tatlidede

Yapıştırma Bıyık - Salâh Birsel Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yapıştırma Bıyık kimin eseri? Yapıştırma Bıyık kitabının yazarı kimdir? Yapıştırma Bıyık konusu ve anafikri nedir? Yapıştırma Bıyık kitabı ne anlatıyor? Yapıştırma Bıyık PDF indirme linki var mı? Yapıştırma Bıyık kitabının yazarı Salâh Birsel kimdir? İşte Yapıştırma Bıyık kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 27.05.2022 18:00
Yapıştırma Bıyık - Salâh Birsel Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Salâh Birsel

Yayın Evi: Sel Yayıncılık

İSBN: 9789755706641

Sayfa Sayısı: 173

Yapıştırma Bıyık Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Deneme bir de bilgi kumkumasıdır. Denemeci istese de, istemese de, yazısından birtakım bilgiler fışkırır. Yazar sadece gördüklerini, duyduklarını ve okuduklarını yazar. Bu da bilginin ta kendisidir. En büyük bilgi kitabı ise yaşamdır. Yaşam yazarın önünde hasırcıarnavut karpuzu gibi koskoca ve dopdolu durur. Yazarın onu kütletmesi, kütürdetmesi için bıçağı eline alıp yüreğine saplaması yetişir.

Şimdi geldik mi kendimizi terazilemeye. Benim için en değerli şey insan sevgisi, sanat sevgisidir. Denemelerimde onları boyuna sahneye çıkarırım. Aralıkta zorbaların, diktatörlerin yüzlerine kir düşürmeye de büyük özen gösteririm. Her zaman üstünde durduğum bir sanatçı vardır: Proust. Tıknefesin teki. Odası, nemi çeksin diye mantar tabakalarıyla doludur. Odasına kapanır, yatağına kurulur, yazılarını orada yazar. Kimi zaman, iki gün yerinden kıpırdamadığı olur. Dışarda, kapının önünde de yardımcısı Bayan Céleste`in yüreği, `Mösyö Proust öldü mü, ölmedi mi?` diye -çağrılmadan içeriye girmesi kesinlikle yasaktır- ağzıyla göğüs kafesi arasında mekik dokur.

Proust, 16 ciltlik Geçmiş Zaman Ardında`yı bitirdikten sonra: `Artık ölebilirim` demiştir. Öyle de olur. Romanın son noktasını kondurunca avucundaki can kuşunu da uçurur. Bu, insana inanılmaz görünür. Ama gerçek sanatçı budur. Yarattığı şey kendi yaşamından önce gelir. Giderek, deneme bir de biçem demektir. Biçem, yani üslup yoksa, deneme de yoktur.

