tatlidede
tatlidede

Mark Crick kimdir? Mark Crick kitapları ve sözleri

İngiliz Yazar ve Fotoğrafçı Mark Crick hayatı araştırılıyor. Peki Mark Crick kimdir? Mark Crick aslen nerelidir? Mark Crick ne zaman, nerede doğdu? Mark Crick hayatta mı? İşte Mark Crick hayatı...
  • 28.05.2022 09:00
Mark Crick kimdir? Mark Crick kitapları ve sözleri
İngiliz Yazar ve Fotoğrafçı Mark Crick edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Mark Crick hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Mark Crick hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Mark Crick hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1962

Doğum Yeri:

Mark Crick kimdir?

Mark Crick, edebi parodileri Kafka's Soup ve Sartre's Sink ile tanınan İngiliz yazar ve fotoğrafçı. Kronik astım hastası Mark Crick çocukluğunu Basildon'da geçirdi. Warwick Üniversitesi ve Londra Üniversitesi'nde edebiyat bölümünde okudu.

Mark Crick Kitapları - Eserleri

  • Kafka'nın Çorbası
  • Sartre'ın Lavabosu
  • Machiavelli'nin Bahçesi

Mark Crick Alıntıları - Sözleri

  • İnsanların birbirleri için taşıdığı anlamın azlığı karşısında kalbimi paralayıp zavallı kafamı dövebilirdim. (Sartre'ın Lavabosu)
  • Tıkanıklığın kaynağına yaklaşırken burnuma çürük su kokusu doluyor. Tıkanıklık her tarafta. Artık tıkanıklığın tadını alabiliyorum. Tıpkı ağzımda, gözlerimde, kulaklarımda kalmış ölü ve gömülmemiş bir şey gibi. Midem kalkıyor. (Sartre'ın Lavabosu)
  • Puşkin Georges d' Anthes'i karısının sevgilisi olmakla suçladığında, iki adam düello yapmışlardı. Çocukluğundan beri ilk kez kıskançlık sızıları hisseden Tomas macun ıspatulasını almak için atıldı, ama Puşkin'deki tutku onda olmadığı için macunu kesip çerçeveye yapıştırmaya devam etti. Bir yandan da penceredeki Odile'i aklından uzaklaştırmaya çalışıyordu.Kırık cam değiştirilmişti ya Odile'in indirdiği darbe yalnızca bir camdan fazlasını kırmış ve oncam kırığı, çerçevesinin dışına yayılarak, tıpkı bir fay hattı gibi Tomas'ın dünyasının tüm gücünü içine çekmekteydi. (Sartre'ın Lavabosu)
  • Hem zaten evren dediğin nedir ki? Yalnızca bitip tükenmeden dolanıp durduğumuz sonsuz bir kavşak ve yapabileceğimiz hiçbir şey de yok. Ölmek için yaşıyoruz. İşte bu kadar. (Kafka'nın Çorbası)
  • CONNOR: Söyle bana. Sana hep soracaktım. Kendini asmanı engelleyen nedir? GODARD: O da bana bunu sorardı eskiden. Bebekten sonra... Ondan önce... Önce... Ben hep geç geliştim. (Sartre'ın Lavabosu)
  • Çünkü kimse seni anmayacak işinle. Gümrüğün olağandışı güzellikler saklarmış, Ve gelecekte hacılar hikayelerle ödeyecekler vergilerini.'' (Kafka'nın Çorbası)
  • Kıpırdamadan duruyorum. İlerleyemiyor, karanlıkta gözlerimi kırpıştırıyorum. Önümdeki kapının gözetleme deliğinden ufacık beyaz bir ışık parlıyor, sonra kararıyor. Birisi izliyor, hareket etmemi bekliyor, ama edemiyorum. Tıkanıklık benim. (Sartre'ın Lavabosu)
  • İnsanlar sınıf ve ayrıcalığın önümüze çıkardığı engelleri görmemekle ne kadar aptallık ediyorlar. (Sartre'ın Lavabosu)
  • Evrenin merkezinde olduğumuzu sanıyoruz ama değiliz. Hem zaten evren dediğin nedir ki? Yalnızca bitip tükenmeden dolanıp durduğumuz sonsuz bir kavşak ve yapabileceğimiz hiçbir şey de yok. Ölmek için yaşıyoruz. İşte bu kadar. (Kafka'nın Çorbası)
  • Beni asıl duygusallaştıran ve çevremdeki dünyayı cennete çeviren, izolasyon macununun ay ışığında mavi beyaz parlamasıydı. (Sartre'ın Lavabosu)
  • Hiç bir şey ziyan edilmiyordu. Tavaya taze yağ kondu. Süzülmüş porcini mantarları, cızırdayarak etlerindeki suyla mücadele eden kızgın yağın üstüne kaydılar. Aşçı porcinilerin sesini bir kapakla bastırdı. Kapağın altında buhar yoğunlaşıp tavaya damlayarak, bir yağmur döngüsü oluşturdu. (Kafka'nın Çorbası)
  • "Evrenin merkezinde olduğumuzu sanıyoruz ama değiliz. Hem zaten evren dediğin nedir ki? Yalnızca bitip tükenmeden dolanıp durduğumuz sonsuz bir kavşak ve yapabileceğimiz hiçbir şey de yok. Ölmek için yaşıyoruz. İşte bu kadar." Mark Crick/Kafka'nın Çorbas (Kafka'nın Çorbası)
  • İnsanlar sınıf ve ayrıcalığın önümüze çıkardığı engelleri görmemekle ne kadar aptallık ediyorlar. (Sartre'ın Lavabosu)
  • İnsanlığın çektiği çilelerin uzun ve garip kataloğunun da kendi hiyerarşisi var. Sel ve açlık, veba ve salgın, deprem ve yanardağ patlaması hikâyeleri bizi haklı olarak heyecanlandırarak, en saygın anlatılarımızın dikkatini, hükümetlerimizin ilgisini, hayır kurumlarının cömertliğini cezbeder. Buna rağmen, kaderini bağlı bulunduğu otoritenin kaçınılmaz ve öngörülmez gazabını dostu ve komşusuyla, yurttaşı ve vatandaşıyla paylaşan bireyin çilesi, kendi mahvının tohumlarını yalnızca kendisinin beslediğini bilen birinin gerçek ıstırabı ve kederiyle karşılaştırılabilir mi? (Sartre'ın Lavabosu)

Yorum Yaz