Jonathan Crary kimdir? Jonathan Crary kitapları ve sözleri

Sanat Tarihi Profesörü, Editör, Yazar Jonathan Crary hayatı araştırılıyor. Peki Jonathan Crary kimdir? Jonathan Crary aslen nerelidir? Jonathan Crary ne zaman, nerede doğdu? Jonathan Crary hayatta mı? İşte Jonathan Crary hayatı...

Sanat Tarihi Profesörü, Editör, Yazar Jonathan Crary edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Jonathan Crary hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Jonathan Crary hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Jonathan Crary hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1951

Doğum Yeri:

Jonathan Crary kimdir?

Sanat tarihi profesörü ve editör. Lisans eğitimini ve doktorasını Columbia Üniversitesi’nde tamamladı; Edward Said, Meyer Schapiro, F.W. Dupee ve Lucien Goldmann gibi isimlerin öğrencisi oldu. Ayrıca San Francisco Art Institute’ta film ve fotoğraf alanında eğitim gördü. İlk olarak California Üniversitesi’nin Görsel Sanatlar bölümünde ders verdi. 1989’dan beri Columbia Üniversitesi’nde çeşitli derslere giriyor, ayrıca Princeton ve Harvard üniversitelerinde misafir öğretim üyesi olarak çalışmalarını sürdürüyor. Kurucularından olduğu Zone Books’ta (1986) editörlüğe de devam eden Crary, Sanford Kwinter ile birlikte Incorporations’ı (1992, Çağdaş Teknoloji Kültüründe Beden) yayıma hazırladı. Çağdaş sanat ve kültür üzerine pek çok eleştiri yazısı var. Suspensions of Perception: Attention, Spectacle and Modern Culture (1999, Algının Askıya Alınması: Dikkat, Gösteri ve Modern Kültür) en bilinen kitaplarından. Türkçe’de ise yine Metis’ten okuyabileceğiniz Gözlemcinin Teknikleri: On Dokuzuncu Yüzyılda Görme ve Modernite (1990; Metis 2004) ile tanınıyor.

