Kürtlerin Milliyetçiliği Üzerine…

Zaman ve mekana göre milliyetçilik akımı değişken olabilir. Yine zaman ve mekana göre milliyetçilik ilerici ya da gerici bir düşünce ve siyaset akımı olabilir.

Bu konuda bize somut şartların somut tahlili gereklidir…

Çünkü milliyetçilik olgusu yaşayan bir gerçekliktir,  dolayısıyla konuya somut yaklaşmak gerekiyor, maalesef bu konuda soyut tartışmalar pek de çözümleyici olamıyorlar.

Konuyu daha somut bir alana çekmek için bizler şu soruyu kendimize soralım; İsrail’in ve Filistinliler’in milliyetçiliği aynı mıdır? Her ikisi de aynı oranda mı kötüdürler? Ya da her ikisi aynı oranda mı suçludurlar? Ya da aynı oranda mı iyidirler?

Bence böyle düşünenenler yanlış düşünüyorlar. Hele bunlar bir de solculuk adına bunu yapıyorlarsa, temelden konuyu yanlış algılıyorlar. Hepimiz şunu iyi biliyoruz ki; sol literatürde ezen ulus ile ezilen ulusun milliyetçiği hiçbir zaman aynı tutulmamıştır. Yani bu meselede elma ile armutları birbirine karıştırmamak gerekiyor…

Mesela Kürtlerin milliyetçiliği ile Türklerin milliyetçiliği aynı kefeye konulabilir mi?

Kesinlikle hayır! Bu mümkün de değildir! Çünkü birisi ezen ulus milliyetçiliğidir, ikincisi ise ezilen ulus milliyetçiliğidir. Ezen ile ezilen bir olabilir mi hiç?!

Birisi, yanı Türk milliyetçiliği saldırgandır, emperyal hayalleri var ve kendisini seçilmiş ve üstün olarak algılayan bir düşünce sistematiğine sahiptir. Bir kere Türk milliyetçiliği eşitlikçi bir özden yoksundur, inkarcıdır ve kendinden olmayanı aşağılar. Devlet kurduğu için hep böbürlenir ve temel ideolojisini efsaneler üzerine kurma gayreti içindedir.

Hatta bu uğurda kendisi gibi olmayanları katletme hakkını kendisinde bulur. Türk devletleri arasındaki iktidar, rant ve egemenlik savaşlarını hatırlayalım…

İkinci, yani Kürt milliyetçisi olarak algılanan kesimler, mesela şimdiye kadar bölgedeki hangi halkları inkar etmişler, hangi emperyal emellere sahip olmuşlar, kimin topraklarına göz dikmişler, hangi halkları aşağılamışlar, kimlerin temel haklarını gasp etmişler?..

Bu konuda somut örnekler var mı? Kesinlikle hayır!..

Sözü fazla uzatmadan hemen şunu belirtelim; Ortadoğu halkları arasında en az milliyetçi olanların başında Kürtler geliyor. Bu çoğrafyada eğemen olan Türklere, Farslara, Araplara, Yahudilere yakından bir bakın; onlar mı fazla milliyetçi yoksa Kürtler mi? Hepsinin ulusal devletleri var, uluslararası platformlarda kendi ulusal kimlikleriyle temsil ediliyorlar. Sivil toplumda sendikal, kültürel, sosyal tüm kurumların başına kendi ulusal kimliklerini koymakta serbesttirler. Egemen dil onlarındır. Ulusal medyaları var…

Mesela bu bağlamda Kürtlerin bir Kürt Dil Kurumu bile yok. Tarih kurumları bile yok, kendi universiteleri yok, sadece bu şimdiye kadar Irakta biraz mümkün olmuştur…

Şunun altını hemen çizelim; Kürt milliyetçiliği hiçbir zaman ırkçı bir zeminde gelişmemiştir, aksine Kürt milliyetçiliği halklar arasında eşitliği savunmuştur. Ben de sizin gibiyim diyor. Ve sizlerle aynı haklara sahip olmam gerekiyor. Kürtlerin temel düşüncesi budur. Ama bu bile Kürtlere fazla görülmüştür değil mi?..

