Kürtler Sorgulama Sürecinde

Kürt halkı, 1 Haziran 2015 seçimlerinden bu yana ortaya çıkarılan tablo nedeniyle tablo nedeniyle bir muhasebe yapmaktadır. Adeta bir yüzleşme olarak da ifade edilebilen bu süreç iki boyutlu olarak değerlendirilebilir:

1-PKK’nin ve HDP izlediği politika nedeniyle,

2-Her Kürt bireyinin kendi konumunu değerlendirmesiyle,

Yapılan bir sorgulama gerçeği söz konusudur. 

Kürtler, PKK’nin akıl almaz, şehirlerde uygulanan “hendek-barikat” siyasetini sorguluyor, yanlış buluyor. Her ne kadar bu yanlış ve kendilerine pahalıya patlayan politika nedeniyle sokaklara dökülmese de uygulanan siyaseti desteklemedi Kürtler. Hendeklerin kazıldığı, barikatların kurulduğu her şehirdeki halk çok kısa bir süre sonra evlerini, barklarını, şehirlerini terk ederek en yakın şehre yerleşti. İşte bu noktada kaygılı bir bekleyiş içerisine girdi ve kara kara düşünmeye başladı. Tam da sorgulama buradan başladı.

İkinci boyuttaki sorgulama ise tamamen bireysel sorgulamadır. Hatırlanacağı üzere 7 Haziran 2016 seçimleri öncesi HDP lehine çok güzel bir seçim atmosferi oluşmuştu. HDP, tabiri caizse karınca gibi çalışarak, her Kürde, her seçmene ulaşmaya gayret etti. Öteden beri yüzde 10 baraj sorunu olan HDP’nin temsil ettiği siyasi anlayışın bu handikapı ortadan kalkmıştı. Kürtlerin yanı sıra Türklerin hatırı sayılır bir kısmı da “HDP mecliste siyaseten çalışır, barış olur” beklentisiyle oy vermişti HDP’ye. Kesinlikle bölgede, hendek kazılsın, barikatlar kurulsun diye oy verilmemişti. Bu gerçeği bilmeyen yok ancak halkın/ların verdiği bu destek çarçur edildiği gibi hala da farklı şekillerde yorumlanarak manipüle edilmeye devam ediyor.

İşte bu süreç ve anlayış, her Kürdü “Ben ne için HDP’ye oy verdim” deme noktasına getirdi. PKK’nin “kemik oyları” diye tabir edilen kısım, nötralize olmuş durumda. Bugün seçim olsa, “kemik oyların” önemli bir kısmı belki yaşanan kaygılardan dolayı sandığa yansımayacak.

PKK’nın lider kadrosu, “suçlayıcı ve yanlışı karşı tarafta bulucu” politikasını uyguluyor hep. Hala da yapılan budur. Barzani hendeklerin sorumlusuymuş, yok devlet hendekleri abartmış gibi sığ söylemler, doğruların ortaya çıkmasını perdeliyor. “Kandil Aklı”nın, Kürt halkına yapacağı hayırlı bir iş, uyguladığı yanlış ve büyük zararlara mal olmuş politikasının yetmezliklerini kabul etmesi ve bundan geri dönmesidir. Bu, PKK’nin yenilgisi olarak algılanmayacak aksine onu değerli kılacaktır.

Devam eden çatışmalı süreçte halk/lar lehine faydalı hiçbir şey yoktur. Sivil ölümler giderek artıyor. Yapılan bombalı saldırılar krizleri derinleştiriyor. Bunun PKK’ye de hiçbir faydası yoktur. Asker ve polis ölümleri, PKK’ye olan kin ve nefreti arttırıyor. Dolayısıyla bundan HDP de büyük bir oranda etkileniyor. Şehirlerde yapılan bombalı saldırılar “Acaba İŞİD mi PKK mi?” sorusu gündeme oturuyor. Bu soru kamuoyunda PKK’nın bulunduğu seviyeyi gösteriyor. Bu PKK adına çok vahim bir durum olmalı. “Hedef Erdoğan iktidarını çöktürmek” deniyor, bu iktidar seçimle gelmiş seçimle gidecek. Bu iktidar gitse bile devleti yönetecek yeni bir iktidar ortaya çıkacak ve kalındığı yerden devam edilecek. Yüz yıllık cumhuriyet tarihi böyle olmuştur.

Halk/ların huzuru için bazen tavizkar politikalar da uygulanır. Kürt halkını veya halkları çatışmalı sürecin tarafları arasında sıkıştırmaya mecbur etmek doğru bir politika olmasa gerek. Bu çatışmalı süreçte bütün Türkiye’nin çocukları olarak asker ve polis öte yandan Kürt gençleri yaşamlarını kaybetmektedir. Bu noktada her kes bir dakika düşünmelidir. PKK aklı eskiden tıkanıklıkları aşarak güçlü politik manevra kabiliyetine sahipti. Ama şimdi sanki tıkanıklıkları aşamıyor, politik üretim yapamıyor gibi bir noktada. Sadece askeri gücünü kullanmakta ısrar eden bir yaklaşım ortaya koymaktan başka çaresi yokmuş gibi bir durumda.

Devam eden bu çatışmalı sürecin bitmesini bu bayram vesilesiyle temenni ediyorum. Ölümlerin olmamasını Ramazan Bayramı nedeniyle diliyorum. Bu dilek ve temennilerimin ucundaki umutla herkesin mübarek bayramını kutluyorum. İki B, bir arada olsun. Bayram ve akan kanın durması için Barışşşşşşşşşşşşşşş!

Saygıyla…