Nisan Yağmuru - Emine Işınsu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Nisan Yağmuru kimin eseri? Nisan Yağmuru kitabının yazarı kimdir? Nisan Yağmuru konusu ve anafikri nedir? Nisan Yağmuru kitabı ne anlatıyor? Nisan Yağmuru PDF indirme linki var mı? Nisan Yağmuru kitabının yazarı Emine Işınsu kimdir? İşte Nisan Yağmuru kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Emine Işınsu
Yayın Evi: Bilge Kültür Sanat
İSBN: 9786055261764
Sayfa Sayısı: 224
Nisan Yağmuru Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Efsaneye göre istiridyeler nisan ayında su yüzeyine çıkar, yağan yağmurdan bir damlayı içlerine alırmış. İşte o damla, sadece nisan yağmurunun damlası, inciye dönüşürmüş. Bu sırrı bilen Bakî, Kanunî'nin ardından bu yüzden,
"Deryalar etse âlemi çeşmi güher feşan / Gelmez cihane sencileyin bir dürr-ü şahvar" (Mücevher saçan gözler
-ağlamaktan? deryalar etse âlemi / Senin gibi bir şah inci dünyaya gelmez) diyor.
Nisan Yağmuru, günümüzde, fakat binlerce yıllık kültür unsurlarımızın içinde geçen bir roman.
(Tanıtım Bülteninden)
Nisan Yağmuru Alıntıları - Sözleri
- "Kendimi arıyordum, bulduklarım ise, içimi açmıyordu."
- "Sevgi nimetlerin en büyüğüdür ki onun ölçüsü yoktur... Her şey, her yapı sevgi ile kurulur. Sevgi ile yapılmayacak iş, varılmayacak yol, çıkılmayacak yücelik yoktur."
- "Unutmayınız cehalet küfürden, sevilmemek ateşten daha kuvvetlidir. Öğrenmeye ve bulmaya çalışmadığınız günleri ömürden saymayınız."
- Gerçek içinde, gerçekler var şüphesiz.
- Gerçeğe kavuşabilmek için kaç aynayı kırıp buz etmem lazım?
- " baş eymezüz edaniye dünya-yı dûn içün , Allah 'adur tevekkülümüz, i'timadumuz." ( Bu alçak dünya için, alçaklara boyun eğmeyiz , Allah ' adır tevekkülümüz, güvenimiz)
- "Gönlünüzü her türlü baskıdan, yalandan, haksızlıktan, gıybetten, kin ve öfkeden, hiddetten arındırın ki gönlünüz ferahlasın, sevgiye açılabilsin."
- Gidip kaybolmasına hiç istemiyorum, onun arkadaşlığını özlüyorum...Telefonlarda konuşmak bana yetmiyor, yine de kız oralarda mutlu oluyor diye sesimi kesip oturuyorum. Sevgi biraz da böyle bir şey herhalde, karşınızdakini mutluluğunu ön plana almak, "önce sen" demek, diyebilmek!
- Gerçek; olanı olduğu gibi görebilmek mi? Olanı olduğu gibi görebilmek için cesaret lazım önce ve kendini bilmek...
- "Günbegün değişen maddem; yüzümden geçtim ellerim, ayaklarım bana yabancı. Yüzümü, bedenimi tanımıyorum, ne saçlarıma düşen aklar, ne alnımda beliren çizgiler bildik geliyor. Gözlerimin içinde tek anlam var; hüzün!"
- Bir insanı tanıyabilmeniz için, onun konuşmuş olması gerekir, daha ötesi onu hissedebilmeniz içinse kullandığı kelimelerle, ruhunun labirentlerinden size ipuçları sunması gerekir.
- Nisan yağmuru sedefin ağzına düşerse inci, yılanın ağzına düşerse zehir olur
- Fakat artık karanlık bodrumların kapısı açılmakta ve bir ışık düşmekte olmakta olana...
