Gine Suriye Türkiye Mali’mi?

Trajik bir hikâyedir; Türkiye-Suriye sınırında birbirinden koparılmış insanların hayatı.

Mayınlı araziler arasında yapılan bayramlaşmalar! Sınır adeta iki ülkenin arasından değil duyguların tam ortasından geçmiş ve bölmüştür tüm anıları. Anlatmak istersin, anlatılmaz, için cız eder, yutkunursun. Lakin söyleyemezsin, çünkü yarım kalan hayatlardır yaşanan;

Suriye sınırında!

Savaştan bahsetmek niyetinde değilim, herkes bir şeyler anlatıyor zaten, sadece şunu söylemek istiyorum; savaş hala devam ediyor. Noktası konulmamış cümle gibi…

Velhasıl, özeldir sınırda yaşamak yaşayan için!

…

Kim bilir, belki de özel değildir, hatta sıradan bir hayattır buralarda yaşanan.

Hele de Afrikalıysanız, daha direk bir ifade ile Gineli yada Malili iseniz.

Neden mi?

Çünkü aynı hikâye vardır bu iki ülkenin arasında! Aynı duygular, bölünmüşlükler, acılar…

Geçmişte Fransız sömürgesi olan bu topraklar esasında birdi.

Ama kendilerini Dünya’nın kaderini belirleyenler olarak düşünen ‘Efendiler’ böyle buyurdu. Tıpkı Osmanlı’ya buyurdukları gibi!

Kim bu efendiler? Kimse bilmiyor, yada bilen de söyleyemiyor!

Aynı ismi taşıyan aileler ertesi gün farklı ülkelerin vatandaşları, yurttaşları, halkları oluverdiler. Adına ne derseniz deyin ama bir şeyler oldu işte. Ve o bir şeyler hala olmaya devam ediyor. Dün Osmanlı’da, bugün Suriye’de, Yemen’de Mısır’da…

Bizim yaptığımız en iyi şey ise üzülmek. Ama ‘duyguların dahi hiyerarşisini oluşturmuşuz benliğimizde’. Kendimizi sıkıştırdığımız siyâsi, etnik, dîni, mezhepsel daha pek çok kalıba.

Keşke bir kalıp sabunla arınabilsek bu kalıplarımızdan!

Arınsak da söylememe gerek kalmasa Gine ve Mali’de bölünen insanların Müslüman olduğunu…

İşte o zaman anlayabiliriz sınırların ta ötesinde bir yerlerde yaşanan acıları! Gine’de Mali’de, Suriye’de, Türkiye’de!