İnsan ve Nefis

Ey iman edenler herhangi bir fasık size bir haber getirecek olursa onu iyice tahkik edin, tarafları karşılıklı dinleyin. Doğrusunu tespit edinceye kadar araştırın. Yoksa yaptıklarınızdan verdiğiniz kararlardan pişman olursunuz. (Hucuret Suresi) Taraflar yara almış olur, kalpler kırılmış olur oysa buna gerek yok. Kanayan yaralarımızın ancak yine bizler sarabiliriz. Şikayet edip umutsuzluğa kapılmak yerine acıların son bulması için Kur-an'da tarif edilen şekilde kurşundan kaynatılan binalar gibi olmamız gerek. Yunus Emre diyor ki : ''Yıllarca derdime derman aradım meğer benim derdim bana derman imiş.'' Kıymetli ve kadim okurlarım, bizler birbirimizi dinlemezsek, birbirimiz ile istişare etmezsek, birbirimizi anlamazsak bize kimse dost ve yar olmaz. İsyanınız nefsinize olsun, itiaatiniz Rabbinize olsun. Nefsimizin eseri olmayalım. Yeter ki nefsi davranmayalım, ve nefsimize uymayalım. Öfkemize yenilmeyelim. Öfke esnasında öfkemizi yenen pehlivan olalım. Evet bize ne oldu ? Bu ümmete ve millete neler oluyor ? Yıllardır ve uzun zamandır bir şeyler oluyor. Bir şeyler yapılmaya çalışılıyor. Büyük bir oyun oynanıyor bu milletin üstünde ve bu kadim coğrafyamızda. Ümmet ve millet olarak oynanan bu çirkin oyunun farkında mısınız ? Veya farkındaysanız neden bu kirli oyuna millet ve ümmet olarak alet oluyoruz. Her sabah uyandığımızda dış haberlerde ve gazetelerde bazı güçlere taşaronluk yapan internet sitelerinde ve çeşitli medya kuruluşlarında çok ama çok çirkin tezgahlar, montajlar yapılıp insanları tömet altında bırakıyor. Hükümetin, muhalefetin, iş adamlarının yada topluma mal olmuş bir liderin kanaat önderlerine vs. vs. hakaretler diz boyu. Bu çirkin oyunlara millet olarak gelmeyelim. Bu tezgahlar ve oyunlar oldukça düşündürücü tek kelime ile rezalet. 15-20 yılda bir bu tür çirkin oyunlar ve senaryolar tekrar ediliyor. Avrupa'nın deyimi ile Türkiye çınar ağacı gibi büyüyünce hemen budamak lazım. Bu çınar ağacı kuruyacak gibi olursa hemen sulamak lazım. Yani kısaca Avrupa'nın deyimi ile bu coğrafyayı güldürmeyelim yada öldürmeyelim. Bu ümmete ve millete hizmet etmek isteyenler sözde siyaset yapıyorlar. Siyaset özünde kavga değil, aslında hizmet mesleğidir. Toplum ile kaynaşma halka hizmet yarışıdır. Sadece siyasetin değil, yaşamın ezeli ve ebedi gerçeği değişmeyen tek şeyin değişim olduğudur. Gerek T.B.M.M' de gerekse çeşitli kurum veya kuruluşlarda bu memlekete ve millete hizmet edenler bu değişim sürecinde sancılı ve şaibeli olmamalıdır. Evet bize ne oluyor ? Bu millet ve bu toplumdan neler isteniliyor ? Örf, adet, gelenek, görenek, inancımız, sadakatımız, vefamız, samimiyetimiz yani kısacası insanlığımızdan uzaklaşıyoruz. Büyüklerimizin güzel bir sözü vardır. ''Et kokarsa eti tuzlarsınız ve etin kötü kokusu gider ama tuz kokarsa o zaman yapacak bir şey kalmaz. '' Maalesef artık tuz kokmuş. Yapılacak bir şey yok. Allah bizi nefsimize uydurmasın, bizi nefsimizle imtihan etmesin. Yunus Emre'den Bir kez gönül yıktın ise Bu kıldığın namaz değil Yetmiş iki millet dahil Elin yüzün değil Yol odur ki, doğru vara Göz odur ki, hakkı göre Er odur ki, alçak dura Yüksekten bakan göz değil. Selam ve Dua İle...