Nisan Yağmuru İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Bundan 2-3 sene önce okumaya başlayıp, çok ağır edebi olduğu gerekçesiyle yarım bıraktığım bu kitabı tekrardan okudum ve o zamanlar yarım bıraktığıma hayret ettim. Ne güzel bir kitapmışsın sen... (Betül Zehra Yıldırım)
Emine Işınsu 'dan okuduğum ikinci kitap .Yazar akıcı bir dil kullanıyor ve olay örgüsü konusunda da başarılı bir yazar.Kitap da Meryem adlı bir karakterimiz var ve eşi Cahit bey ile mutlu bir evlilik yaşarken ansızın Cahit beyi kaybeder. Bu kayıp kendisini yıkarken Meryem kendisini büyük bir boşluk da bulur.Yollarda avare avare dolaştığı bir gün tezgahı keşfeder.Sonra ki hayatı tamamen değişir. Eski hayatının ne kadar anlamsız olduğunu anlayınca tezgaha daha çok bağlanır ve tezgahta ki ustaya hayran olur ve herkes gibi sedefkar dostum der ve onun büyüsüne kapılır. Ama bu büyü öyle bir büyü ki Meryem'in kendisini bulması ve Cahit'in yokluğuna nasıl alışması gerektiğini bulmasına sebep olur .Bu eski dostlarını rahatsız etse bile Meryem yeni hayatından memnun şekilde devam ediyor. İyi okumalar dilerim. (ebru turhan çavuş)
"Eh aslında hayat başlı başına, eğilip bükülen, sıçrayıp kıvrılan, dönen, uçan, sürünen ve diplere doğru giden ve tümü, tümden bir dans değil midir? (Sf.23)." Huzurun kitabını okumuş gibiyim. Meryem'in eşi Cahit'i kaybetmesinin ardından düştüğü o derin boşluk ile başlıyor kitap. Onun acısını, savrulmasını, kararsızlığını yazar okuyuculara net bir şekilde gösteriyor. Yıllarca her şeyi eşi ile yapan, adeta onunla nefes alan Meryem bir anda kolsuz kanatsız gibi kalakalmıştır. Savrulup gittiği, saatlerce yürüdüğü o günlerin birinde yolu bir dükkâna düşer. Başta bir kararsızlık yaşar, içeri girse mi yoksa dönüp yürümeye devam mı etse... O sırada Dokuzuncu Senfoni dolar kulaklarına ve ansızın giriverir içeri. Dudakları kendiliğinden mırıldanmaya başlamıştır bile. Her şey bu tevafuk ile başlar. Hayatı değişir, acıları huzura bırakır yerini. Manevi ve maddi olarak dengelenir Meryem. Kısaca bu dükkânda kendini bulur. Hem sedef işçiliği öğrenir hem kendini eğitir. Meryem o dükkânı her anlattığında içimi bir huzur kapladı. Keşke benim de öyle gidebileceğim bir ortamın olsaydı, ben de aklımdaki onlarca soruları danışacak insanlara sahip olsaydım demekten kendimi alıkoyamadım. Kitap genel olarak aşırı sakin ve durağan. Maceralar, aksiyonlar, gereksiz kıskançlıklar ve maddi aşklar bekliyorsanız hiç elinizi atmayın derim. Evet bu kitapta bir aşk var ama bu aşk en güzeline Allah'a duyulan aşk. Her sayfada, her dilde, her sohbette O'nu okuyorsunuz. Edebiyat, sanat, din, musiki... Ne ararsanız bolca var kitapta. Ruhu tatmin eden bir eser, bence. Yer yer kendinizi sorgulayabilirsiniz aynı Meryem gibi. Belki de bu kitap bazı kötü yönlerimizi düzeltmek için araç bile olabilir. Kim bilir... Kitapta işaret koyduğum, altını çizdiğim onlarca yer var. Her Emine Işınsu kitabında olduğu gibi... Benim gibi bir Emine Işınsu severi iseniz bu kitaba bir şans verin derim. Keyifli okumalar... (Tuğçe KURT)
Nisan Yağmuru PDF indirme linki var mı?
Emine Işınsu - Nisan Yağmuru kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Nisan Yağmuru PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Emine Işınsu Kimdir?
Emine Işınsu (Öksüz), çağdaş Türk yazarı. Gazete köşe yazarlığı, dergi editörlüğü ve yayıncılığı yapan, ödüllü oyunları bulunan yazar, en çok romancılığıyla tanınmıştır.
Işınsu, 17 Mayıs 1938’de babasının Tümen Komutanı olarak görev yaptığı Kars’ta doğdu. Cumhuriyet döneminin tanınmış şair ve yazarı Halide Nusret Zorlutuna ile Tümgeneral Aziz Vecihi Zorlutuna’nın kızıdır. Annesinden dolaylı sürekli edebiyattan söz edilen, şiir okunan bir çevrede, babasının görevlerinden ötürü de Sarıkamış, Urfa, Karaman gibi yurdun çeşitli yerlerinde ve her birinde birkaç yıl yaşayarak büyüdü.
