Yeni Anayasa Nasıl Olmalı

Av. Seyfettin Baysal
27.01.2016 10:54

Anayasa; Bir devletin yönetim biçimini belirten, yasama, yürütme, yargı organlarının nasıl işleyeceğini gösteren ve bireylerin devlet iktidarı karşısında ki özgürlüklerini garanti altına alan ve düzenleyen yazılı belge’’ anlamındadır.

Genel anlamda tanımlaması bu şekildedir. Ülkemiz de ki yeni ve sivil Anayasa söylemi sürekli gündemi meşgul etmiş, tüm siyasal partilerin programların da olmasa da sürekli gündemlerini meşgul eden bir konu olmuştur.

Ülkemiz şimdiler de yeni bir anayasa yapmanın eşiğindedir diyebiliriz. Yeni bir anayasa yapılması konusunda toplum da oldukça geniş bir irade, beklenti içerisinde olduğu açıktır. Ancak Anayasanın içeriği konusunda aynı şeyleri söylemek mümkün değildir. Bu nedenle Anayasa yapım sürecinde ayrışmaların, farklı fikirlerin olacağı elbette olası bir durumdur.

Ülkemizde anayasalar genellikle askeri müdahalelerin akabinde meydana getirilmiştir. Sivil bir anayasa söyleminin kaynağı da buradan gelmektedir. Toplumun birçok kesimi yapılan anayasalarda askeri vesayetin de yapıldığı konusunda bir ortak akıl mevcuttur. Bundan sonra ki süreçte yapılması gerekenler konusunda, siyasal iktidarın ve diğer siyasi partilerin hassas olması gerektiği, toplumun tüm kesiminin beklentilerini karşılayacak nitelikte bir anayasa oluşturma konusunda hem fikir olmaları gerekmektedir.

Yeni anayasanın tekçi bir ideolojinden uzak bir şekilde hazırlanması gerekmektedir. Sivil toplum kuruluşların bu yönde hazırlamış oldukları metinlerinin de göz önünde bulundurulması gerekir. Anayasanın yurttaşı dışlayan değil, kucaklayan bir özellikte olması lazım.

Özgürlükleri de garanti altına alındığı bu metin, devlet otoritesini değil yurttaşı devlet otoritesine karşı güvence altına alındığı bir metin olması gerekmektedir.

Devleti vatandaşından koruyan bir anayasa metni elbette demokratik bir anayasa olamaz. Bunun sancılarını ülke olarak halen bile çekmekteyiz. Bireysel özgürlüklerin de teminatı olan bu metnin sadece Mecliste grubu bulunan siyasal partiler değil, meclis dışında kalan diğer siyasal partilerin de bu sürece dâhil edilmesi gerekmektedir.

Evet, artık Türkiye darbe anayasası ile yoluna devam edilemeyeceği gerçeği somut olarak ortaya çıkmıştır. Tüm toplumun da hemfikir olduğu bu sürecin heba edilmemesi gerekir. Anayasacılık tarihimizde sivil anayasa yapımı için konjonktürel olarak ilk kez bu kadar uygun bir ortam olması avantajdır. Günümüzde askeri ve sivil bürokrasinin sürece yönelik engellemeleri yok denecek kadar azdır. Ülkemizde ki vatandaşların seçimlere katılım oranın yüksek olması Türkiye Büyük Millet Meclisinde ki temsil kabiliyeti açısından, demokratik bir temsili yete sahip olması da yeni anayasa için önem araz etmektedir. İnsan haklarına dayalı bir anayasa olmalıdır. Bu nedenle geçmişte yaşanan vesayet unsurlarından uzak olmalıdır. İsminin yeni anayasa olmasının bir önemi yoktur, bunun yanında içeriğinin de yeni olması gerekir.

Etnisiteye dayalı bir anayasa toplumun her kesimini kucaklamayacağını geçmişte de bunun örneklerini gördük. Ülkede yaşayan her vatandaşın kendisini görebileceği bir anayasa metni oluşturulması gerekir.

Bunun yanın da mevcut yasalarımızın da anayasa değişikliği paralelinde değişmesi ve en önemlisi zihniyet değişikliğinin de beraberinde getirmesi gerekir.

Yeni anayasa Türkiye’nin birçok sorununa çözüm getireceği kanaatini taşımaktayım 2016 yılının, Türkiye’nin anayasal sürecinde bir dönüm noktası olacağını ve her vatandaşımız gibi bende bu umudu taşıyanlardanım.