok otelin işçilerini işten çıkarmaya başladığını anlatan Sümer, bu konuda iledeki aktörlerin atık insiyatif alarak bu tür olayların önüne geçilmesi gerektiğini savundu.

MARDİN'İ ÖRNEK GÖSTERDİ
Mardin'e gelen hemen her turistin uğrak yerlerinden biri olan Artuk Bey firmasının yönetim kurulu başkanı Tacettin Yertüm de son olayların herkesi derinden etkilediğine işaret ederek, "Bölgede yaşanan olaylar herkesi etkiledi. Bu da ister istemez müşteriye yansıyor" dedi.
Turistlere yönelik satışı yapılan Badem Şekeri, Artukbey Kahvesi gibi yöresel ürünlerin satıldığı mağazalar zincirinin de sahibi olan Yertüm, Mardin'in sahibi olduğu hoşgörü kültürünün bütün dünyaya örnek olmasını istedi.
Esnaf Muhammed Ali de her sabah iş yerlerini açtıklarını ancak gün boyu oturduklarını, son olayların esnafı bitirme noktasına getirdiğini vurguladı. Terör olaylarının turizmi son derece olumsuz etkilediğini belirten Ali, olayların son bulmasını beklediklerini söyledi.

O KADAR UĞRAŞIMIZ ÇABAMIZ BOŞUNA GİTTİ
Esnaf Metin Ezilmez de Mardin'i turizmde tercih edilir hale getirmek için onlarca yıl uğraş verdiklerini, tam çabaların meyvesini alacakken, bölgenin yeniden eski çatışmalı ortama döndürülmek istendiğini aktardı.
Turizm işletmecisi Abdulkerim Aşıti de Mardin'de artık turist görmeyi unuttuklarını anlatarak, "Bir haftadır 15 TL kazandık. Daha önce günlük değiştirdiğimiz sabun raflarımızı 5 aydır aynı yerinde duruyor. Bu konuda artık birilerinin dur demesi lazım. bu şekilde giderse bütün Mardin esnafı kepenk kapatmak zorunda kalacak. " dedi.

MAĞDURİYETİMİZİ KİM GİDERECEK?
Gümüş satıcı Nurettin Anuk ise "Doğru düzgün haftalardır siftah yapmadık. Eskidden 200 gram gümüş satarak günde, şimdi 5 aydır 100 gram satmamışsız."şeklinde sıkıntılarını dile getirdi.
Kuruyemişçi Rıdvan Garguli de "Esnaf perişan kan ağlıyor. daha fazla bu şekilde idare edemeyiz. Zor günler bizi bekliyor."dedi.
Otel işletmecisi olan Yusuf İshakoğlu, "Genel anlamda perişan durumdayız. Bizim gibi birçok esnaf kapatmanın eşiğindeyiz. Mağdur durumdayız. Mağduriyetimizi giderecek derdimizi anlatacak hiçbir kurum yok."diyerek tepkisini dile getirdi.

YİNE OLAN ESNAFA VE HALKA OLDU
Terör olaylarının bir an önce son bulması için herkesin elinden geleni yapması gerektiğini vurgulayan esnaflardan Ali Demir ise “Peki, ne oldu? Yine olan esnafa ve halka oldu. Olan gencecik insanlarımıza oldu. Bu yaşananları bir an önce durdurur isek, bu sorunlar sona erecektir. Bütün dış güçler, bizim üzerimizde planlar yapıyor. Bundan dolayı bizim birlik içinde olmamız gerekir. Bakın olumsuz gelişmeler bütün esnafı etkiliyor.” ifadelerini kullandı.

BÜTÜN TURLAR İPTAL OLDU
Bölgede yaşanan şiddet olaylarından dolayı turizm sektörüne hitap ettikleri için olumsuz etkilendiklerini dile getiren tur operatörü Ahmet Işık ise son olaylar turizmi yüzde 90 oranında etkilediğini belirterek, “Bizler yerli ve yabancı turistlere hitap ettiğimiz için bizi direk etkiledi. Bütün turlar iptal oldu. Tabi gelen turistler de oluyor.”şeklinde konuştu.
Bazı spekülatif söylemlerin de kendilerini olumsuz etkilediğini belirten Işık, “Bizim halk olarak kenetlenmemiz lazım. Dış güçlerin oyunlarına gelmemeliyiz.”uyarısında bulundu.

BİRÇOK REZERVASYON İPTAL EDİLDİ
Esnaflar olarak mağdur olduklarını belirten Ahmet Pektaş ise, “İnsanlar bölgemize gelmeye korkuyor. İster istemez bir tedirginlik oluyor. İnsanların bakış açılarında değişiklik oluyor. Bu da biz esnafları olumsuz etkiliyor. Çünkü bizim işlerimiz daha çok turizme yönelik olduğu için, bu olaylar ilk olarak bize yansıyor. Güven ortamı olmadığı zaman ilk etkilenecek olan elbette bizim sektörümüzdür. Bu olaylar devletin çözüm geliştirmesi gereken olaylar, devlet ile halk bir olursa dış güçlerin etkisi Türkiye üzerinde olmayacaktır. Geçen yıl işlerimiz çok iyi idi. Güven ortamı olduğu için turistler de geliyordu.”diye konuştu.