Yapıştırma Bıyık Alıntıları - Sözleri

  • ...Van Gogh üzünçle sevinci yanyana getirmekle yaşamın gerçek yüzünü yansıtmak istemiştir...
  • Yazımızın sonunu 1de İngiliz romancısı George Moore’un sözleriyle sulayalım ki delirek yazar sayısının pek sınırlı olduğu da sanılmasın: — Benim Ester Waters adlı romanım, Thomas Hardy Tess inden kat kat iyidir. Bu adam için ne söylenebilir ki... Ne yazı yazmayı beceriyor, ne de öykülemeyi. Hoş, İngiliz edebiyatında en kör-topal şey de romandır ya... Fransız romanını, Rus romanını düşünün: Henry James’in kişilerinde sevgi bile nanaydır. Joseph Conrad ise, hıh, o kalem tutmayı bile bilmez...
  • ...İskenderiye Dörtlüsü yazarı da kullanırsa kendi manzara löplerini kullanır. Bu, şu demeye gelir ki, cepleri kendi sözcükleriyle tepeleme doludur. Onlar orda beyaz sıçanlar gibi çoğalır. Ama aralarında hiç de babası bellisiz sözcük yoktur. Durrell’in uslubunda çiçekler açtırmak için takla üstüne takla atarlar. ...okurlar Durrel'in uslubundan yorulurlar ama gücünü ve güzelliğini bağırlarına basmaktan da geri kalmazlar...
  • ...«en gizli işlerde, insanın arkadaşı pek yoktur»...
  • ...Virginia Woolf, bitmez tükenmez anlatımlara girişmemek için insanların konuşmalarını, olduğu gibi, kılçıklarına bile dokunmadan, yazılarına boca etmeyi yeğleyecektir...
  • ...Virginia Woolf, Henry James’in kendi sözcük dağarcığını yaratmadan önce 1takım küçük öyküler yazdığını söyler...
  • ...burada 1de Anatole France’nin 1sözüne perende attıralım: — Yazı yazmadan mutlu yıllar yaşamıştım...
  • ...Yazımızın başına Henry Miller’i boşuna oturtmadık. Buraya onun 1sözünü de alacağız: ~— Resim yapmak yeniden sevmektir.~ Evet ama renkleri sevmektir. Doğada her şey renktir. Renksiz dediğimiz nesnelerin de saldır saldır rengi vardır...
  • ...Katherine Mansfield, Joyce’u tırnak ucuyla bile tutmaz. Ulysse'i on beş günde yuvarlamış ve baygınlıklarla yatmış kalmıştır. Romanda onu bozaya kaptıran parçalara da raslamıştır ama onun ede- biyattan anladığı bu değildir...
  • ...İlya Ehrenburg, onun «Çocukların nasıl öldüğünü seyretmeyi severim» dediği halde 1atın kırbaçlanmasına bile dayanamadığını anlatır...
  • ...Virginia Woolf’tan da 1paralık. O da Ulysse'i 1922 yılında yayınlanır yayınlanmaz almış ama 16 ağustosa değin sadece 200 sayfasını sökebilmiştir. Bu, romanın üçte 1i bile değildir. Ulysse onu da tartak-martak getirmiştir. Düğmesiyle oynayan yanşalak öğrenci ise düş kırıklığına uğratmıştır. Öbür kişiler de pek kakule, pek ağır ruhludurlar...
  • ...Miller’e gelince, o da D.H. Lawrence’in «Taç» adlı denemesini okuduğu vakit onu daha önce okuyup etkilenmediğine bin hayıf yağdırmıştır: — Onu daha önce okusaydım, bu, beni 1sürü gereksiz çalışmadan kuratarabilirdi. Miller, D.H. Lawrence’in denemesini Incil’le 1tutar, sözlerini de İsa’nın sözlerinden etkili bulur. Onun demesince Taç’ın anlaşılması oldukça zordur. Ne ki karanlık noktaları da yoktur. Miller, Lawrence’in bütün yazılarının tohumunu da bulur onda ve herkeslerin onu okumamış olmasına üzülür. Okusalar, bütün dünyayı yerinden oynatacağına inanır...
  • Kimilerini...buyur eder, kimilerini de dehlerim. Bu da benim neyi yeğledigimi, neyi de ken­dimden uzak tuttuğumu belli eder.
  • Beethoven, Goethe'ye Ayışığı Sonatı'nı çaldığı vakit, Goethe'nin kılı bile kıpırdamamıştır. Beethoven de o zaman şöyle bağırır: — Ama üstad siz de bana bir şey söyleyemezseniz, beni kim anlar?
  • "Çocukların nasıl öldüğünü seyretmeyi severim" dediği hâlde bir atın kırbaçlanmasına bile dayanamadığını anlatır.

Yapıştırma Bıyık İncelemesi - Şahsi Yorumlar

“Ben denemeyi şiir gibi yazarım. Ona hiçbir artık söz eklemem. Hiçbir yerini de eksik-gedik bırakmam. İlkin okurlara bir selam sarkıtır, sonra konuya girer, onu geliştirip yayınca da paydos zilleri çalmaya başlarım.” (eserden) • Böyle tanımlıyor yazınını, deneme ustası Salah Birsel. Biz de incelemeyi onun gibi ‘artık’ söz kullanmamaya gayret göstererek yapalım istiyoruz. • 1919-1999. 80 yıl. • 1001 Gece Denemeleri başlığı altında yayımlanan eserlerinden Yapıştırma Bıyık. İlk basım 1985. İçerisine 1969 tarihli Kendimle Konuşmalar’ı da eklemiş Sel Yayıncılık. • Ne mi hissedeceksiniz okurken? Garanti ettiğim tek şey cahil olduğumuz olacak. • Yıl 1985 ve heybesinde Proust, Gide, Henry Miller, Valery, Mallarme, Hugo, Van Gogh, Goethe, Çehov, Gogol ve daha nicesi. • Nurullah Ataç, Suut Kemal, Turgut Uyar, Edip Cansever, Sait Faik ve daha nicesi. • Roman, şiir, deneme ve diğerleri. Bir şekilde sizi yakalayıp doyuracak Birsel. Buyurun. (Adem Kara)