Jonathan Crary Kitapları - Eserleri

• 7/24
• Gözlemcinin Teknikleri

Jonathan Crary Alıntıları - Sözleri

• Uy­kuyu makineye göre adlandıran bir tabir var, pek önemli görün­mese de son derece yaygın: "uyku modu". Bir aygıtın düşük enerji durumunda hazır beklemesini böyle kavramak, uykunun daha geniş anlamını, ertelenmiş ya da azaltılmış bir işleyiş ve eri­şim koşuluna çevirir. Bir aç/kapa mantığının yerini alır, dolayı­sıyla hiçbir şey asla tamamen "kapalı" değildir ve hiçbir zaman tam anlamıyla istirahat durumu yoktur. (7/24)
• gözlemciyle nesne arasındaki ilişki özdeşlik temelinde değildir; ayrı ya da birbirinden uzaklaşan imgelerin yaşantılanması söz konusudur. (Gözlemcinin Teknikleri)
• Uyku yoksunluğu nispeten kısa bir süre içinde psikoza yol açar, birkaç haftadan sonra da nörolojik hasara neden olmaya başlar. Bazı deneylere göre, iki ila üç hafta uykusuz kalan sıçanlar ölüyor. Uyku yok­sunluğu insanı aşırı bir acizlik ve itaate sürükler, böyle bir du­rumda kurbandan anlamlı bir bilgi almak imkansızdır, çünkü her suçu üstlenip bir sürü şey uydurabilecek bir haldedir. Uykunun esirgenmesi bir dış kuvvetin benliğe el koyması, bireyin ayrıntılı olarak hesaplanmış biçimde paramparça edilmesidir. (7/24)
• Hem dünyayı tüm şeffaflığı içinde kavrayabilen hem kendi de bu dünya içinde yer alan bir gözlemci olmamıştır ve olmayacaktır da. Bunun yerine gözlemcinin yetilerini geliştirmesine izin veren, az çok güçlü kuvvet düzenlemeleri vardır. (Gözlemcinin Teknikleri)
• "Eski kitaplar ve eski binaların mirası dışında... Kültürde ya da doğada, modern endüstrinin araç ve çıkarları doğrultusunda dönüştürülmemiş ya da kirletilmemiş hiçbir şey kalmamıştır." (7/24)
• Gerçekte, bizim zorunlu kendi idare çabamızda, dayatılmış ve kaçışı mümkün olmayan bir tekbiçimcilik vardır. (7/24)
• Televizyon bir topluma üyeliğin nelerden oluştuğunu çok geçmeden yeniden tanımlamıştır. Vatandaşlığın yerini seyircilik alırken, eğitime ve medeni iştirake değer veriyormuş gibi yapma bile azalmıştır. (7/24)
• Bir tekniğin konumu ve işlevi tarihsel olarak değişebilir... Deleuze'un dediği gibi: " Bir yandan her tabaka ya da tarihsel oluşum, kendi kendisi üzerinde eyleyen, görünür ve dile getirilebilir olan şeyin bir dağılımını ima eder; öte yandan bir tabakadan diğerine geçerken dağılımda bir değişim yaşanır, çünkü görünen şeyin kendisi biçemsel olarak değişirken, ifadelerin kendileri de sistemlerini değiştirir." (Gözlemcinin Teknikleri)
• Üretimde zaman ve devinimin akılcı bir biçimde örgütlenmesine yol açan ihtiyaçlar aynı zamanda sosyal yaşamın farklı alanlarını da kuşatmıştı. (Gözlemcinin Teknikleri)
• İnsan gözünün yerine getirdiği tarihsel olarak en önemli işlevlerin çoğunun yerini, görsel imgelerin artık 'gerçek' olan ve optik olarak algılanabilen bir dünya içinde yerini alan bir gözlemciye atıfta bulunmadıkları türden pratikler almaktadır. Bu imgelerin atıfta bulunduğu herhangi bir şey varsa eğer, o da milyonlarca bitlik elektronik matematik verisidir. Görsellik giderek, soyut görsel ve dilsel öğelerin küresel çapta buluştuğu ve tüketildiği, dolaşıma sokulduğu, değiş tokuş edildiği sibernetik ve elektromanyetik bir alana yerleştirilecektir. (Gözlemcinin Teknikleri)
• Her gece insanın şalteri indirdiği derin bir uyku umudu, aynı zamanda umulmadık bir şeye gebe bir uyanışın beklentisidir. (7/24)
• Siyasal ve dinsel uyanışlar genelde algı çerçeve­sinde, işin aslını örtbas eden şeylere rağmen gerçeği görme, baş aşağı bir dünya ile düz duran dünyayı birbirinden ayırt etme ve uyanmış olduğun şeyin olumsuzlaması haline gelen kayıp bir ha­kikati yeniden bulma gibi yeni keşf edilmiş bir beceri olarak ifade edilir. Rutin varoluşun uyuşmuş yavanlığının adeta bir sırra ere­rek bozulması anlamına gelen uyanmak, uykunun uyuşuk bey­hudeliğine karşılık, sahiciliği yeniden elde etmektir. Bu anlamda, uyanış bir kararcılık biçimidir: Tarihsel zamanı altüst ediyor gibi görünen bir kurtuluş anı deneyimidir; bireyin bu anda önceden bilinmeyen bir gelecekle karşılaşması, kendini dönüştürmesiyle sonuçlanır. (7/24)
• yunanca holos: tam, eksiksiz; gerçeklikteki tüm görüntülerin bir bütüne dahil olduğunu savunan öğretiye dayanan (ç.n.) (Gözlemcinin Teknikleri)
• Uzam içkin bir biçim miydi, doğum sonrasında öğrenmeyle tanınan bir şey miydi? (Gözlemcinin Teknikleri)
• perspektif, homojen ve metrik olma potansiyeli taşıyan bir uzamı ima ederken, stereoskop ayrı ayrı öğelerden oluşan, temelde birleştirilmemiş ve toplama bir alanı açığa çıkarır. (Gözlemcinin Teknikleri)
• Daima bir şey yapıyor olmak, hareket et­mek, değişmek - prestij kazandıran şey budur, genelde 'eylem­sizlik' ile aynı anlamda kullanılan durağanlık değil. " Bu faaliyet modeli, daha önceki bir çalışma etiği paradigmasının dönüşüme uğramış hali değil, yepyeni bir normatiflik modelidir, ve gerçek­leşmesi için de 7/24 zamansallıklar gerekir. (7/24)
• Kaleydoskop kendisine bakan kişiye simetrik bir yineleme sunar. (Gözlemcinin Teknikleri)
• Uyku hiçbir zaman tam olarak aşılmamış modernlik öncesinin, 400 yıl önce ortadan kalkmaya başlayan tarım evreninin her yerde mevcut ama görülmeyen bir yadigârı. (7/24)
• Günümüzde bireysel bir yoksunluk olan uykusuzluk, genelleşmiş bir “dünyasızlık” durumuyla yakından ilişkilidir. (7/24)