“BU TOPRAKLAR KANA DOYDU”
Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafyada acılar yaşandığını kimsenin inkar edemeyeceğini, on binlerce ailenin evlatlarını, annelerini, babalarını, kardeşlerini kaybettiğini vurgulayan Abdulkadir Güneş ise “İki tarafın karşılıklı anlayış içerisinde buluşarak bu sorunu nihayete erdirmesi gerekmektedir. Hükümetin mutlaka bu yaşanan süreci barış ile noktalaması lazım. Artık silahların durdurulması, ülkemizin yararınadır. Bu ülkedeki evlatlarımızı toprağa vermek istemiyoruz. Bu topraklar kana doydu. Bunun mutlaka önüne geçilmelidir” ifadelerini kullandı.

“YATIRIMLAR ASKIYA ALINDI”
Müstakil Sanayici İşadamları Derneği(MÜSİAD) Mardin Şube Başkanı Nurettin Kasap, son yapılan operasyonlar sonucunda halkta doksanlı yılların tekrar yaşanabileceği endişesinin oluştuğunu kaydetti. Doğu ve Güneydoğu AnadoluBölgesinde uzun zamandan beri yaşanan normalleşme sürecinin ekonomik gelişmeye sağladığı katkıya değinen Kasap, ekonomik gelişmenin devam etmesi için demokratikleşme sürecinin sekteye uğratılmadan tamamlanması gerektiğini vurguladı.
PKK’ya karşı yapılan operasyonların piyasalarda tedirginliğe neden olduğunu belirten Kasap, “Şuandaki süreçte iş adamlarımız pozisyonlarını koruma eğilimindeler. Borsanın bir nebze düşmesi, dövizin yükselmesi, faizin bir iki puan artması nedeni ile iş dünyası yatırım konusunu rafa kaldırdı. Yatırım yapmayı düşünenler askıya aldılar. Mevcutlar da pozisyonlarını korumaya çalışıyorlar” dedi.


“SÜREÇ BÖLGENİN CAN DAMARI”
Kaygılarını dile getiren vatandaşlardan Kazım Demir çözüm sürecinin bölge için can damarı olduğunu söyledi. Demir, “Bundan sonra biz bu bölgede kanla, gözyaşıyla yaşamak istemiyoruz. Huzur içerisinde yaşamak istiyoruz bunun için biz halen çözüm sürecinden umutluyuz. İnşallah herkes aklıselim düşünerek, çözüm sürecinden yana tavır takınır ve bu meselede konuşularak halledilir. Bölgedeki son gelişmelerde karanlık ellerin devreye girdiğini düşünüyoruz. Bölgenin huzurunu bozmaya yönelik baskınlar, gözaltılar ve çeşitli eylemler halkın yararına değil zararınadır. Böyle eylemlerden biran önce acilen vazgeçilmesi gerekiyor. Bu süreçten sonra yaklaşık üç yıldır devam eden barış ve huzur ortamında olumlu gelişmeler oldu, huzur ortamı arttı. Huzurla birlikte ticari faaliyetler arttı, ekonomimiz güçlenmeye başladı. 30 yıldır göremediğimiz doğa güzelliklerini keşfettik. Artık yol kesmeler, faili meçhul cinayetler, çatışma ve silah sesleri, adam kaçırmalar ve bunun gibi daha bir çok benzer korku ve kaos ortamını oluşturan şeylerden çok uzaktık. Devlet teşvikleriyle yerli ve yabancı yatırımcılar bölgede yatırımı düşünmeye başlamışlardı ve Geleceğe umutla bakmaya başlamıştık. Maalesef kara bulutlar yaklaşıyor ve yaklaşan fırtınalar için en çok ihtiyacımız olan birlik ve beraberlik olmalıdır. Yakıp yıkmak kanı kanla temizlemek hiçbir şeyi çözmez. Ülkemiz üzerinde oynanan oyunlara izin vermeyelim bu ülke hepimize yeter gözlerin rengi, biçimi ne kadar farklı olursa olsun gözyaşlarının rengi hep aynıdır. İnsanlarımız ölmesin artık Analarımız ağlamasın ve Allah birliğimizi beraberliğimizi bozanlara savaş çığırtkanlığı yapanlara masum insanların ölümüne sebep olanlara fırsat vermesin” diye konuştu.

BARIŞ İSTİYORUZ SAVAŞ İSTEMİYORUZ
Remzi Subaşı, karıncaların bile ölmesini istemediklerine dikkat çekerek, “Çözüm sürecinin bitmesini istemiyoruz. Barış istiyoruz, savaş istemiyoruz. Çözüm sürecinin barış sürecinin bitmesini istemiyoruz. Gençlerimize yazık. Bütün gençler bizim, askerler de bizim polis de bizim. Biz kimsenin ölmesini istemiyoruz, bırakın insanları karıncalar bile ölmesin. İnsanların ölmesi kimseye fayda getirmez. Ölen herkes bizim çocuklarımız bizim evlatlarımız” ifadelerinde bulundu.