Salâh Birsel okumalarına devam... Bu ayki kitabım Yapıştırma Bıyık oldu. Yine edebiyat dünyasına ait çok güzel ayrıntılar öğrendim Salâh Birsel’den. Proust, Geçmiş Zamanın İzinde’nin ilk cildi Swanların Tarafında’yı Andre Gide’ye gönderir. “Gide:’ Bizim yayınevi ciddi kitaplar basıyor.Böyle bir yapıtı yayımlaması söz konusu olmaz.Bu dandy edebiyatından başkası değil,’ diyerek romanı geri çevirir.” syf 19 Proust romanı kendi bastırır. Yayıncılar iki yıl dizinin öteki kitaplarını ele geçirmek için uğraşır. Gerçekte Gide, Proust’un müsveddelerini okumamıştır ama bunu itiraf etmez. (Özlem Akbaş)

Bu sene okumaktan zevk aldığım ve fırsat buldukça da okumaya çabaladığım, Salah Birsel’in bir kitabıyla daha devam ediyoruz. Toplam 17 denemeden oluşan bir kitap. Güzel konulardan bahseden, İstanbul ile bitirilen bir yazı. Keyifli okumalar, iyi akşamlar dilerim.. (Sadık Kocak)

Yapıştırma Bıyık PDF indirme linki var mı?

Salâh Birsel - Yapıştırma Bıyık kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yapıştırma Bıyık PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Salâh Birsel Kimdir?

Salâh Birsel, 1919'da Balıkesir'de doğdu. İlk şiiri 1937'de Gündüz dergisinde çıktı. Günlüklerini 1950'de Beş Sanat dergisinde yayımlamaya başladı. Türk şiirinde özgün bir yer edinen Birsel daha çok aklın ve zekânın egemenliğini ön planda tutan, şairanelikten uzak, yergici şiirlere ağırlık verdi. Asıl ününü 1970'den sonra yayımladığı 1001 Gece Denemeleri ve Salâh Bey Tarihi olarak adlandırdığı dizi kitapları ve günlükleriyle elde etti. Şair ve deneme yazarı Salâh Birsel 1999'da vefat etmiştir.

Salâh Birsel Kitapları - Eserleri

  • Dört Köşeli Üçgen
  • Kurutulmuş Felsefe Bahçesi
  • Boğaziçi Şıngır Mıngır
  • Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu
  • Paf ve Puf
  • Kahveler Kitabı
  • Varduman
  • Nezleli Karga
  • Şiir ve Cinayet
  • Rüştü Onur
  • Köçekçeler
  • Bir Zavallı Sarı At
  • Seçme Şiirler
  • Şişedeki Zenci
  • Amerikalı Tolstoy
  • Gandhi ya da Hint Kirazının Gölgesinde
  • Yaşlılık Günlüğü
  • Hafiyeler Önde Gider
  • Şiirin İlkeleri
  • Kediler
  • Yapıştırma Bıyık
  • Halley Kimi Kurtarır
  • Kendimle Konuşmalar
  • Aynalar Günlüğü
  • Yalnızlığın Fırınlanmış Kokusu
  • Hacivat Günlüğü
  • Asansör
  • İstanbul - Paris
  • Geceyarısı Mektupları
  • Bay Sessizlik
  • Sergüzeşt-i Nono Bey ve Elmas Boğaziçi
  • Sen Beni Sev
  • Günlük
  • Papağanname
  • Haydar Haydar
  • Gece Mavisi
  • Çarleston
  • Yaşama Sevinci
  • Sevdim Seni Ey İnsan
  • Yanlış Parmak
  • Goethe: Işık... Biraz Daha Işık
  • Ases
  • Rumba Da Rumba
  • Seyirci Sahneye Çıkıyor
  • Baş ve Ayak
  • Beyoğlu'nda Büyülü Geceler
  • Fransız Resminde İzlenimcilik
  • Hacivatın Karısı
  • Kuşları Örtünmek
  • Nardenk
  • İnce Donanma

