Ateş ve Barut - Emine Şeyma Mengi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ateş ve Barut kimin eseri? Ateş ve Barut kitabının yazarı kimdir? Ateş ve Barut konusu ve anafikri nedir? Ateş ve Barut kitabı ne anlatıyor? Ateş ve Barut PDF indirme linki var mı? Ateş ve Barut kitabının yazarı Emine Şeyma Mengi kimdir? İşte Ateş ve Barut kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Emine Şeyma Mengi

Yayın Evi: Epsilon Yayınevi

İSBN: 9786051733623

Sayfa Sayısı: 408

Ateş ve Barut Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Kontrolleri dışında hayatları birleşen iki genç… Ayaz, hayatının merkezine koyduğu kızla nasıl baş edeceğini bilmiyordu. İpek, onun hayatına dahil olma sebebini çok sonradan öğrenecekti. Biri hayatın karşısına çıkardığı okları takip etmişti, diğeri içindeki fırtınaya rağmen fedakârlığı seçmişti. Çok kırdılar, çok döktüler. Ne hayatlarındaki köklü değişime ne de başına buyruk kalplerine dur diyebildiler. Birbirlerine savaş açsalar da teselliyi yine hep birbirlerinde aradılar. Ama akılla, mantıkla ve inatla girdikleri bu savaşta asıl söz sahibinin kalpleri olacağını bilemediler…

Ateş ve Barut Alıntıları - Sözleri

• Hayat karanlık bir gece olsaydı, bazı insanlar ışık saçan bir ay, bazıları da yol gösteren yıldızlar olurdu.
• Keşkeler ruhun intiharıdır. Belkiler de umudu. Keşkelere yer vermeyip, belkilere tutunursanız ışığınızı bulursunuz.
• İnsan özler, özlediğinin farkına varırdı. Peki bu özlem neden hep kavuşma anında gözyaşına dönüşürdü? İnsan kaybettiğinin değerini elinden gidince anladığı gibi, özleminin boyutunu da hasret kaldığı kişinin gözlerine baktığında anlıyordu belli ki.
• Eğer çevrenizdeki insanların keyfi yerinde ise siz kimsenin umurunda olmazsınız. Derdinizi takmamanızı, görmezden gelmenizi söylerler. Kendi dertlerinin çaresini sizde ararlar. Bazen de onların çaresi sizin derdinize yol açar.
• “Mutluluğumuzun adı “anı” olduğunda farkına varıyorduk değerinin.”
• Hayat bir rüzgârdır. Öyle bir rüzgârdır ki estiğinde hiçbir şey yerinde kalmaz, hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Sizin o rüzgârı durdurmaya gücünüz yetmez. O rüzgârda savrulan bir yaprak olur, konacağınız veya düşeceğiniz yeri beklersiniz. Hayat size güzel bir sürpriz yapar, konarsınız. Hayat size acı bir oyun oynar, düşersiniz. Ben düştüm.
• "Ben kendimi kendimden korumalıydım asıl. Beni mutsuz eden yine bendim...Beni içten dışa doğru yiyip bitiren bir canavar vardı sanki içimde ve ben ona bir an önce dur demeliydim."
• Güller de güzeldi ama dikenleri vardı. Umut da öyleydi. Güzeldi ama hayal kırıklıkları vardı.
• Fırtınanın ardından gökkuşağı çıkardı hep. Peki gökkuşağı yerini neye bırakırdı? En tatlı rüyalara mı? Yoksa en katlanılmaz kabuslara mı?
• İnsan kalpten yoksun olduğunda kötülük yapmaz; kalbi ağrır, saçtığı şer çığlıkları olur.

Ateş ve Barut İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Yazarın okuduğum ilk kitabı, daha doğrusu e kitabı diyelim :) Klasik bir kurgusu vardı, aile şirketlerinin birleşmesi için zoraki bir evliliğe mahkum olan iki gencin, evlilikleri boyunca birbirlerini tanımaları, uyum sağlamaları ve aşık olmalarını anlatıyordu... Gerçi erkek karakter başından beri kıza aşıktı ama kızın bunu anlaması biraz uzun sürdü, zira sürekli çıkardığı gereksiz tartışmalardan, anlaması pek de mümkün değildi, ayrıca karakterler bana biraz naif geldi, kavga ederlerken bile sıkıldım ;) (Satıgül Yüksek)

"Kontrolleri dışında hayatları birleşen iki genç, Ipek ve Ayaz.. Ipek'lerin şirketi batma durumuna gelmiştir ve ailesini bu durumdan kurtarmasının tek yolu da ortak olacakları adamın oğluyla evlenmesidir. Ipek için herşey zoraki bir şekilde olsa da Ayaz için işler hiçte öyle değildir, aksine bu evliliği hem dedesini kırmamak için hem de gerçekten istediği için kabul eder. Olaylar bir şekilde ilerler, Ipek'in hırçınlıklarını Ayaz'ın sakinliği dengeler. Ve tabi ki kaçınılmaz son gerçekleşir, birbirlerine aşıklar olurlar." Aşk romanları sevmeme rağmen bu kitap beni pek tatmin etmedi açıkçası. Kesinlikle akıcı bir anlatıma sahip olmasına rağmen biraz boş geldi bana Yazarın emeğine sağlık diyorum ve sırada ki kitabıma doğru yol alıyorum (Juliet)

