diorex
life

Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü - İskender Pala Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü kimin eseri? Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü kitabının yazarı kimdir? Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü konusu ve anafikri nedir? Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü kitabı ne anlatıyor? Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü kitabının yazarı İskender Pala kimdir? İşte Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 05.02.2022 02:18
Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü - İskender Pala Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: İskender Pala

Tasarımcı: Utku Lomlu

Yayın Evi: Kapı Yayınları

İSBN: 9789758950218

Sayfa Sayısı: 638

Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Elinizdeki sözlükte divan şiiriyle ilgili tabiat, tabiat olayları, coğrafya, yerleşim bölgeleri, iklim kuşakları, insanlar ve özellikleri, kozmik âlem, felek, tıp, astronomi, yıldız ilmi, burçlar, müneccimlik, falcılık, remil, eski batıl ilimler, israiliyat, musiki deyim ve terimleri, makamlar, eski sanat dalları, hattatlık, müzehheplik, mücellitlik, eski hayat sistemi, günlük olaylar, âdetler, gelenekler, oyunlar, eğlence hayatı, savaş, savaş aletleri, savaş terim ve deyimleri, bezm ve rezm sistemi, efsanevi ve tarihi kişiler, tasavvuf ve tasavvuf i inanış sistemi, bunlara ait deyim ve terimler, tarikatlar, özellikleri, efsaneler, kıssalar, Yunan mitolojisi, dini terimler ve alışkanlıklar, ayetler, hadisler, fıkıh, tefsir ve dini ilimler ile İslâm dini ve dini hayat vs. birçok konularda açıklanması gereken maddeler yer almaktadır. Bunun yanında açıklanmaya muhtaç olan divan şiirinin özünü oluşturan beşeri veya ilahi anlamdaki platonik aşk, âşık, maşuk, içki alemleri, sevgilide güzellik unsurları, bu yolda oluşmuş mazmunlar, remizler, mefhumlar, ünlü aşk hikâye kahramanlarıyla ilgili imajlar ile mesnevi konuları ve divan şiirine özgü şekiller, türler, sanatlar, vezin ve kâfiye ile nazım özelliklerine de yer verilmiştir.

Kısaca, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, divan şiiriyle ilgili karşılaşılabilecek her güçlüğü yenme gayesiyle kaleme alınmış temel bir kaynak eser niteliğindedir. 

(Tanıtım Bülteninden)

Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü Alıntıları - Sözleri

  • Baştan ayağa göz oldu yüzünü görmek için Ey yüzü gül, saçı sünbül, boyu ar'ar* nergis Karamanlı Nizâmi
  • Şîrler pençe-i kahrımda olurken lerzân Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek
  • Aşk imiş her ne var âlemde İlm bir kıyl ü kal imiş ancak Fuzûlî
  • Yüzün gününde ey kamer envâra düşmüşem "Ânestü nâren"* olmuşam, ol nâra düşmüşem Nesimî
  • Âfet-i cân dediler gamze-i cellâdın için Nahl-i gül söylediler kamet-i şimşâdın için •Nedîm
  • Besâit oldu mürekkep, mürekkep oldu basît Mecâz oldu hakîkat, hakîkat oldu mecâz Sadullah Paşa
  • Yandırdı şevkin cânımı ey derde dermân kandesin Cânıma cân sensin velî ister seni cân kandesin ~Nesimî
  • Şîrler pençe-i kahrımda olurken lerzân Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek
  • Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı Felekler yandı âhımdan murâdım şem'i yanmaz mı
  • Mevlânâ der ki: “Aşk, acıyı tatlıya, toprağı altına, kederi neşeye, ağrıyı şifâya, hapishâneyi güllüğe, hastalığı nîmete, kahrı rahmete çevirir. Ölüyü dirilten ve köleyi efendileştiren de aşktır.”
  • Edebiyatta, insanı, uğruna ölünecek kadar aşk belâlarına düşüren güzeller için kullanılır. Divân şâiri, sevgilisini çok zaman âfet-i devrân olarak tanımlar ve bu âfet güzelliği ile fitneler koparır. Neş'e vü nâz ile ol gonca-i handân geliyor Nakd-i ömrüm güzelim âfet-i devrân geliyor ~ Ârif
  • Ateş, cehennemdeki nâr'dır. Ancak onda nur özelliği de vardır. Yani ateş, yakma özelliği yanında aydınlatma özelliğine de sahiptir. Nitekim güneş bir ateştir. Yandırıp yaşımı dökse ne aceb zülf ü ruhun Ki biri âteşe benzer biri dütün gibidir Karamanlı Nizamî

Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Fakültede olmazsa olmazımdı, beyitleri çevirirken çok faydası olduuu ,sözlük okumayı, yeni kelimeler ve anlamlar keşfetmeyi seven herkes sözlüğü mutlaka almalııı Dil-hûn : Gönlü Yaralı (Sin)

Kitaplara tutkusu olan insanların en önemli özelliği kelimelerle arasının iyi olmasıdır. Tutkudur sözcükler. Doğru sözcükler yanyana getirilince, etkileyici özelliği artar. Derman nedir? Sağlıksız bir duruma şifa bulmanın tanımıdır. Fiziksel rahatsızlıklara nazaran, ruhsal rahatsızlıklara derman ararız çoğu zaman. Ruhunu anlatmak güçtür, bu yüzden doğru sözcüklere başvurmak çok önemlidir. Bu yüzdendir ki sözlüklerin okunması gerekir. Bir kitap okurun reçetesinde olmazsa olmaz ilacıdır sözlükler. Sözcükleri yanyana getirmenin gücü hususunda bir anektod kullanmak isterim. Dünyanın en kısa hikayesi Ernest Hemingway tarafından bir öğle yemeğinde 6 kelimelik bir hikaye yazabileceği iddiasından sonra yazdığı 6 kelimelik hikayedir. "Satılık bebek arabası. Hiç giyilmedi." Sıradan sözcükler yanayana gelince, sayfalar dolusu anlatıma ihtiyaç duymadan akıp gider dimağda. Aynı zamanda sert bir darbe gibi etkiler. Sözcüklerin efendisi olmak böyle bir seydir. Doğru kullanmanın gücü denir buna. Sözcükler hakkında saatlerce konuşılabilir. Bazende tek sözcükle hayatı ifade eder, susarız. Gitti. Seni seviyorum. Bitti. Özür dilerim. Deli divane. Yusuf gibi. Züleyha olmak. ..... Tabi en sade anlatımı kullandım ben. Kitap kelimeler deryası olmasının yanı sıra kıssalarla sözcüklere derin anlamlar katıp okurlara anektodlarda katıyor. Edebiyat severler için başucu kaynağı olmasının yanısıra, divan edebiyatının en güzel kaynağıdır. Söz sanatlarını anlamak için çok iyi bir yardımcıdır, kaynak kitaptır. Keyifli okumalar! (Sevgi)

Şaşırtır adamı sadece bir kez deneyin arapça ve farsça mazmunların açıklamasını içerir. Hikayeler , kıssalar ve teşbih , telmih , istiareleri vb. bulmak için harika bir kaynak! (Esra KAYA)

Kitabın Yazarı İskender Pala Kimdir?

İskender Pala, 8 Haziran 1958 tarihinde Uşak‘ta Kayaağılı köyünde doğmuştur. Uşak Cumhuriyet ilkokulunda okudu. Kütahya Lisesi’nden mezun oldu. 1979 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Lisans tez çalışması Câmiu’n-Nezâir’dir. Yine İstanbul Üniversitesi’nde “Aşkî, Hayatı, Edebî Şahsiyeti ve Divânı” konusunda Doktora çalışması yaptı. 1983 yılında Doktorasını tamamladı.

1983 yılında Divan edebiyatı dalında doktor, 1993 yılında İstanbul Üniversitesi‘nde doçent ve 1998 yılında Kültür Üniversitesi‘nde profesör oldu. Ortaokul ve liseler için Türkçe ve Edebiyat ders kitapları yazdı. Denemeler, hikayeler, fıkralar ve edebiyat araştırmacısı olarak çeşitli ansiklopedi ve dergilerde bilimsel ve edebi makaleler yayımladı. Düzenlediği Divan Edebiyatı seminerleri ve konferansları geniş kitleler tarafından takip edildi.

1979-1982 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji seminer kütüphane memurluğu yaptı. Hayatının ilerleyen dönemlerinde çeşitli sebeplerden dolayı askerlik mesleğini tercih eden İskender Pala, öğretmen subay olarak 1982 yılında Deniz Kuvvetleri Komutanlığına girdi. 14 yıl 7 ay görev yaptıktan sonra 1996 yılında TSK‘dan ihraç edildi.

1982-1984 yılları arasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Deniz Lisesi Komutanlığı’nda teğmen, 1984-1986 yılları arasında Üsteğmen olarak görev yaptı.

1986-1987 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi’nde part-time Türk Dili ve Edebiyatı öğretim üyesi olarak çalıştı.

1987-1994 yılları arasında Yüzbaşı olarak, Dz.K.K.lığı Tarihi Deniz Arşivi kuruluş ve faaliyetleri görevinde çalıştı.

1994-1996 yılları arasında Tarihi Deniz Arşiv Araştırmaları ve Dz.K.K.lığı yayın faaliyetlerinin yürütülmesi görevinde çalıştı.

