Yatağımdaki Yabancı - Sinan Akyüz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yatağımdaki Yabancı kimin eseri? Yatağımdaki Yabancı kitabının yazarı kimdir? Yatağımdaki Yabancı konusu ve anafikri nedir? Yatağımdaki Yabancı kitabı ne anlatıyor? Yatağımdaki Yabancı kitabının yazarı Sinan Akyüz kimdir? İşte Yatağımdaki Yabancı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yayın Evi: Alfa Yayıncılık

İSBN: 9789752979819

Sayfa Sayısı: 190

Yatağımdaki Yabancı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Her biri yayınlandığı dönemin çok satanlarından olmuş Etekli İktidar, Bana Sırtını Dönme ve İki Kişilik Yalnızlık adlı kitapların yazarı Sinan Akyüz, günümüz ilişkilerini her yönüyle sorgulayan yeni bir kitapla karşınızda. Yatağımdaki Yabancı'yı okuyunca ilişki oyunlarını ve dürüstlüğün gücü hakkında sıra dışı bakış açılarını keşfedeceksiniz.

"Ne düşünüyorsun? Haydi başla anlatmaya . Bu işin sonunda acı çekeceğimi bilsem de seni dinleyeceğim.

"Bilmem. Hiç konuşmasak mı acaba? Dürüst olmak göründüğü kadar kolay değildir. Çoğu zaman kelimeler insanın boğazında düğümlenir. Anlatmak istersin ama o kadar kolay anlatamazsın."

Aşkta dürüstlük ne kadar mümkün?

Ya da mutlu olmak için dürüstlük şart mı?

Saklanmış sırlar söylenirse ilişki daha mı güçlenir?

Yoksa dürüstlüğün bedeli yalnızlık mıdır?

Evli bir çift, bir gece, birbirine karşı sınırsızca dürüst olmaya karar verirler. Gece karanlığında riskli bir oyun başlar. Sahne, bir yatak odasıdır. Başrollerde bir kadın, bir adam ve "gizlenmiş gerçekler" vardır. İtiraflar ardı ardına gelmeye başlar.

Acaba bir ilişki bu itiraf yükünü taşıyabilir mi?

Bir denemedir yaşananlar: "Acaba kırıp dökmeden, acı vermeden, yabancılaşmadan aşkta dürüst olmak mümkün mü?

Yatağımdaki Yabancı Alıntıları - Sözleri

“Nefret aşka özgü bir şeydir. Aşk bittiğinde nefretin de bitmesi gerekmiyor mu?”
“Meğerse aşk görme kusuruymuş. Gençlik! Ah o gençlik yok mu? İnsana hata yaptıran gençlik. Bir insanın acılı bir kebap yemesine benziyor. Yemesi hoş, güzel; ama ya ertesi gün?. İnsan kıvranıyor. Yaş da öyle biliyor musun? Gençlik elden gidince, geriye yaptğın hatalardan başka bir şey kalmıyor. Bilmiyorum, belki de herkes için durum böyledir."
Nefret aşka özgü bir şeydir. Aşk bittiğinde nefretin de bitmesi gerekmiyor mu?
Yaptığımız hatalardan neden korkarız ki? Önemli olan işte budur. Bir insanı hataları ile sevmek. Kabul etmek.
Düşlerimizi izleriz. Düşlerdir bizi bir yerlere taşıyan. Biziz düşlerimizi arkamızda bırakan. Bir savaşçı gibi düşlerimiz ile savaşan. Ama nedense ihanete uğrayan düşlerimiz değildir. Düşlerimizdir bize ihanet eden. Daha doğrusu düşlerimizi kâbusa çeviren hayatın kendisidir. İçinde nefes alıp veren canlılardır.
"Ama savaşmayı sürdüreceğim. Çünkü yaşamda, sonuna kadar savaş vermeye değer şeyler var."
Bu gece bana şunu öğrettin ki kadınlar; kadınları seven erkeklerle, severmiş gibi yapan erkekler arasında sıkışıp kalmışlar. Hangisinin gerçek, hangisinin sahte sevgi olduğunu bilmeden, siz erkeklere gönlümüzü kaptırmışız.
"Kendini, kendi içinde hiçbir zaman bulamayan insanlar sevmesini bilemez."
Ama yine de bazı şeyler elimizde değil. Gerçeği bildiğimiz halde kabul etmek istemiyoruz. Kin dolu insanlar olup çıkıyoruz. Uyum içinde iki beden olamıyoruz bir türlü.
"Sonradan öğrendim şu gerçeği," dedi kadın "Meğerse aşk görme kusuruymuş. Gençlik! Ah o gençlik yok mu ? İnsana hata yaptıran gençlik. Bir insanın acılı bir kebap yemesine benziyor . Yemesi hoş,güzel ; ama ya ertesi gün ? ... İnsan kıvranıyor. Yaş da öyle biliyor musun ? Gençlik elden gidince, geriye yaptığın hatalardan sonra başka bir şey kalmıyor. Bilmiyorum belki de herkes için durum böyledir."
İstediğin kadar gülebilirsin. Ama benim için gerçek bu. Gerçek kişiliklerinizi gizleyip bizi renk körü yapıyorsunuz. Devamlı renk değiştiriyorsunuz. Çoğu zaman yüzünüzün ne renk olduğunu bile bilmiyoruz. Hele bir de o savaş boyalarınız yok mu? Yüzünüze sürdüğünüz zaman sevimli birer şeytana dönüşüyorsunuz.
"Gerçekleri kabullenmek zordur," dedi kadın. "Halbuki onu kabullenmemiz gerekiyor. Çünkü varlığımızı besleyen odur...
Seni aldatan kadını bu kadar çok sevmen, doğrusu beni yaraladı. Ama gel gör ki; biz kadınlar da en çok bizi yaralayan kişiyi sevmek için yaratılmışız.
- Meğerse insanların birbirlerine yalan söylemesi ne kadar da önemli bir şeymiş. - Yalan söylemek mi? - Evet. Bu gece şunu anladım ki; kendimiz hakkında söylediğimiz yalanlarla yaşamayı öğrenmek, bizleri daha iyi bir insan yapıyormuş.