Uzun zamandır, okuduğum en sakin ve en eğlenceli kitaptı diyebilirim. Karakterler arasındaki enerjinin ve ana karakterlerimizin sağlam duruşu beni o kadar çok etkiledi ki, okuduğum her sayfadan keyif aldım. Klişe bir girişi olmasına karşın, gereksiz dramlarla boğulmuş, saçma sapan triplerle tuzlandırılmış bir kitap değildi. Aksine, slice of life kategorisine koyabileceğim oldukça sakin ilerleyen ve günlük hayatın bize verdiklerini anlatırken, aynı zamanda da duyguların yoğunluğunu geçirmeyi başaran etkili bir dille yazılmıştı. Açıkçası, yazarımızın kalemini beğendim. Beni içine çeken bir yanı vardı. Ayrıca, ana karakterimiz İpek'i de çok sevdim. Hatta bazı huylarını kendi huylarıma benzettiğimi de söyleyebilirim. Kitap boyunca en çok empati kurduğum karakter de İpek oldu zaten. Onun duygularını, sert tavırlarının ardındaki düşünceli yanlarını kendime oldukça yakın buldum ve onu gerçekten anladığım için bu kitaptan fazlasıyla zevk aldım. Tabii, dram istiyorum, acı istiyorum, gözyaşı görelim diye haykıran yanım için biraz üzücü bir sonuç olsa da... Soft bir hikaye isteyen yanım adına sevindirici bir kitap oldu. >.< (s.)

Ateş ve Barut PDF indirme linki var mı?

Emine Şeyma Mengi - Ateş ve Barut kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ateş ve Barut PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Emine Şeyma Mengi Kimdir?

Sosyal paylaşım platformu Wattpad'de "@seymaendless" adıyla yazmaktadır.

Emine Şeyma Mengi Kitapları - Eserleri

• Aşktan Kaçarken
• Ateş ve Barut

Emine Şeyma Mengi Alıntıları - Sözleri

• Hayat bir rüzgârdır. Öyle bir rüzgârdır ki estiğinde hiçbir şey yerinde kalmaz, hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Sizin o rüzgârı durdurmaya gücünüz yetmez. O rüzgârda savrulan bir yaprak olur, konacağınız veya düşeceğiniz yeri beklersiniz. Hayat size güzel bir sürpriz yapar, konarsınız. Hayat size acı bir oyun oynar, düşersiniz. Ben düştüm. (Ateş ve Barut)
• Keşkeler ruhun intiharıdır. Belkiler de umudu. Keşkelere yer vermeyip, belkilere tutunursanız ışığınızı bulursunuz. (Ateş ve Barut)
• Sorun kalbimin ta kendisiyken, kalbimi dinleyip sorunu nasıl çözebilirim? (Aşktan Kaçarken)
• Eğer çevrenizdeki insanların keyfi yerinde ise siz kimsenin umurunda olmazsınız. Derdinizi takmamanızı, görmezden gelmenizi söylerler. Kendi dertlerinin çaresini sizde ararlar. Bazen de onların çaresi sizin derdinize yol açar. (Ateş ve Barut)
• "Biliyor musun? Senin yüzündeki gülümsemenin sebebi de ben olmak istiyorum." (Aşktan Kaçarken)
• Hayat karanlık bir gece olsaydı, bazı insanlar ışık saçan bir ay, bazıları da yol gösteren yıldızlar olurdu. (Ateş ve Barut)
• Hem demezler miydi insan sevdiği ile uğraşır diye? (Aşktan Kaçarken)
• İnsan özler, özlediğinin farkına varırdı. Peki bu özlem neden hep kavuşma anında gözyaşına dönüşürdü? İnsan kaybettiğinin değerini elinden gidince anladığı gibi, özleminin boyutunu da hasret kaldığı kişinin gözlerine baktığında anlıyordu belli ki. (Ateş ve Barut)
• “Mutluluğumuzun adı “anı” olduğunda farkına varıyorduk değerinin.” (Ateş ve Barut)
• İnsan seveceğini seçemiyor. (Aşktan Kaçarken)
• "Benim yalanlarım gerçeklerdi, senin yalanların ise duygular... Hangisi daha kötü?" (Aşktan Kaçarken)
• "Ben kendimi kendimden korumalıydım asıl. Beni mutsuz eden yine bendim...Beni içten dışa doğru yiyip bitiren bir canavar vardı sanki içimde ve ben ona bir an önce dur demeliydim." (Ateş ve Barut)
• Yönetmen hayatken; biz oyuncular doğaçlama takılıyorduk. (Aşktan Kaçarken)
• + "Canavarlar yatağımızın altında değiller mi?" - "Hayır Yağmurcuğum, canavarlar yatakların altında olmazlar. Canavarlar kafamızın içinde." (Aşktan Kaçarken)
• "Bize birbirimizden ayrı bir hayat yok." (Aşktan Kaçarken)
• İnsan kalpten yoksun olduğunda kötülük yapmaz; kalbi ağrır, saçtığı şer çığlıkları olur. (Ateş ve Barut)
• Güller de güzeldi ama dikenleri vardı. Umut da öyleydi. Güzeldi ama hayal kırıklıkları vardı. (Ateş ve Barut)
• Ben aşktan kaçarken aşka yakalanmıştım. (Aşktan Kaçarken)
• Dünya garipti işte. Ummadığın anda ummadığın şeyler çıkıyordu karşına. Asla yapmam dediğini yapıyor, nefretin nefes alma sebebin olabiliyordu. (Aşktan Kaçarken)
• Fırtınanın ardından gökkuşağı çıkardı hep. Peki gökkuşağı yerini neye bırakırdı? En tatlı rüyalara mı? Yoksa en katlanılmaz kabuslara mı? (Ateş ve Barut)