Hani!..

          SHP’nin iktidar ortağı olduğu bir dönemde merhum milletvekilimiz Mehmet Gülcegün, denizcilikten sorumlu devlet bakanı oluvermişti. Olmasına olmuştu ama denizi olmayan Mardin’den denizcilik bakanı nasıl olur tartışmaları da uzayıvermişti hani!

          Bu örneği bana hatırlatan konuya geleyim şimdi;

          Geçtiğimiz Ramazan Ayı’nda çok değer verdiğim dostlarımın da hazır olduğu iftar yemeğindeydim. Şakaların havada uçuştuğu hoş sohbetin arasında bizlere sunulan  o güzelim yemeklerin lezzetini almaya çalışırken pek anlamlandıramadığım bir atama fısıltısı geliyordu kulaklarıma. İsteyerek yada istemeyerek kabarttığım kulaklarımda çınlayan sesler, bir edebiyat hocamızın gençlik spor il müdürlüğü görevine getirildiğiyle alakalıydı.

             Ataması yapılan hocamızın Mustafa Kuzu olduğunu duymamın ardından düşünmeye başladım hani!

            Şahsen tanımadığım ancak gıyabında ismini çok defa duyduğum bir zat-ı muhteremdi yeni müdür. Dostlarımın sohbeti  koyulaştıkça Mustafa Hocamızın yeni göreviyle ilgili çeşitli fikirlerde ortaya serpildi hani!

             Bir beyin fırtınasına dönüşen sohbetin sonucunda, Mustafa Hocamızın geçici görevlendirmeyle geldiği ve kısa süre sonra eski görevine ya da daha başarılı olabileceği bir makama gönderileceği ile ilgili olarak herkes hemfikir oluverdi hani!

             Böyle bir fikirde herkesin ortaklaşmasındaki temel neden elbetteki Mustafa Hocamızın karakteristik yapısı ile ilgili değildi. Hocanın şahsı ile ilgili bir tek olumsuz durum yoktu ama bizleri bir görüşte hemfikir hale getiren şey hocamızın branşıydı hani!

              Hocamız bir edebiyatçıydı ve atandığı yeni görev spor müdürlüğü olunca yukarıdaki örneği hatırladım hani!

              Bir de Atatürk’ün bir vecizesi vardır bilirsiniz. “Ben Sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim.” Dost meclisimizde bizlere bu vecizeyi hatırlatan yine yeni müdürümüz oldu hani!

            Bu tip konuların muhatabı olarak genel kabul gören iktidar milletvekillerimize mevcut durumu sorduğumuzda “haberim yok” cevabıyla karşı karşıya kaldık ki bunun da onlar açısından bir handikap olduğunu düşünüyorum hani! Bu durumda da değerli milletvekillerimize yönelik olarak aklıma gelen iki soru var. Değerli milletvekillerimiz;   

            1 - Haberiniz olmadan böyle bir atama yapılabiliyor mu

            2 - Haberiniz dahilinde olduysa eğer, hocamıza daha fazla başarılı olabileceği bir makam mı bulamadınız?

            Değerli okurlarım; bir tekrar ve bir umutla yazıma son vermek istiyorum şimdi.

            Konunun, hocamızın şahsı ile ilgili olmadığını tekrar ediyorum.  Ve önümüzdeki süreç içerisinde bir edebiyatçının da tüm amatör sporları tanıyıp bu sporları idari alanında geliştirebileceğini görebilmeyi umuyorum.                       Umutlarımın gerçeğe dönüşebilmesi için de hocamıza cani gönülden başarılar diliyorum hani...