Yetiştiği okullar, bu sık yer değiştirmeleri yansıtır. İlk okulu Urfa, Sarıkamış ve Ankara’da okudu. Liseden mezun olduğu okul TED Ankara Koleji’dir. Bir yarı yıl AFS bursiyeri olarak ABD’de bulundu. Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı, aynı fakültenin Felsefe bölümlerinde ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi İşletme Bölümü’nde bir süre okudu. İngiliz Dili ve Edebiyatı’nda okurken bir yarı yıl AFS bursuyla A. B. D.’ne gitti.
İlk eseri 17 yaşında iken basılan şiir kitabı İki Nokta’dır. 1963’de ödül kazanan Küçük Dünya’dan sonra yoğun şekilde romana yöneldi. Roman yazmanın dışında 1970’lerin önemli fikir ve sanat süreli yayınlarından Töre Dergisi’ni 1971- 1981 yılları arasında çıkardı. Birçok dergi ve gazetede yazıları yayınlandı; Yeni İstanbul ve Sabah gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. 2008'den beri Alzheimer hastalığı ile mücadele etmekte olan yazarın yazdığı son kitabı "Kendimden Kendime" adıyla 2020 yılında yayınlanmıştır.
Yazar evli ve üç çocuk annesidir.
Işınsu’nun romanlarında mekân tasvirlerinden çok insan psikolojisi öne çıkar. Birinci tekil şahıs anlatımıyla yazılan ilk romanı Küçük Dünya’da her şey romanın kahramanın ruh halinden süzülerek aktarılır. Diğer romanlarında birinci tekil şahıs terkedilse de yine olayları ve mekânları kahramanların duygu süzgecinden geçtikten sonra ve onların algılamalarıyla görürüz. Bu psikolojik ağırlık zaman zaman şuur akımını andırır.
Roman konuları arasında kadının tutsaklığı, Türklerin tutsaklığı (Bulgaristan, Kerkük, Batı Trakya), Türkiye’nin sancıları öne çıkar. Son dönem eserlerinde Türk tasavvufunun zirveleri Yunus Emre,Niyazi Mısri, Hacı Bayram Veli ve Hacı Bektaş Veli’nin hayatları ele alınmıştır.
Ödüller:
• ‘’’Küçük Dünya’’’ ile T. C. Turizm Bakanlığı Sanat Armağanı
• ‘’’Ak Topraklar’’’ ile Türk Edebiyatı Vakfı Roman Ödülü
• ‘’’Bir Yürek Satıldı” oyunu ile Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Radyofonik Oyun Yarışması’nda dram dalı birinciliği.
• ‘’’Sancı’’’ ile Türkiye Millî Kültür Vakfı Roman Ödülü
• ‘’’Canbaz’’’ ile Türkiye Yazarlar Birliği Roman Ödülü
• Türk Ocakları Hamdullah Suphi Tanrıöver Armağanı
• Karaman Türk Dili Ödülleri, “Türkçeyi Doğru ve Güzel Kullanan Yazar Ödülü”
• İLESAM (Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği), “Şeref Ödülü”
• Türkiye Yazarlar Birliği- İstanbul Şubesi, “Ömür Boyu Roman Ödülü”
Üyelikler:
• Türk Edebiyatı Vakfı Mütevelli Heyeti üyesi
• İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Merkez Birliği (İLESAM) üyesi
• Türkiye Yazarlar Birliği Üyesi
Emine Işınsu Kitapları - Eserleri
- Sancı
- Çiçekler Büyür
- Bir Ben Vardır Bende Benden İçeri
- Azap Toprakları
- Bukağı
- Küçük Dünya
- Hacı Bayram
- Ak Topraklar
- Tutsak
- Kaf Dağı'nın Ardında
- Canbaz
- Hacı Bektaş
- Kendimden Kendime
- Nisan Yağmuru
- Cumhuriyet Türküsü
- Atlıkarınca
- Bir Gece Yıldızlarla
- Havva
- Bir Yürek Satıldı
- Bir Aile
- Adsız Kahramanlar
- Dost Diye Diye
- Tutsak
- Ne Mutlu Türküm Diyene
- Bir Milyon İğne
- Sancı
- Alparslan
- Canbaz
Emine Işınsu Alıntıları - Sözleri
- Kafamda sevgi dolaşıyordu. “Vermeyen, almayan” aynı zamanda “Hem veren, hem alan” olgun, dört dörtlük bir duygu, bir formül lâzım! (Kaf Dağı'nın Ardında)
- İnsan nefsiyle değil, akıl ve gönül penceresinden bakabilmeli. (Havva)
