Eyvah Eyvah!..

Eyvah ki ne eyvah!..

           Mardinliler olarak işlediğimiz kusuru nasıl onaracağız bilmiyorum!..

           Allahım biz ne yaptık da namı değer(!) Cemil İpekçi’yi küstürdük kendimize!..

           Açtığı atölyelerle binlerce insanımıza yarattığı istihdam(!) alanları yok mu olacak şimdi!...

           Mardinimizi dünyaya kim tanıtacak artık(!)

           Tek yürek olmuş Mardin halkı olarak hazırlayacağımız ipek halıları İpekçi’nin ayakları altına serip en yakışıklı gençlerimizle karşısında el pençe divan dursak, iki büklüm eğilsek bize olan kırgınlığı geçer mi acaba(!)

           Değerli okurlarım, sadede geleyim şimdi.

 Umre ziyaretinden döndüğüm gün Sabah Gazetesinde yayınlanan röportajda, Vali Hasan Duruer’in merkez valiliğine atanması üzerine Cemil İpekçi’nin Mardinimiz için söylediklerini okuyunca çok üzüldüm. İpekçi’nin eminim ki sizleri de üzecek olan birkaç cümlesi aynen şöyle:       

          “Fransa’da olsak, hiç anılmayan bir şehri bu hale getirdik diye Legion d’Honeur verirlerdi bize!”

          “Mardin benim için bitmiştir.”

          “Yaşadığım sürece bir daha Mardin’i görmek istemiyorum.”

          “Hasan Duruer’i istemeyenlerin sayısı yüzü geçmez”

          “Hasan Duruer olmasaydı Mardin’de altı ay bile kalamazdım.”

            Bir Mardinli olarak beni de rencide eden bu sözlere birkaç cevap vermek istiyorum şimdi. 

            Biirr;

            İpekçi’yi Türkiye tanıyor, bu doğru. Ama İpekçi Mardin’e geldiğinde ya da her nedense getirtildiğinde Mardin’i sadece Türkiye değil, dünya tanıyordu. Dünyanın tanıdığı bir kentte devletin imkanlarını kullanarak hafızalarda silinmeye yüz tutmuş ismini tazeleyeceksin sonra da Fransa’da olsak, adı anılmayan bir yeri tanıttık diye bilmem ne ödülü alırdık diyerek zaten dünyanın tanıdığı kentimizi rencide edecek açıklamalarda bulunacaksın.

           Yemezler!

           İkiii;

           Valisinin İpekçi’si ile açılan atölyelerin devletten götürüsü ile vatandaşa getirisi iyice irdelenirse İpekçi mi Mardin’e yaradı, Mardin mi İpekçi’ye yaradı sorusunun doğru cevabı görülecektir. En azından benim kafamda modası geçmiş bir modacı olan Cemil İpekçi’nin tabelasıyla açılan bu atölyeler, halk eğitim merkezleri tarafından görevlendirilen usta öğreticilerle yürütülen kurslardan öteye İpekçi’nin ulusal medyadaki reklam kaynağı oldular.      

           Sayın İpekçi; halk eğitim merkezlerimizin diğer kurslarından hiçbir farkları olmayan bu kurslara, üç ayda bir ve gazeteci ordularıyla beraber uğrayarak yarattığınız gündem,  “Benim için bitti, bir daha görmek istemiyorum” dediğiniz Mardinimize mi yaradı yoksa size mi yaradı? Bu sorunun cevabını Mardin halkı olarak çok iyi öğrenmiş olduk.

          Yazık! Mardin’e gelişiniz Mardin için değilmiş!..

           Üççç;

           Valiyi istemeyenlerin sayısı 100 kişiyi geçmezmiş! Cemil İpekçi, bu sözleri valinin ve kendisinin etrafını saran ve sayıları 30 kişiyi geçmeyen şahıslara göre sarfetmiş herhalde. Sayın İpekçi gözünü açıp Mardin’in bir milyona yaklaşan nüfusunu görseydi bu sözleri sarfedermiydi bilmiyorum. Halkına cahil ve hırsız, öğretmenlerine beceriksiz diyen, halk nezdinde ilahi değer taşıyan mekanlardaki uygunsuz etkinlikler için verilen izinlere halkımızca duyulan öfkeyle beraber Mardin Milletvekilimiz Mehmet Halit Demir'in ulusal medyanın Ana Haber bültenlerine dahi konu olan tepkileri başta olmak üzere, hemen hemen bütün sivil toplum örgütleri tarafından gösterilen tepkiler apaçık ortadayken valiyi istemeyenlerin sayısını 50 -100 gibi bir rakamla telafüz etmek hangi akla hizmettir. Bencillik kokan bu sözlere sadece şunu diyebilirim;

          Ayıptır ayıp!... 

          Dörtttt;

          Vali olmasaymış, Mardin’de altı ay kalamazmış!.. Sayın İpekçi, sizi bile hoş görüp bağrına basan Mardinimizde kalmanızı cesurca bir davranış olarak lanse etmeniz ve anlam vermekte zorlandığım bu cesur davranışınızı o çok sevdiğiniz valiye bağlamanız biraz ayıba kaçmıyor mu?

           Ne demek altı ay kalamazdım?

 Mardin halkı yamyamdı da vali mi korudu sizi biz yamyamların şerrinden? Cinsiyet tercihiniz beni ilgilendirmez ama inancınız varsa eğer, sarfettiğiniz bu sözler için diyeceğim tek şey;

           Günahtır günah!..

           Mardinimize kustuğunuz  sözlerin bende uyandırdığı merakı iki cümleyle dile getirmek istiyorum son olarak;

            Sayın İpekçi;

            Mardinli, size istemediğiniz bir şey mi yaptı?  Ya da istediğiniz bir şeyi mi yapmak istemedi anlayamadım doğrusu!..