Her Gün Perşembe Olsa - Attila Şenkon Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Her Gün Perşembe Olsa kimin eseri? Her Gün Perşembe Olsa kitabının yazarı kimdir? Her Gün Perşembe Olsa konusu ve anafikri nedir? Her Gün Perşembe Olsa kitabı ne anlatıyor? Her Gün Perşembe Olsa PDF indirme linki var mı? Her Gün Perşembe Olsa kitabının yazarı Attila Şenkon kimdir? İşte Her Gün Perşembe Olsa kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Attila Şenkon
Editör: Duygu Çayırcıoğlu
Tasarımcı: Suat Aysu
Tasarımcı: Deniz Karagül
Yayın Evi: İletişim Yayınları
İSBN: 9789750529160
Sayfa Sayısı: 87
Her Gün Perşembe Olsa Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Yaşlı kadının plastik bir kutu içinde sunduğu lokumları sever, hele pembe olanlara bayılırdı. Yaşlı kadın güllü diyordu onlar için. Tadını tam çıkaramadığı, ama limona benzettiği sarılarını da severdi. Yalnız yeşil olanlardan hoşlanmaz, ağzını yakan keskin nane tadından nefret ederdi. Bazen yaşlı kadın kutuyu masanın üzerinde bırakıp giderdi. Küçük kız o zaman kutudaki lokumları dilinin ucuyla ıslatıp tozlarını siler, renklerini açığa çıkarıp pembelerini seçerdi. Sonra öbürlerini kutunun dibinde biriken toza bular, bir şey olmamış gibi yerine otururdu.
Attilâ Şenkon’un, 1991 Akademi Kitabevi Öykü Özendirme Ödülü’nü alan bu ilk kitabı, gerçek ile masalın, var ile yokun arasında erimiş incecik çizgide gezinen kısacık ve duygu dolu öykülerden oluşuyor.
Her Gün Perşembe Olsa, otuz yıl önce kaleme alınmış olmasına rağmen güncelliğini hiç yitirmemiş öykülerin kitabı.
Her Gün Perşembe Olsa Alıntıları - Sözleri
- "Herkes anlaşılmayı bekliyor. Kimse anlamaya yanaşmıyor."
- Biliyorum ki, dostluklar var oldukça sevgi tükenmez.
- İki tümce arasında bunca değişir mi insan?
- "İnsanın kendine alışmasından daha kolay hiçbir şey yoktur."
- "İçinde film olmayan bir makine ile fotoğraf çekmeye benziyor bizimki."
- Bir arkadaşım ‘Yalnızlığım yalnızca benimdir,’ derdi. Yalnızlığına dokunmama izin vermediği için de soğuk, aşılmaz bir uzaklık oldu aramızda. Bu yüzden, ortak yaşanmış onca yıla karşın hâlâ dostum diyemiyorum ona. Bence zamandan çok saydamlık ister dostluk. Açıklık gerektirir. Yılların fazla önemi yoktur aslında.”
- Seninseyemezsin çocuk. Sevgi, hoşgörü, özveri bolca konmuşsa hamuruna ve sen yirmi küsur yıl böyle pişmişsen, olmak istediğin bu kişiyi seninseyemezsin. Değişmeye karar verdiğimde sen yaşlardaydım. Beni de bezdirmişti insanlar. Tek çıkar yolun oyunu onların kurallarıyla oynamak olduğuna inanmıştım. Başlangıçta zorlandıysam da, sonunda kaskatı bir maske takabildim yüzüme. Ne var ki, içimdeki benle yüzümdeki maske hâlâ iki yabancı.
- Seni, gece yağıp sabah keşfedilen kara benzetiyorum. Bütün yeryüzü aklığınla örtülmüş ve henüz kimse dokunmamış sana. Saflığın huzur veriyor, seni seyrederken dinleniyorum.
- Güzelliklerini, doğrularını bulup çıkarmayı bildikten sonra kötü insan yoktur ki. Kimse ne tam bir melek, ne de tam bir şeytandır.Hırsları, tutkuları, umutları, korkularıyla insanız hepimiz.