- Ümit yalnız çiçeklerin tazeliğinde bir ümit. (Tutsak)
- "Istersek hürriyetimizi kazanabiliriz."" Ve Türkler,istediler...Kazandılar!.. (Adsız Kahramanlar)
- KADIN:Sen hiç düşünmez misin kuzum? ADAM :Hiç! KADIN :Ah senin gibi olabilseydim. (Bir Yürek Satıldı)
- "Bir nesil gitti Çanakkale'de, hem de okuyup yazmış, münevver bir nesil!" (Cumhuriyet Türküsü)
- Unutmayın ki bütün nesneler gönül ile, gönül ise bilgi ile dirilir. (Hacı Bektaş)
- " baş eymezüz edaniye dünya-yı dûn içün , Allah 'adur tevekkülümüz, i'timadumuz." ( Bu alçak dünya için, alçaklara boyun eğmeyiz , Allah ' adır tevekkülümüz, güvenimiz) (Nisan Yağmuru)
- ADAM : Nasıl ördün bunu böylesine ince ve zarif? KADIN : Sen balığa çıktığın zaman o kadar yalnız kalıyorum ki... ADAM : Yalnızlığını ördün ha! KADIN : Evet saçlarımı ve yalnızlığımı sana veriyorum. Artık mutluyum biliyor musun? ADAM : Demek mutluluk bu kadar basit. (Bir Yürek Satıldı)
- Doğru, dağılan varsa, benim. (Bir Gece Yıldızlarla)
- "... çeşitli insanlar arasında, ne yaptığını, ne aradığını bilen ve o bilgiyi kullanabilen kişilerin tümüne saygılıyım..." (Bir Aile)
- Sevgili dinleyiciler, bugün size, Türklere Anadolu kapılarını açan Malazgirt savaşının bir adsız kahramanından söz açmak istiyoruz... Orta Asya'dan bozkırdan kaynayıp gelen, yeşilce toprakları az bulan, serinde pınarları az yetmez sayan Oğuzlara, Anadolu işaret ediliyordu. Türkler için, Anadolu, yeşili ve suyu bol, bereketli bir ak ülke idi. Bu yüzden, ak topraklara sayısız akınlar yapıldı... Ve bu akıncılar bakıp gördüler ki, kendilerinden evvel buralara gelip, Türklerin akınlarına yol hazırlayanlar var. Onlara; dervişler ozanlar başka bir deyişle alperenler demek gerekir. Alp-erenler Anadolu halkına Türk ve İslâm törelerini anlatıyorlar, muhtemel akınlara müsait zemin hazırlıyorlardı. Alp-erenler arasında kendi gönülleri ne uyup gidenleri olduğu gibi, Sultan Tuğrul'un, Çağrı Başbuğ'un ve Başbuğ Alparslan'ın da gönderdikleri vardı... Bayındır Bey, biz ona Malazgirt'in adsız kahramanı diyoruz, 1054 yılında Sultan Tuğrul'un Anadolu seferine katıldı ve geri dönmedi. Ne şehit olduğu söylendi, ne başka haberi geldi Bu bir garip sırdı, kimseler bilemedi. Yalnız Sultan Tuğrul ondan haber aldı, Bayındır Bey, İstanbul'daydı!.. (Adsız Kahramanlar)
- Kafası ve bedeni ile ağır bir yükü taşıyordu.. (Sancı)
- Allah iki fabrika yapmış, birinden ben çıkmışım; diğerinden bütün öbürleri, eskiden bu benim fabrikadan bir de erkeğin çıktığını ümit eder, mutlaka onu bulacağım sanırdım. Sonra, Ferit beni sevince, bak bu odur, dedim. Meğer değilmiş! (Küçük Dünya)
- Aşk evrenin özüdür. (Hacı Bektaş)
- Her şey benim, hiçbir şey benim değil... (Tutsak)
- Bir bağırabilsem. Ba-ğı-ra-bil-sem Allah’ım. (Bir Gece Yıldızlarla)
- Önce aynada buldum dostu. “Nefsini bilmeyen Allah’ı bilmez, nefsini sevmeyen Allah’ı sevmez!” (Canbaz)
- "Ağlamak istiyorum kahkahalarla.." (Bir Gece Yıldızlarla)
- "Peygamberimiz, hep iyi görür; iyiyi, güzeli söylermiş. Bir gün sahabeden bir kaç kişiyle yolda yürüyorlarmış, bir köpek leşi görmüşler, yanındakiler, burunlarını tutup öp pöf edip, kaçarlarken, Peygamberimiz, 'Ne de güzel dişleri varmış bu hayvanın." demiş, bunun üzerine Hazreti Ali utanıp, dönmüş, sevabına leşi sürükleyip, bir yere gömmüş. Sonra o da yavaş yavaş her şeyin iyi ve güzel tarafını görmeye başlamış." (Hacı Bektaş)