Salâh Birsel Alıntıları - Sözleri

  • Doğrusu, bilinçaltı denilen o zirzop bilgisayar, insana öyle oyunlar oynar ki, aklı keskinler bile işin içinden kolay kolay sıyrılamaz. (Boğaziçi Şıngır Mıngır)
  • Goethe, “ okumayan insanlar, onun ne kadar çabaya, ne kadar zamana mal olduğunu bilemez. Ben okumayı öğrenmek için seksen yılımı verdim. Yine de öğrendim diyemem,” der. (Hafiyeler Önde Gider)
  • Ahmet Refik, Sokullu adlı kitabında Kanuni çağında İbrahim Paşa'nın adamlarından Venedik Balyosu (elçi, temsilci) Alvario Griti'nin de Taksim'de büyük bir konağı olduğunu söyler. Balyos “Beyoğlu” adıyla anılır ki Beyoğlu adının buradan geldiği düşünülebilir. (Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu)
  • Yaşasın Hürriyet! Yaşasın Vatan! (Sergüzeşt-i Nono Bey ve Elmas Boğaziçi)
  • Kaçın kaçın karayelden Sıkıntıdan bulanımdan Bağlanmayın güzelliklere Mutluluğun berisinde durun (Çarleston)
  • Dünyada onlardan güzel şey var mı? Kadınlara düşen şey sevilerek ve de onurlandırarak yaşamaktır. (Gece Mavisi)
  • Demokrasinin hayran olunacak bir özelliği de yurttaşlara protesto hakkı tanımasıdır. (Şişedeki Zenci)
  • Gülücüklerinizi çoğaltıyoruz (Köçekçeler)
  • Ölümünden birkaç ay önce 15 ciltlik romanın sonuna ‘Bitti’ sözcüğünü oturttuktan sonra rahatlar ancak. O vakit hizmetçisine şöyle diyecektir: - Romanım bitti. Artık ölebilirim Celeste. (Kurutulmuş Felsefe Bahçesi)
  • Şair, almadan verendir. Şairin Tanrı'ya benzetilmesi de bundan, bu almadan verme yüzündendir. (Hacivat Günlüğü)
  • Çay içen limon istedi mi Hacı kendisine hakaret edilmiş sayar. (Kahveler Kitabı)
  • Kötü damgası vurulan şeyleri aynen kabul etmek insanların hamu­runda vardır. İnsanlar bir şeye güzel dendi mi ayakla­nırlar. Kötü dendi mi ses çıkarmazlar. (Sen Beni Sev)
  • ...Yağmacılık adam başı Adalet sevenler nerde Eşekleri yolda bekler Açıkgözler hazırolda Yalan üretilir yok yere Yaşa ahlaksız ahlak Herkes suçla uğraşır Suçluları soran nerde... (Seçme Şiirler)
  • Uyu bir tanem uyu ... Seni şiir uyandıracaktır (Baş ve Ayak)
  • Kapıyı örttükten sonra kendimi yokladım. Neşe diye bir şey kalmamıştı. (Hacivat Günlüğü)
  • Bir karanlık kutudur İnsanlık bahçesi Kim kime dosttur anlaşılmaz Kim kime gölge verir (Yaşama Sevinci)
  • Bir romanı elli kez okumak! Bu, birçok­larına gülünç gelebilir. Ama tekrar tekrar oku­madan bir kitabın iyice anlaşılabileceği düşü­nülmemelidir. Jean Cocteau, bu konuda şöyle der: “Okumak başka bir iştir. Okuyorum. Okuduğumu sanıyorum. Bir kitabı yeniden okuduğum vakit de, onu daha önce okuma­dığımı sezinliyorum.” (Kendimle Konuşmalar)
  • Bir avuç çılgınlık dönenir içimde. (Bay Sessizlik)
  • ...burada 1de Anatole France’nin 1sözüne perende attıralım: — Yazı yazmadan mutlu yıllar yaşamıştım... (Yapıştırma Bıyık)
  • Ne olursa olsun ikinci okumalardan alınan tad, birincisinden damıtılan tad değildir. Ondan daha başka şeyler, daha başka büyüler taşır. (Asansör)

Yorum Yaz