Her Gün Perşembe Olsa İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Selam kitap severler Güzel ve ödüllü bir öykü kitabı ile geldim. 16 öyküden oluşan kitabımız 4 mevsime serpiştirilmiş.Sonbahara ait öyküler beni çok etkiledi. (Sonbaharı da severim).Ayrıca kitaba adını veren öyküde çok derin anlam içeriyor.Yazarımızın 30 yıl önce kaleme aldığı öyküler hâlâ güncelliğini korumaktadır.Öykü severler için okunması gereken bir kitap. Kitapla kalın (Gökçe Uçar)
Her gün Perşembe olsa beni Atilla Şenkon ile tanışma kitabım. kitap ,16 adet öyküden oluşuyor. Kimisini sevdim kimisini sevmedim fakat genel olarak beğendim. Hele kitaba adını veren her gün perşembe olsa adlı öykü beni çok etkiledi. Tavsiye ederim. (okurgezerbiri1)
Yazar Attila Şenkondan otuz sene önce yazılmış 16 öykü ... Sımsıcak, samimi, tertemiz ve masum ... “Güzelliklerini, doğrularını bulup çıkarmayı bildikten sonra kötü insan yoktur ki. Kimse ne tam melek ne de tam şeytandır. Hırsları, tutkuları, umutları, korkularıyla insanız hepimiz” diyor öykülerin birinde ... Bu öyküleri otuz yıl eskitememiş çünkü işte “insanız hepimiz”, kimi gerçeküstü, kimi hayalperest kimi de alttan alttan hüzünlü bizim hikayelerimiz, özlemlerimiz, umutlarımız olunca ... (Cem Erem)
Her Gün Perşembe Olsa PDF indirme linki var mı?
Attila Şenkon - Her Gün Perşembe Olsa kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Her Gün Perşembe Olsa PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Attila Şenkon Kimdir?
Attilâ Şenkon, 21 Ağustos 1962'de Ankara'da doğdu. İlk, orta ve liseyi bu kentte tamamladı. 1987'de Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü'nden yüksek lisans derecesiyle mezun oldu. Dostluk ve insan ilişkilerini fantastik bir anlatımla sorgulayan öykülerini 1990'da Her Gün Perşembe Olsa adıyla kitaplaştırdı. Bu ilk kitabı ile 1991 Akademi Kitabevi Öykü Özendirme Ödülü'ne değer görüldü. 1993'te ikinci öykü kitabı Uykusuz Gece Düşleri, 1995'te Ten Yükü, 1998'de ise Nazlı Eray'ın yaşamöyküsünden yola çıkarak yazdığı ilk romanı Bütün Düşler `Nazlı'dır yayınlandı. Güldane Ayaoku Yiğit tarafından filme alınan Ten Yükü, 19. İFSAK Ulusal Kısa Film Yarışması'nda dördüncü oldu.
Attila Şenkon Kitapları - Eserleri
- Gökkuşağına İki Bilet
- Hoş Bulduk Hayat
- Yalan Satıcısı
- Her Gün Perşembe Olsa
- Telef
- Ten Yükü
- On Üç Büyülü Öykü
- Bıyık İzi Yalanları
- Bütün Düşler Nazlı'dır
- Aykırı Üçgenler
- Sustum Duydun mu?
