Akıl Tatile Çıkmış!

Kürtlerle ilgili önemli konularda akıl tatil yapıyor! Hem de bedava tatil yapıyor! Tatilin cazibesi aklımızı sarhoş yapmıştır. Akıl tatilden geri dönmeyi de hiç düşünmüyor! Bedava tatili bulmuşken akıl neden geri dönsün ki!
Akıl akılsız mıdır?
Bakınız şimdi; Kürtleri ilgilendiren önemli konularda hepimizin Dicle ve Fırat suyu kadar güçlü bir akıl hareketine ihtiyacımız var. Bunu hem Kürtler için hem de Türkler için söylüyorum. Hatta bunu tüm Orta doğu’daki halklar için söylüyorum. Çünkü Kürtleri ilgilendiren konular sadece Türkiye’de değildir. Kürt sorunu tüm Orta doğunun sorunu olduğuna göre, çözümlerin de bu temelde geliştirilmesi gerekiyor.
Kürtler neden hep mayınlarla ve tel örgülerle birbirinde ayrılsınlar ki? Bunların dışında daha makul, daha insani çözümler üretemez miyiz?
İşte akıl burada bize yol göstermelidir.
Gerçek aklın aktif olduğu ve işlevsel çözümler üretmeye çalıştığı bir ortama ihtiyacımız var. Akıl aktif olarak devreye girmezse hep birlikte yuvarlanıp gideceğiz. İçine düşeceğimiz çukurun derinliği bile belli değildir. Çukurdan ziyade bu bir uçurumdur. Toplu olarak kayıp etmektir. Sonuçta daha büyük kurbanlar vereceğiz, daha büyük acılar çekeceğiz, daha büyük tahribatlar göreceğiz, daha büyük kopuşlar göreceğiz…
Ama ortak akıl bu olumsuzlukları engelleyecek bir güce sahiptir. Ortak akıl hem Kürtlere hem de komşu halklara gereklidir.
Kürtler ve Orta doğu’daki diğer halklar arasında bir eşitlik ya da eşitsizlik sorunu var. Bunu görmemiz gerekiyor. Siyaset bu sorunu temelden çözmediği sürece, sorunlarımız hep ötelenecek ve bu zamanla daha büyük patlamalara neden olacaktır.
Bu gerçeği görmemek için gerçekten akıl yoksunu olmak gerekiyor.
Ben şunu kesin olarak biliyorum; Kürtler arasında komşu halklara karşı köklü bir düşmanlık geleneği yoktur. Dostluk ve kardeşlik duyguları daha belirgindir. Düşmanlık duyguları daha çok devletlerin yanlış siyasetinde kaynaklanan bir şeydir. Bu buyurgan devlet siyaseti sadece Kürtleri değil, aynı zaman da kendi halkına da zarar veren, ezen, onları da hor gören bir devlet zihniyetinden kaynaklanıyor. Türk ve Iran devletleri sadece Kürtlere baskı yapmıyor ki? Saddam sadece Kürtleri öldürmedi. Söz konusu devlet zihniyeti insanları kul mantığıyla formatlamaya çalışıyor. Onları ‘insanlıklarından’ uzaklaştırmaya çalışıyor. Hâlbuki işin esasında devletin insanlara kul olması gerekiyordu. Doğru olan budur. Çünkü devlet insanın hizmetinde olmalıdır. İnsanları devlete kurban eden bir siyaset iyi niyetli, akıllı ve çağdaş olamaz.
Şunu iyi biliyoruz; Halkları karşı karşıya getiren devletlerin yanlış siyasetidir. Devlet pervasızca, kendi yüksek çıkarları için halklar arasında düşmanlıklar yaratmak istemiş ve bu ortamdan da büyük yararlar sağlamıştır. Dikkat ederseniz genel bağlamda halklar değil devletler birbirleriyle çatışıyorlar.  
Devletin siyasetini elinde tutan bir egemen sınıf var. Söz konusu sosyal sınıfın kimliği ve çıkarları bellidir. Bu sınıf belli kesim zenginlerden, askeri ve bürokrat tabakalardan ve kendini devletle özdeşleştiren sefil gruplardan oluşuyor.
Devletin yüksek çıkarları, şovenist hezeyanlar, vatan kurtaran demeçler aslında bu sosyal sınıfın ve sosyal grupların uzun vadeli çıkarlarını korumaktadır. Bu gerçekler hep halklardan saklandılar, çarpıtıldılar, manipüle edildiler. Sihirli perdelerle gerçekleri örtmeye çalıştılar. Söz konusu gerçekler etrafında sahte bir bilinç oluşturuldu ve bu sahte bilinç artık sihirli çuvallara da sığmaz olmuştur.
Akılın egemen olmadığı yerde devletin temel görevini ifşa etmek epey zorlaşıyor. Çünkü devletin siyaseti örtülü olarak yapılıyor. Sadece duygularla hareket edenler gerçeğin tümünü göremezler. Duygular birçok açıdan önemlidir ama akıl olmadığı zaman duygular başıboş kalabilirler. Burada asıl ile tali olan o zaman kolaylıkla birbirine karışabilirler.
Orta doğu’daki halkların asil sorunu eşitlik sorunudur. Bunu herkesin görmesi gerekiyor. Kimse kimseden üstün değildir. Kimse kimseden daha medeni değildir. Hiçbir dil diğer bir dilden daha ‘değerli’ olamaz. Hiçbir kültür diğer kültürlerde daha üstün ya da daha aşağı olamaz. Hiçbir hayat diğerinden üstün olamaz.
Bu değerleri samimi olarak benimsedikten sonra sorunları çözmek daha kolay olur. Meseleyi daha insani yapmak için bize mutlaka akıl gerekli. Akıl her zaman bizimle olmalı, havada kalmamalı ve tatilden geri dönmelidir!