Lanetliler Taburu - Sven Hassel Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Lanetliler Taburu kimin eseri? Lanetliler Taburu kitabının yazarı kimdir? Lanetliler Taburu konusu ve anafikri nedir? Lanetliler Taburu kitabı ne anlatıyor? Lanetliler Taburu PDF indirme linki var mı? Lanetliler Taburu kitabının yazarı Sven Hassel kimdir? İşte Lanetliler Taburu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Sven Hassel

Çevirmen: Kaya Dorsan

Orijinal Adı: The Legion of the Damned

Yayın Evi: E Yayınları

İSBN: 9789753909792

Sayfa Sayısı: 319

Lanetliler Taburu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bu kitap, korkunç bir yıkımın yazar yaptığı bir insanın gerçek öyküsüdür. Sven Hassel insanlık dışı bir savaşta kaybettiği binlerce arkadaşına verdiği sözü tutmak için yazdı bütün bu satırları. Yazar olmak ya da ün kazanmak değildi düşlediği. Hemen bütün sevdiklerini elinden alan, anlamsız ve acımasız bir savaşı lanetlemekti tek isteği. Savaştan önce Almanyada işsiz bir yabancıydı, çaresizlik içinde Alman ordusuna giren bir Danimarkalı. Yönetim Nazilerin eline geçince firara kalkışmış ama yakalanarak Disiplin Birliğine sürülmüştü. Bu birlikte de onu Lanetliler Taburu bekliyordu. Bu bir tank taburuydu, savaşın en kanlı yerine, en tehlikeli cepheye sürülen, bir cehennemden ötekine atılan bir tabur. Savaş bittiği zaman bu taburdan hemen hiç kimse kalmamıştı geriye. Sven Hassel altı bin kişilik bir birlikten hayatta kalan birkaç kişiden biriydi; eline kalemi alıp anılarını yazabilecek kadar güç toplaması kolay olmadı. Ama sonunda ölen bütün arkadaşlarına verdiği sözü tuttu ve sağ kalan savaşın bütün iğrençliğini dünyaya duyurdu. Lanetliler Taburu büyük bir ilgi uyandırdı, bütün dünya dillerine çevrildi -Almanya dışında-. Yazarına büyük bir ün sağladı. Savaştan sonra evlenen ve İspanyaya yerleşen yazar, savaş anılarını anlatan on iki roman daha yazdı. Şimdi eşi ve çocuğuyla birlikte İspanyada bir çiftlikte yaşıyor.

Lanetliler Taburu Alıntıları - Sözleri

Aradan şu kadar yıl geçtikten sonra, şimdi bütün bu adı konmamış korkunçlukları artık ancak olmuş bitmiş şeyler olarak hatırlayabiliyorum. Ama neden, neden olup bitenlerin unutulup gitmesine böylesine kayıtsız kalıyorum? Henüz cevaplamayı başaramadığım bir soru bu.
Bağırıyoruz, çünkü kimsenin bağırmadan savaşa gittiği daha duyulmamıştır.
Gardiyanlarımızı,hiçbir şekilde suçlamak istemiyorum.Onlar da, kendilerinin yaratmadıkları bir durumun kurbanlarıydılar,ve bir açıdan,kurbanlarından daha çok zarara uğradılar:Çünkü,vicdanları çürük içinde kaldı.
“... Yakında bizim de sıramız gelecek. Her şeyin çökmesini görme umuduyla yaşamaya çalışmak ne gülünç değil mi !..”
Savaş,pisliğiyle,açlığıyla ve kahramanca sefilliğiyle uzayıp gider,ve sonunda,insanüstü bir göz kamaştırıcılık ve vahşet çıkar ortaya.
Eğitimin insana verdiği ince cilâ tabakası,doğuştan gelen duygular karşısında fazla dayanamıyordu.
" Ne cephanemiz kalmıştı,ne de yakıtımız. "
" Ayaklarımız ve ellerimiz o kadar acıyorlardı ki,çığlıklar attığımızı veya çocuklar gibi ağladığımızı sık sık görebilirdiniz. "
Sonu gelmeyen kamyon,tank,top,at ve insan kuyrukları,yaşamı çıldırtıcı bir karabasan haline sokan kumlu,tozlu ve sıcak yollarda umutsuzca çırpınıyorlardı.
İnsan kendisini o kadar yalnız görür ki,ölüme doğru bir hasret,tutkuya dönüşen bir istek duymaya başlar.Uyuyup herşeye bir son vermek,uykuyu kabullenip bir daha hiç uyanmamak düşüncesi son derece tehlikeli bir çekicilik kazanır.