Yatağımdaki Yabancı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Mutlu hafta sonlarıniz olsun inşaALLAH Bu gun tek solukta okudugum kitaplardan biri ile geldim eminim kitabı elinize alır almaz uykusuz bir gecenizin ardına bırakıp tek seferde okuyacaksınız . Sinan akyuz bu eserinde stanleykubrick,in EYES WIDE SHUT filminden yola cikarak harika bir eseri kaleme alip okuyucuya aktarmistir. Gelelim filmin konusuna...evli bir cift bir gece ansizin bir birine karsi cok durust olmaya karar verirler. Ve gecenin zifiri karanlığı cöktüğünde riskli bir okadarda gizemli bir oyun başlar. Basrolunde bir kadın ve bir erkeğe gizlenmis her satiri merak dolu gercekler saklanmıştır. Gece ilerledikce itiraflar ardi ardina gelmeye başlar fakat kari koca bir birine tamamen yabancidir anlatilan her hikayede yada gecmisin izleri diyelim. Peki bir iliski bu denki buyuk ve aci itirafların yukunu tasiyabilirmi.aslinda kitaplara siginan ne cok gercek var susman zorunda kaldigimiz yada kaybederim korkusu ile sustugumuz. Acaba kirip dokmeden,acı vermeden,yabancilasmadan aska durust olunabilirmi.......? (dilhunn)

Sinan Akyüz normalde çok sevdiğim bir yazar her kitabı beni cok etkileyip bi çırpıda bitirmemi sağlar ama bu kitabi için aynı şeyi söyleyemem. Sürekli aynı döngü içerisinde olan olaylar belli bi sayfadan sonra sıkmaya başladı. Sonu başından belliydi bence daha sürprizli bir şekilde bitebilirdi yine de Sinan Akyüz okumaya değer :) (Hatice)

Sinan Akyüz'ün okuduğum 7. Kitabı ancak diğerleri kadar sürüklemedi çünkü olay örgüsü karışık gibi geldi.. Olay örgüsü karışık olunca anlatılan itiraflarında bir heycanı kalmadı.. Okurken arar ara sıkılmadım desem yalan olur. Ayrıca kitabın sonunu da beğenmedim evet dürüst olmak her zaman kaybettirir insana ama bu kadar kesin ve nette olmaz.. Sonu daha güzel bağlanabilirdi.. (Damla Özkaya)

Kitabın Yazarı Sinan Akyüz Kimdir?

Nisan 1972de Iğdır’da doğdu. Orta ve lise öğrenimini çeşitli okullarda tamamladı. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nden mezun oldu. Yirmi üç yaşında gazeteciliğe başladı. Gazeteciliğin hemen hemen her kademesinde çalıştı. Daha sonra gazeteciliğe ara verip Almanya’ya gitti. Bir süre sonra tekrar İstanbul’a döndü. 1996da Sabah Gazetesi’nin dergi grubunda çalışmaya başladı. O dönem fotoğrafla tanıştı. Birçok yayın organına moda ve portre fotoğrafları çekti. 1999da Sabah Gazetesi’nin hafta sonu eklerinde çalışmaya başladı. 2001de fotoğrafçılık mesleğine ara verip ağırlıklı olarak kitap yazdı. 2006 yılında ise Takvim Gazetesi’nde köşe yazarlığına başladı. Şu anda Takvim Gazetesi’nde köşe yazılarına devam ediyor. Ayşen Akyüz ile evli olan yazar, ikiz erkek çocuk babası.