- Bahar Temizliği
- Geveze Kitap Tatilde
Attila Şenkon Alıntıları - Sözleri
- Biliyorum ki, dostluklar var oldukça sevgi tükenmez. (Her Gün Perşembe Olsa)
- “Bizimle dalga geçen hayattır. Her zaman. Hep.” (Yalan Satıcısı)
- “Benim yaşadıklarım kaderdi. Kadere ancak boyun eğilir. Halka yaşatılan zulme ise baş kaldırmak gerekir.” (Telef)
- “Hayatın yeni dalgası, yüreğimin kıyısına vurup geri çekiliyor usulca. Bir taş daha yerine oturur. Romanın bittiğini anlarım.” (Yalan Satıcısı)
- Unutma, insanın kendini tanımasından daha önemli şey yoktur yaşamda. Kendini tanımayan başka insanları anlayamaz. Başka insanlar anlaşılmadan da yaşam anlatılamaz. (Gökkuşağına İki Bilet)
- “Yaşama bir ucundan tutunmazsak hızlı bir tren gibi bizi almadan yanımızdan geçip gider.” (Bütün Düşler Nazlı'dır)
- Seninseyemezsin çocuk. Sevgi, hoşgörü, özveri bolca konmuşsa hamuruna ve sen yirmi küsur yıl böyle pişmişsen, olmak istediğin bu kişiyi seninseyemezsin. Değişmeye karar verdiğimde sen yaşlardaydım. Beni de bezdirmişti insanlar. Tek çıkar yolun oyunu onların kurallarıyla oynamak olduğuna inanmıştım. Başlangıçta zorlandıysam da, sonunda kaskatı bir maske takabildim yüzüme. Ne var ki, içimdeki benle yüzümdeki maske hâlâ iki yabancı. (Her Gün Perşembe Olsa)
- "... az önce açtığı yarayı kendi örten bir yara bandıydı o an." (Yalan Satıcısı)
- Korkuyordum hayattan. Ben küçücüktüm, o ise çok büyük. Tırmanmam gereken yüksek bir dağ gibi dikiliyordu karşımda. Eteklerine çocukluk, aradaki kısmına gençlik, zirvesine de yaşlılık adı verilen üç katmanlı bir dağ idi bu. (Hoş Bulduk Hayat)
- Kısaca, payına düşeni yaşayan her fani gibi ben de dersimi aldım, yükümü sırtladım; biraz kırgın, biraz dargın, yorgun argın gidiyorum. (Hoş Bulduk Hayat)
- "İnsan, yaşamını temize çekebilir mi?" öykünün sonunda da şöyle cevap veriyor: "Yaşam temize çekilemiyor. Bir tek ölüm her şeyin üstünü örtebilir. Yalnız ölüm." (Ten Yükü)
- "Dünyaya gelirken herkesin yüreğine bir armağan paketi yerleştirir Tanrı. Kimileri bu paketin farkına bile varmadan yaşayıp gider, kimileri açmakta geç kalır, açanların çoğu ise içinden çıkan şeyi ne yapacağını bilemez. Sen, paketini çok küçük yaşında açan şanslılardan ve sunulmuş armağanın değerini anlayanlardansın." (Gökkuşağına İki Bilet)
- "Mutlu sonlara öyle ihtiyacımız var ki.” (Yalan Satıcısı)
- Ayrılık zamanı hızla yaklaşıyordu, bizse hâlâ susuyorduk. Söylemek istediğim ne çok şey vardı oysa. Neden korkuyordum ki ağlamaktan? (Ten Yükü)
- İki tümce arasında bunca değişir mi insan? (Her Gün Perşembe Olsa)
- Ölmeye gör... Yazdığın kitaplara, yaptığın iyiliklere ve yardımlara rağmen hemen unutuyorlar. (Hoş Bulduk Hayat)
- Yaşamak güzeldi. Bazen yanarak, bazen sönerek; kimi gün ağlayıp kimi gün gülerek geçtim içinde. Onu kısaydı, ben mi aceleciydim anlayamadım. Tam öğrenmişken, tam alışmışken sonu göründü. Şimdi aklımda baştan başlasam, her şeyin çok daha kolay olacağından eminim. Ama insan bir filmi ikinci izleyişinde ondan aynı zevki alabilir mi , kararsızım. Yaşamak acemilikleriyle güzeldi. Teşekkürler Tanrım . (Hoş Bulduk Hayat)
- “Çivi çıkarmış, ama yeri kalırmış gerçekten.” (Telef)
- "İlkokul müsameresinde saçları pudrayla beyazlaştırılıp zorla dede rolüne çıkartılmış öğrenci gibiyim. Dışım kış, içim bahar." (Hoş Bulduk Hayat)
- "Yazdıkça kendini daha iyi tanır, yüreğini kazıdıkça içindeki gizli bene ulaşırsın. Kendi psikiyatrın olursun giderek. Unutma, insanın kendini tanımasından daha önemli şey yoktur yaşamda. Kendini tanımayan başka insanları anlayamaz. Başka insanlar anlaşılmadan da yaşam anlatılamaz. Belki de bu yüzden, kimi yazarlar yaşama duyarlı bir şekilde dokunurken, kimileri ona tecavüz ederler." (Gökkuşağına İki Bilet)