Siyaset Güçtür, Doğru Kullanmak Gerekir

    Kim ne söylerse söylesin siyaset oluşumu ve yapısı itibariyle kalkınmanın, istikrarın, yapılanmanın tek adresi konumundadır.

    Siyaset kötü niyetli kişilerce kullanıldığında pekte iç açıcı bir tablo çizmediği gibi, dürüst ve kişilikli kişilerin ellerinde kapalı kapıları açan, kurumuş ağaçlara su olan bir görüntüyü de hissettirmektedir. Bunu yaşam alanlarımızın her anında fark edebiliyoruz…

    Türkiye’nin şöyle karanlık geçmişine baktığımız zaman kılık kıyafetten bile asılanların sayısı onları buluyordu. Bu strateji siyasetin karanlık yüzünün bir göstergesinden başka bir şey değildir.

    Darbe ayaklarının kol gezdiği bir geçmişi bulunan ülkemizin, kendine gelmesinin imkânsız olduğu varsayılan bir dönemin yaşanması, yanlış ve menfaatvari siyasetin ürünü olmasının sıkıntısıdır.

    Hayat standartlarının köreltildiği, hür yaşamın tamamen vesayetçilerin iki dudakları arasında hapsedildiği, kişilik haklarının yer almadığı rejimlerin sebebi, siyaseti tamamıyla lehte kullanılmasının sonucudur.

    Yıllardır hak ve hukuk kavramlarını hiçe sayan, durup dururken yağ ve şeker kuyruğu icat eden, ayrıca başörtüsü takanları devlet düşmanı da ilan eden sıkıntı siyasi düşüncenin başrolde oynamasının hengâmesidir.

    Siyaset “on yıllarca” ülkemizde yanlış kişilerin ellerinde, halkı vatandaşlıktan bile mahrum bıraktıracak bir düzen içerisinde yürütülüyordu. Siyasi yöntemlerin yanlışlığı halka zulüm ve sonrasında idam ile sonuçlandırılıyordu.

Günümüz siyasetçilerine çok iş düşüyor

    Ülkemiz tamamen siyasetin oluşturduğu çizgide ilerlemektedir. Geçmişi yazıp çizdiğin zaman pek iç açıcı bir tabloyu göremiyoruz. Bu yüzden günümüz siyasetçilerine çok işler düşmektedir.

   Çünkü geçmişin ağır yükünü silip süpürmek zorundalar.

   Aslında bu silip süpürmelerin temeli 3 Kasım2002’de atıldı diyebiliriz. Kirli siyasi odaklar, baskıcı emeller, askeri vesayetler teker teker bertaraf edilmeye başlandı.

    Katsayı zulmünü hak gibi görenler, imam hatiplileri farklı insanlarmış gibi lanse ettirenler, başörtüsünü yobazlaştıran siyasetçi ve askeri darbeciler yavaş yavaş hak ettikleri yerlere gönderiliyorlar. Bunu iyice kavramak gerekir.

    Çünkü asıl siyasi hizmet halka olmalıdır. Halk hür olmalı ki, güçlü olmalı ki devlette muktedir olsun. Bunda da en büyük görev tabii ki günümüz siyasetçilerine düşüyor.

    Vatandaşa gereken hizmeti anlayış içerisinde sunmak gerekir. Halkı kırmayacaksın, ötelemeyeceksin,

    Bir milletvekilini halk büyük bir özveri içerisinde seçer. Bu yüzden haklı olarak sürekli beklenti içerisindedir. Hizmet görmek ister, dürüst siyaseti memleket dâhilinde, ülke dâhilinde yürütülmesini ister.

    Şu anda en büyük yük Ak Parti’nin sırtındadır. Her iki oydan birini alan bir parti ve vekilleri olmak üzere mesuliyet kapsamında onlara çok iş düşmektedir.

    Çünkü ellerinde bulunan siyasi güç hizmetin ve kalkınmanın en önemli anahtarıdır. Manevi değerlerin ve ahlaki konuların halk nezdinde korunabilmesinin kalkanı konumundadır.

    Halkın ahlakını bozan türlü türlü silahların konuşlanmasında bile siyasetin izinleri dâhilinde yürütülmesi siyasi otoritenin ne kadar güçlü olduğunu gösterir.

    Ülke genelinde Ak Parti’nin oy üstünlüğü her ne kadar çoksa da Mardin Milletvekillerinin tamamının anlayışı halka dönük, ayrımı yapılmayan bir hizmet anlayışı olmalıdır. Bir birliktelik içinde memleketin değerlerinin korunması gerekir. Çünkü bizler kendi içimizde mücadele ederken dış odaklara fırsat vermiş oluyoruz.

   Yapmak zorunda  

·       Milletvekili halkın sorunlarını genel anlamda yerine getirmek zorundadır

·       Milletvekili darbelerden etkilenmiş vatandaşla ilgilenmek zorundadır

·       Milletvekili halkın manevi değerleriyle oynayan odakları bertaraf etmek için ilgilenmek zorundadır

·       Milletvekili halkın yoluyla, suyuyla ilgilenmek zorundadır

·       Milletvekili halka darılmayacak ve onu hor görmeyecektir, zorundadır

·       Milletvekili terörü yok etmeli ve terörün zorba diktasından etkilenmiş vatandaşla ilgilenmek zorundadır

·       Milletvekili halkın oylarıyla o makama gelmiştir. Her bir oyun vebalini sırtında hissetmesi gerekir, zorundadır.

·       Milletvekili kayırmayacak, kayıranlara da izin vermemek zorundadır

        Gerçek anlamıyla ülkemiz, Mardin’imiz geçmişinde birçok konuda mahrum bırakılmış, halk türlü türlü ayrıştırmalara tabi tutulmuştu.

          Bu yüzden; İçinde bulunduğumuz bolluk, bereket ve teknoloji çağında her bir bireyi birinci sınıf vatandaş olarak takdir edip ona göre değer verilmeli.