Öte yandan Arapların üstünlüğünü, Yahudilerin Tanrı tarafından seçilmiş bir halk olduğuna dair Kutsal kitaplardaki iddialar, Türklerin ve Farsların büyük cengaver ve din savunucusu oldukları konusunda milyonlarda efsanenin üretildiğini bir coğrafyada yaşıyoruz. Birisi sünni müslümanlık adı altında Türk milliyetçiliği yapıyor, ötekisi şii müslümlık adı altında Fars milliyetçiliği yapıyor. Müslümanlık dinini bile kendi milliyetçiliklerine alet ediyorlar! Halbuki Ortadoğuda müslümanlık değerlerini savunan halkların arasında Kürtleri saymamak, görmemek, inkar etmek Müslümanlığın felsefesiyle bile uyuşmuyor.

Belki de Kürtlerin ulusal devlet kurmamalarının en önemli faktörleri arasında müslümanlığı saymak pek yanlış olmayacaktır. Ne var ki Kürtler dinlerine ve sosyal yapılarına fazla bağlı oldukları için  milliyetçiliği pek fazla geliştirememişlerdir.

Aynı dine mensup oldukları halklar Kürtlerin devlet kurmasına temelden karşı çıkmışlar ve bugün emperyalist devletlerin yardımıyla Kürdistan dört müslüman devlet arasında paylaşılmıştır…

Tarihi ve toplumsal gerçekler böyle değil midir?

Bu bağlamda Kürtler ulusal bir devlet kurmadıkları için de hep aşağlandılar ve eleştirildiler. Görmemezlikten gelindiler, inkar edildiler, katliamlardan geçtiler…

Müslüman olan halklar kendileri için milli kimlikleri öne çıkardılar Kürtleri ise dini kimlik bazında örgütlemeye çalıştılar…

Halbuki yaşadığımız coğrafyanın temel harcını ve etnik formasyonları doğru algılamak gerekiyorsa, herşeyden önce Kürtlerin Ortadoğu medeniyetlerine yaptıkları katkıları görmezden gelmek kadar yanlış bir tutum olamaz. Kürtler değişik isimlerle tarihin en eski dönemlerinden günümüze kadar coğrafyamızın tarihini ve uygarlığını beliryeleyen her dönemde aktif olarak siyasi gelişmeye, kültürel gelişmeye ve ekonomik kalkınmaya katkı yapmışlardır…

Kürtlerin şimdiye kadar ulusal bir devlet kurmamaların temelinde yatan en önemli nedenlerden birisi hiç kuşkusuz zayıf olan ya da şimdiye kadar zayıf kalmış milliyetçi duygu ve düşünceleridir. Eğer Kürtler diğer Ortadoğu halkları gibi milliyetçi duygu ve düşünceleri zamanında yeterince geliştirmiş olsalardı, konumları bugün çok farklı olacaktı…

Şu bir kere açıktır; Kürt milliyetçiliği mazlumların milliyetçiliğidir, eşitlikçidir ve hiçbir zaman emperyal emellere sahip olmamıştır.

O nedenle Kürtlerin milliyetçiği egemen ulus milliyeçiliğiyle hiçbir zaman bir tutulamaz.

Ortadoğu coğrafyasındaki formasyonlara karşı bir tepki olarak milliyetçi duruşlar sergilemeyen Kürtlere ben kuşku ile yaklaşırım…

Milliyetçi olmayan Kürtler hiçbir zaman ne tutarlı sosyalist, ne tutarlı liberal ne de dürüst müslüman olabilirler…

Çünkü Kürtlerin temel ulusal hakları gasp edilmiştir.

Söz konusu siyasi akımların ülkemizdeki temel harcı Kürt milli değerleriyle yoğrulmadığı halde, bu alanda siyaset somutlaşmadığı halde, büyük siyasi amaçlarının da içi hep boş kalacaktır.

Ortadoğu halklar ancak eşitlik temelinde kardeşliği, demokrasiyi ve barışı inşaa edebilirler…

Gerisi lafugüzaftır…