1996-1997 yılları arasında Öğretim yılı, MSÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Eski Türk Edebiyatı öğretim üyesi ve İSAM redakte kurulu üyeliği yaptı.

1997 yılında Öğretim yılında İstanbul Kültür Üniversitesinde öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı. Aynı zamanda Uşak Üniversitesi öğretim üyesidir.

İskender Pala, 1980 yılında F. Hülya Avcı ile evlendi. Hilye Banu, Elif Dilasa adında iki kızı, Alperen Ahmet adında bir oğlu vardır.

Ödülleri :

1989 – Türkiye Yazarlar Birliği dil ödülü, (Ansiklopedik Divân Şiiri Sözlüğü)

1990 – AKDTYK Türk Dil Kurumu ödülü, (Ansiklopedik Divân Şiiri Sözlüğü)

1996 – Türkiye Yazarlar Birliği inceleme ödülü, (Şairlerin Dilinden)

2001 – Aydınlar Ocağı Kayseri Şb. Yılın Edebiyat Adamı ödülü,

2001 – YTB Uşak Halk Kahramanı ödülü,

2003 – “Babil’de Ölüm İstanbul’da Aşk” Yılın Romanı Ödülü

2013 – Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü,

Türk Patent Enstitüsü Marka Ödülü

İskender Pala Kitapları - Eserleri

  • Şah ve Sultan
  • Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk
  • Od
  • Kitab-ı Aşk
  • Aşkname
  • Aşina Güzeller

  • Ah Mine'l-Aşk
  • ... Ve Gazel Yeniden
  • Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü
  • Atasözleri
  • Ayine
  • Katre-i Matem
  • Boğaziçi'ndeki Mücevher

  • Divan Edebiyatı
  • Divane Güzeller
  • Dört Güzeller - Toprak, Su, Hava, Ateş
  • Düşte Kalan
  • Efsane Güzeller
  • Gözgü
  • Gül Şiirleri

  • Güldeste
  • İki Darbe Arasında
  • Hayriyye
  • İki Dirhem Bir Çekirdek
  • Kadılar Kitabı
  • Kahve Molası
  • Kırk Ambar

  • Kırk Güzeller Çeşmesi
  • Kırkıncı Kapı
  • Kudemanın Kırk Atlısı
  • Leyla ile Mecnun
  • Mir'at
  • Muhteşem Şair Muhibbi
  • Müstesna Güzeller

  • Perişan Gazeller
  • Perî-şan Güzeller
  • Su Kasidesi
  • Şair Fatih: Avni
  • Şairlerin Dilinden
  • Şiirler Şairler Meclisler
  • Şir-i Kadim

  • Tavan Arası
  • Akademik Divan Şiiri Araştırmaları
  • Kronolojik Divan Şiiri Antolojisi
  • Aşka Dair
  • Mevlana
  • Efsane
  • Hoş Sadâ

  • Kırklar Meclisi
  • Lale Devri
  • Mihmandar
  • İstanbulcunun Sandığı
  • Bülbülün Kırk Şarkısı
  • Şahane Gazeller 1
  • Üstatlar konuşuyor

  • Fetih ve Fatih
  • Nurundandır Bütün Nurlar
  • Mesela
  • İstanbul Bir Rüya
  • Karun ve Anarşist
  • Şahane Gazeller 2
  • Şahane Gazeller 3

  • Uzmanlar Konuşuyor
  • Barbarossa
  • Tarihimiz Konuşuyor
  • Türk Dili ve Kompozisyon
  • Yunus Emre
  • Şahane Gazeller 1- Fuzuli 
  • Nabi

  • Naili
  • Namık Kemal'in Tarihi Biyografileri
  • Necati
  • Nedim
  • Nef'i
  • Şeyh Galip
  • Aşkî

  • Baki
  • Fatih Sultan Mehmet
  • Fatih'in Şiirleri
  • Abum Rabum
  • İtiraf
  • Kalp
  • Akşam Yıldızı

  • Şiirin Sultanları
  • Ortaöğretim için Divan Şiiri
  • Ahmed Paşa
  • Jennifer’ın Düğünü
  • Darbe: Kan ve Sultan
  • Aşk Bir Zamanlar
  • Neyzen Tevfik

  • Vali Hanım
  • Süleyman
  • Leyla ile Mecnun
  • Nizamülmülk
  • Kılıçarslan
  • Kervan
  • Düşte Kalan

  • Güldeste
  • Mevlanâ Celaleddin
  • Ah Mine'l Aşk
  • A-71
  • Şehir ve Kültür İstanbul