Lanetliler Taburu İncelemesi - Şahsi Yorumlar

“...Bu kitap korkunç bir yıkımın yazar yaptığı bir insanın gerçek öyküsüdür... “ diye başlayan , okuduğum ilk anı niteliğinde eser, savaşın yıkıcılığını tüm çıplaklığıyla öne sermekte. Yazarın savaştaki arkadaslarını ölümsüzleştirmek ve yaşanan korkunçluğunu herkese birinci ağızdan anlatmak icin kaleme aldığı bu eser - her ne kadar doğruluğu çelişkili de olsa- okudukça insanın kanını donduruyor. Yazarın görev aldığı tank taburu, "Lanetliler Taburu" olarak ünlenmişti. Savaş bittiğinde yaklaşık 6 bin kişilik bu taburdan Hassel'le birlikte ancak birkaç kişi sağ kalabilmiştir. Gerek olayların korkunçluğu gerekse yazarın katı gerçekçiliği beni cok etkiledi ve aklıma Leonid Andreyev’in “Kızıl Kahkaha”sı geldi. Savaş her toplum için kabullenilemez, sindirilmez bir yıkımdır. Bu eserde de bu yıkımın piyonlarının öyküsüne tanık olmakla birlikte tarihe de tanık olmaktayız. (Nuriye)

Aslında fazla söze gerek yok. Adı üstünde bir savaş ve bu süreçte yaşananların anlatıldığı bir kitap ' Lanetliler Taburu '... Ben bu yaz sıcağında okumama rağmen (şuan +35 ) yazarla birlikte Rusya'nın göbeğinde -58 derecede adeta buz tuttum.Dahasını anlatmaya hem utanıyor,hem çekiniyorum. Kitaptan not aldığım birkaç alıntıda bunu eminim ki siz de okurken hissedeceksiniz. Savaşların olmadığı ve Barış dolu bir Dünya dileğiyle... Tavsiye eder,iyi okumalar dilerim. (Ekrem Özkara)

Sanırım büyük bir bağımlılığa tutuldum ve bu bağımlılığımla ne kadar savaşsam da, ölene kadar mücadele etsem de bu savaşı sürekli olarak kaybetmeye mahkum olacağım. Hastalığım: Kitap Okumak. Bugünü 2 kitapla bitirdim, gene dayanamadım ki... Sven Hassel, savaş romanları yazarı. 2010-2020 arası kaybettiğimiz değerli insanlar listesindeki bir yazar. Arkadaşlarına daha 20’li yaşlarda yaşadıklarını yazacağını ve onları anacağını söz veren kıymetli bir insan. Kitap bütün yıkıcılığıyla geçen 2. Dünya Savaşı’nı anlatıyor. Ancak çoğu popüler savaş romanının aksine bu kitapta yazar bizzat yaşadıklarını, dostlarını, çektiği acıları ve işin ana temasında da savaşın yıkımını gözler önüne seriyor. Açıkçası var olduğu günden beri savaş yapmış, halen devam eden bir operasyonlar bütününü de oluşturan aziz vatanımız Türkiye onun aziz milletine dahil olan bizler de savaşın ne kadar kötü olduğunu verdiğimiz kayıplardan biliyoruz. Gerek akrabalar, gerek dostlarımız gerek gelen şehit haberleri ve gerekse de kolumuzda verdiklerimiz... Beni oldukça etkileyen bir ‘roman’ ama aynı zamanda gerçekte bir ‘tarih’ kitabı ve sizlere de mutlak tavsiye ediyorum. Çünkü içinde ne kadar abartılı ve inandırıcı dahi olmayan sahneler bulunsa da bir gerçeklik payı var ve o da asıl anlatılmak istenen konuyu dağıtmıyor. Hepimize iyi okumalar, mutlu geceler ve esenlikler dilerim. Kendinize iyi bakın efendim.. (Sadık Kocak)

Lanetliler Taburu PDF indirme linki var mı?

Sven Hassel - Lanetliler Taburu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Lanetliler Taburu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Sven Hassel Kimdir?

Sven Hassel, Danimarka doğumlu asker ve savaş romanı yazarı. Børge Willy Redsted Pedersen işçi sınıfı bir ailenin üyesi olarak Frederiksborg, Danimarka'da dünyaya geldi. Daha sonraları annesinin kızlık soyadı olan Hassel'i soyadı olarak kullanmaya başladı.