Sinan Akyüz Kitapları - Eserleri

İncir Kuşları
Piruze
Meyra
Kavuşma - Piruze ve Oğulları
Şahika & Feraye
Yağmurun Gelini

Solgun Karanfil
İki Kişilik Yalnızlık
Sevmek Zorunda Değilsin Beni
Aşk Başka Evde
Yatağımdaki Yabancı
Bana Sırtını Dönme
Bir Evlilik Komedisi

Aşk Meclisi
Etekli İktidar
Elveda Aşk
Kendini Arayan Domates
Kendini Arayan Domates 2 - Domates Festivali
Kendini Arayan Domates 3 - Nerede O Eski Domatesler?

Sinan Akyüz Alıntıları - Sözleri

Düşlerimizi izleriz. Düşlerdir bizi bir yerlere taşıyan. Biziz düşlerimizi arkamızda bırakan. Bir savaşçı gibi düşlerimiz ile savaşan. Ama nedense ihanete uğrayan düşlerimiz değildir. Düşlerimizdir bize ihanet eden. Daha doğrusu düşlerimizi kâbusa çeviren hayatın kendisidir. İçinde nefes alıp veren canlılardır. (Yatağımdaki Yabancı)
Sanki bir boşluk düştü içime yada ben bir boşluğun içene düştüm. Bilmiyorum. (Kavuşma - Piruze ve Oğulları)
Büyük dertler dilsizdir... (Yağmurun Gelini)
“Beni ben gibi seveni istiyorum Beni ben gibi göreni Beni benden öte bileni istiyorum Çünkü ben böyle sevdim…” (Bir Evlilik Komedisi)
"Aşk, doğası gereği bir körlüktü.Ben de kör olmuştum." (Piruze)
Hiç olmazsan, hep olamazsın. (Bir Evlilik Komedisi)

Ama hiçbir gerçek de hayallerimizi yok etmemeli Vızvız! Yoksa bizde büyükler gibi oluruz, doğru mu? (Kendini Arayan Domates)
Fahişenin bile namuslusu vardır. Sen esas dışarıda namuslu geçinen fahişe ruhlulara bak. (Sevmek Zorunda Değilsin Beni)
Seni anlıyorum oğlum. Hepimiz zor günlerden geçiyoruz. Birimizin acısı, aslında hepimizin acısıdır. Direniş iyileştiricidir, birleştiricidir, hatta umut vericidir... (Solgun Karanfil)
"Çünkü biz insanlar, yaşamın akışı içinde geleceği öngöremiyoruz. Sadece geçmişi hayallerimizde canlandırıyoruz. Geçmişle, bazen de geçmişe saplanıp kalan kendimizle hesaplaşıp duruyoruz." (Piruze)
Bir incir kuşu penceremin pervazına konmuş bana bakıyordu “ Ne olur , tutsak düşmüşlügüm yüzünden beni hor görme “ diye kendi kendime söylendim. (İncir Kuşları)
" Aşk abdest gibidir. Şüpheye düşersen bozulur. " (Şahika & Feraye)
Erkeklerin merhametine sığındığımız bir dünyada inşallah acınacak bir hayat hikayen olmaz senin... (Aşk Başka Evde)

'' Gittin, şimdi farklı şehirler değil, koca bir ömrün yalnızlığı girdi aramıza,'' (Kavuşma - Piruze ve Oğulları)
"Unutmak ve alışmak üzerine kurulu bir dünyada yaşıyoruz." (Şahika & Feraye)
Çok iyi biliyorum Seninle biz olmanın imkanı yok Yine çok iyi biliyorum Sensiz ben olmanın da anlamı yok (Aşk Başka Evde)
Bir kadının zekâsından daha üstün olan tek şey, başka bir kadının zekasıdır. (Etekli İktidar)
"Korkunç bir duygudur. Ansızın gelen bir ölüm, yüreğe çöken sessiz bir çığlık gibidir. (Kavuşma - Piruze ve Oğulları)
Seni aldatan kadını bu kadar çok sevmen, doğrusu beni yaraladı. Ama gel gör ki; biz kadınlar da en çok bizi yaralayan kişiyi sevmek için yaratılmışız. (Yatağımdaki Yabancı)
çok iyi biliyorum seninle biz olmanın imkanı yok yine çok iyi biliyorum sensiz ben olmanın da anlamı yok (Aşk Başka Evde)