Liyakat ve Mülakat

Aziz ve Kıymetli Dostlarım Evvela hepinizi en kalbi duygularım ile selamlıyorum. 

Siyasette liyakat mı ? yoksa mülakat mı ? 

 LİYAKAT: İktidar, ehliyet, hüner, layık olma, faziletli olma ve kıymetli olmaktır. Bu kriter ve ölçüde olanlara liyakat lı insan denilir.

 MÜLAKAT: Görüşme, buluşma, sözlü bilgi alışverişi, yüz yüze görüşme ve iki kişi arasında geçen diyalog tur. Yani o an spontan gelişen beceri ve yeneteklerini kullanmaktır. Buna da mülakat denilir. 

Tarihten bugüne büyüklerimiz her ortamda liyakatı tercih etmişlerdir. 7 Haziran Milletvekili Seçimlerinde Milletvekili Aday Adayları ve sonrası aday listesi tespitinde Ak Parti Genel Merkezi başta olmak üzere alt komisyonlar, il teşkilatları, ilçe teşkilatları acaba liyakatı mı ? yoksa mülakatımı tercih etmişlerdir ? 

7 Haziran Milletvekili Seçimlerinde listelerde Mücahitler mi ? yoksa Mütahitler mi tercih edildi ? Ak Parti teşkilatlarından ve tabandan gelmeyen, pazarlık sonucu gelen genel başkan yardımcıları bu seçimlerde ev sahiplerini dışladılar, önemsemediler. Bölgelere gönderilen anket firmalarının çoğu yanlış kişilere ve adreslere yönlendirildi. 

Bu anket firmaları ve parti yöneticileri kimlerle görüştüler ve kimlerin referansını aldılar ? Bunların halk tarafından bilinmesi lazım. Seçmene ve halka partinin tabanına bilgi verilmelidir. Yanlış teşhisler ve tespitler sonucu bugünkü olup bitenleri göz önünde bulundurursak yapılan yanlışların sonucu ortadadır. Bu tablodan çıkarılacak sonuçtan başarı beklenmemelidir. Hiç kimse başarı merdivenlerine elleri cebinde tırmanmamıştır. 

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çıraklık devri bitti şimdi ustalık devri dediğini hepimiz iyi hatırlıyoruz. Keşke Türk siyasetinde ve Ak Partide hep çıraklık devri olsaydı çıraklar sorumluluklarını daha iyi yerine getirirler. Ustalar ise işi ciddiye almazlar. Çünkü çırak dediğimiz siyasetçiler emanete ihanet etmediler. Emanetin en feyizlisi ahde vefadır. 

Ülkemiz tekrar erken seçim ile karşı karşıyadır. Koyun can derdinde iken kasap et derdine düşmüş. Ülkemizin ve coğrafyamızın geldiği duruma bir göz atalım. Makam ve mevkiler için zikzak çizmeden bugünkü ortamda barış sürecine, çözüm sürecine karşı hep birlikte dik duralım. Niyet milletvekili olmak için değil, asil olmak için mücadele edelim. 

Makam ve mevkiler için ilkelerimizden, değerlerimizden, örf ve adetlerimizden taviz vermeyelim. 

Oysa ki NİCELERİ GELDİ NELER İSTEDİLER SONUNDA DÜNYAYI BIRAKIP GİTTİLER SEN HİÇ GİTMEYECEK GİBİSİN DEĞİL Mİ ? O GİDENLERDE HEP SENİN GİBİYDİLER Kısacası şunu söylemek istiyorum. 

Ben Sedat Aşar. 55 yaşındayım. MTTB, Milli Görüş, Refah, Fazilet ve Ak Parti çizgisinde hep siyaset yaptım. Çizgimi hiç değiştirmedim, önce insan dedim. Dinimi, dilimi, milletimi, ülkemi, toprağımı ve coğrafyamı çok seviyorum. Bugüne kadarda makam ve mevkiler için ezilmedim, rezil olmadım hep vezir oldum. Bugün ben aday adayıda olmadım. Sevenlerim beni hep el üstünde tuttular. Vicdanım çok rahat, onların sevgisine layık olmaya çalıştım. Dönüp dönüp arkama baktığımda pişmanlık duyduğum ve pişman olduğum hiçbir şey yapmadım. 

Bölgeme, ülkeme, insanıma vefa borcumu T.B.M.M kürsüsünde dile getirmek için bu hizmeti daha büyük yerlere taşımak istedim. Çünkü bildiğim bir şey var görev istenilmez, verilir. Siyasette kimsenin çantasını taşımadım, kimsenin adamı olmadım ve şahsıma ait olan bir acentam olmadı, olamazda. 

Kısacası günün adamı olmaya çalışmadım. Hakikatın adamı olmaya çalıştım. Çünkü gün değişir ama hakikat değişmez. Herkesi bu önemli süreçte hakikat ölçüsünde sağ duyuya davet ediyorum. 

YAŞANILABİLİR BİR DÜNYA İÇİN, BARIŞ, HUZUR VE KARDEŞLİK DUYGULARI İÇERİSİNDE HERKESE MUTLU VE HUZURLU GÜNLER DİLİYORUM. 

 SELAM VE DUA İLE...