İskender Pala Alıntıları - Sözleri

  • Aşk da, âşıklık da en güzel meslektir bize. Ve Sevgili'nin yüzü yoksa eğer gözümüzde, aşk da haramdır bize, âşıklık da. (Mevlana)
  • "Sevgilinin Mahallesinde âşık kavgası hiç eksik olmaz,hatta sevgilinin Mahallesinin köpekleri onların kanları ile beslenir." (Şir-i Kadim)
  • Hak kulundan intikamın yine abdiyle alır Bilmeyen ilm-i ledünni anı kul yaptı sanır (Şiirler Şairler Meclisler)
  • İlk aşk günahı cennette işlenmiş, onun için aşk cennet duygusudur. Aşk cennetten çıkarıldığı için insana bu kadar fedakarlık yaptırır. (Ortaöğretim için Divan Şiiri)
  • Mutluluğun zevki paylaşılarak çıkar küçüğüm, lakin üzüntü tek başına yaşanır. (Abum Rabum)
  • Mezarlık bir ibrethanedir. İnsanı duaya sevk eden esrarlı sessizliklerin en muhteşem mabedidir o. (Tavan Arası)

  • Âşıkın ciğeri yandıkça, gözü yaş (su) döker. (Ah Mine'l Aşk)
  • Göz... Savaşı başlatan haberci. Bakış... Elde olmayan kader; ilahi kaza. Ve Aşk... Kalple göz arasında kutlu bir hadise... (Kitab-ı Aşk)
  • Dilberin eziyeti, rakibin düşmanlığı, ayrılığın ateşi ve gönlün zafiyeti... Meğer Allah beni bunca türlü dert için yaratmış. (Şiirin Sultanları)
  • 21. Derecelenme ve zıtlıklar olmayınca âlem yıkılır. Nitekim cahil de âlimin yerini tutamaz. 22. Su, ateşin yaptığı işi yapamadığı gibi; toprak da rüzgarın görevini yere getiremez. 23. Demirin işini altın beceremez; tuzun tadını ve çeşnisini de mücevher veremez. 24. Elin yaptığını ayak başaramaz; kalem de kılıcın çıktığı makama ulaşamaz. 25. Gözün yaptığını kulak yapamadığı gibi fare, akıl edip de zehiri düşünemez. 26. Çiftçinin yerini kuyumcu tutamaz, dülger de ayakabıcının işinden anlamaz. 27. Efendinin işini nasıl köle bilmezse, sultan da halkın işini bilemez. 28. Sıcak soğuğun yaptığını yapamazken; kuru hiç yaşın sonunu bilebilir mi? 29. Gölge güneşin eserini ne anlasın? İçki de Cemşit'in neşesini anlamaz ki zaten.. 30. İşte her şeyin bir zıddı vardır. Artık yaratılışındaki kabiliyet ölçüsünde bunu anlayıp hisseni al. (Hayriyye)
  • Mihr-ü mah ister cemalinden zekat Failatün Failatün Failat.. (Ey sevgili! Güneş ile ay (bile, sana hayranlıklarından dolayı) güzelliğinin zekatını isterler.) (Hoş Sadâ)
  • Sakın terk-i edebden kûy-ı mahbûb-ı Hudâdır bu Nazargâh-ı ilâhidir Makâm-ı Mustafa’dır bu NÂ Bî (Nabi)
  • Dahi mecâz u hakîkat ne olduğunu bilmez Hevâ-yı aşk sanır bir dil-i harâbım var |Nailî Benim, aşka tutulduğunu zanneden harabeye dönmüş bir kalbim var ki henüz neyin mecaz, neyin gerçek aşk olduğunu bile bilmiyor. (Şahane Gazeller 2)

  • Kişi kalbinde olanı Allah'tan başkasına bildirmeye mecbur değildir. (Kervan)
  • Geçmiş zamanın puslu hatıralarıdır kimlikler giydiren ruhlarımıza ve geçmiş zamanlar neşeli ve sevinçleriyle, hüzünleri ve acılarıyla en çok tavan arasında saklanırlar. (Tavan Arası)
  • Hamdım, piştim, yandım... (Mevlana)
  • Yıkılıptır şu cihân sanma ki bizde düzele Devleti çerh-i deni verdi kamu mübtezele Şimdi ebvab-ı saadette gezen hep hezele İşimiz kaldı heman merhamet-i Lemyezele İkbali / Cihangir (Şiirin Sultanları)
  • Ölüm... Acı olduğu kadar mecbur, ürkütücü olduğu kadar alışılmış, aykırı görüldüğü denli doğal ve kovulmak istendiğince kucaklanmış. Hayatla birlikte var; insanla birlikte yok. (Mir'at)
  • gel, yine gel, ne olursan ol yine gel (Mevlanâ Celaleddin)
  • Sevmek, tanımakla başlar. (Müstesna Güzeller)

Yorum Yaz