Sven Hassel Kitapları - Eserleri

Lanetliler Taburu
SS Generali
Monte Cassino Cehennemi
Onlar Ölürken
Paris'i Yakın
Cephe Arkadaşları
Cehennem Krallığı
Sınır Taburu
Ölümün Kanlı Yolu
Dehşetin Tekerlekleri
Komiser
O.G P.U. Hapishanesi
Gestapo Karargahı
Askeri Mahkeme

Sven Hassel Alıntıları - Sözleri

Aradan şu kadar yıl geçtikten sonra, şimdi bütün bu adı konmamış korkunçlukları artık ancak olmuş bitmiş şeyler olarak hatırlayabiliyorum. Ama neden, neden olup bitenlerin unutulup gitmesine böylesine kayıtsız kalıyorum? Henüz cevaplamayı başaramadığım bir soru bu. (Lanetliler Taburu)
"Amacınız ne?" (SS Generali)
"bir insan durduk yere ne kadar sıklıkla ahlâktan söz ediyor, onu bunu ahlâksızlıkla itham ediyor, cepheyi ne kadar büyütüyorsa gündelik hayatında toplumdan gizlediği veya gizlediğini sandığı o kadar ahlâksızlığı, o kadar rezilliği, o kadar kepazeliği vardır!" (Cephe Arkadaşları)
Eğitimin insana verdiği ince cilâ tabakası,doğuştan gelen duygular karşısında fazla dayanamıyordu. (Lanetliler Taburu)
"Rusların savaşmayı bilmediğini bize söyleyen hangi ahmaktı? " (Cehennem Krallığı)
Nazi, komünist, faşist, hepsinin canı cehenneme ! (Cehennem Krallığı)
__ Yeryüzündeki en aptal hayvan insandır! . (Monte Cassino Cehennemi)
"Bir gün şu küçük şeyler hayatınıza mal olacak! Ben de tek damla gözyaşı dökmeyeceğim!" (Cehennem Krallığı)
1933 ile 1945 yılları arasında Gemmersheim'a 133. 000 insan girdi ve onları bir daha ortalıkta gören olmadı. (Cehennem Krallığı)
İnsan gevşeyebilecek duruma gelince, hayatın yine de yaşamaya değer olduğuna neredeyse inanıyor... (Cehennem Krallığı)
"Gel tatlı ölüm gel !" diye ezgisini mırıldanıyor .. (Onlar Ölürken)
Moğol gözüktü . Üzerinde NKVD yüzbaşılarına ait bir üniforma vardı . Yarı uzun siyah meşin kaput,göğüs üzerinde çaprazlanan ,çift omuz kayışı kemer ve sol tarafa asılı büyük bir nagan. Koltuğunun altında ,bir ananın yeni doğmuş çocuğunu bağrına bastığı gibi sıktığı bir kalaşnikof . (Onlar Ölürken)
"Demek 5'inci Bölükle meşgul olacaksınız, Teğmen Pirch?" dedi Albay, genç subaya soğuk, sabit bir bakışla bakarak. "Sizi hemen uyarıyorum; bu bölüğü bozmayınız. Takınacağınız tavır bakımından, bilin ki; cephe kışla değildir. Burada parmak pantolon çizgisi üzerinde değil, tüfeğin tetiğindedir..." (SS Generali)
"Bütün duyguları yok ediyorlar..." (Paris'i Yakın)
"... Bizler artık insan değil, iblislik görevlerini otomatik olarak yerine getiren makineleriz." (SS Generali)
Bir küfürü içimde boğdum. (Paris'i Yakın)
"Kimse alev makinecileri sevmez; bunlar, savaşın cellatlarıdırlar, ne ki iş kötüye gidince, onlarla birlikte olmak daha iyi. Garnizonda bile, onların bölümüne hiç gitmezdik. Bunların hepsi profesyoneldir, ben, hiçbir alev makinesi erinin gülümsediğini görmemişimdir, ne de onlarla bir kızın dans ettiğini gördüm. Sarı alevle kenarı işlenmiş siyah apoletler, herkese dehşet ve tiksinti verirdi." (SS Generali)
"Bir hükümet, halkın kahramanlık sarhoşluğu içinde kaybolmamasına dikkat etmelidir." (SS Generali)
İnsan kendisini o kadar yalnız görür ki,ölüme doğru bir hasret,tutkuya dönüşen bir istek duymaya başlar.Uyuyup herşeye bir son vermek,uykuyu kabullenip bir daha hiç uyanmamak düşüncesi son derece tehlikeli bir çekicilik kazanır. (Lanetliler Taburu)
"Tanrı yardımcım olsun." (SS Generali)