tatlidede

Mazhar Şevket İpşiroğlu kimdir? Mazhar Şevket İpşiroğlu kitapları ve sözleri

Sanat Tarihçisi Mazhar Şevket İpşiroğlu hayatı araştırılıyor. Peki Mazhar Şevket İpşiroğlu kimdir? Mazhar Şevket İpşiroğlu aslen nerelidir? Mazhar Şevket İpşiroğlu ne zaman, nerede doğdu? Mazhar Şevket İpşiroğlu hayatta mı? İşte Mazhar Şevket İpşiroğlu hayatı... Mazhar Şevket İpşiroğlu yaşıyor mu? Mazhar Şevket İpşiroğlu ne zaman, nerede öldü?
  • 24.01.2023 05:00
Mazhar Şevket İpşiroğlu kimdir? Mazhar Şevket İpşiroğlu kitapları ve sözleri
Sanat Tarihçisi Mazhar Şevket İpşiroğlu edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Mazhar Şevket İpşiroğlu hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Mazhar Şevket İpşiroğlu hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Mazhar Şevket İpşiroğlu hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1908

Doğum Yeri: İstanbul

Ölüm Tarihi: 28 Şubat 1985

Ölüm Yeri: İstanbul

Mazhar Şevket İpşiroğlu kimdir?

Mazhar Şevket İpşiroğlu Kitapları - Eserleri

  • İslâmda Resim Yasağı ve Sonuçları
  • Sanatta Devrim
  • Oluşum Süreci İçinde Sanatın Tarihi
  • Bozkır Rüzgarı-Siyah Kalem
  • Avrupa Resminde Gerçekçilik Duygusu
  • Düşünmeye Çağrı

Mazhar Şevket İpşiroğlu Alıntıları - Sözleri

  • Don Kişot, Avrupa mizahını yarattığı en güçlü roman kahramanlarından biridir. Düşüncesinin dikine giderek gerçeği görmeyen bu hayal şövalyesini, Daumier, başı bulutlarda, kendisi gibi kurumuş, bir düşünce iskeleti haline gelmiş atının üstünde gösteriyor. Sağduyuyu ve gerçeği yansıtan Sanşo Pansa arkada, silik bir leke olarak kalıyor. Uyumlu bir bütün kuran at ve altının her birinde hayal ve gerçekliğin çatışması belli oluyor. Rossinante cılız ve perişan bir attır, ama bir hayal atıdır. Bütün maddi düşkünlüğüne rağmen azametli ve mağrur bir duruşu var. Don Kişot da öyle. (Avrupa Resminde Gerçekçilik Duygusu)
  • Mahşer» Bosch'a göre bu dünya kötü bir dünyadır. Bütün bunlar, bu sanatçının, daha çok halk arasında boş inançların canlılığını sürdüren gerici bir tarikat çevresinin sözcüsü olarak resimle vaizeden, dünya gerçeğine bağlanmayı dinden uzaklaşma sayarak çağdaşlarını korkunç görüntülerle uyarmak ve yola getirmek isteyen bir moralist olduğunu düşündürüyor. (Oluşum Süreci İçinde Sanatın Tarihi)
  • Botticelli, çağdaşları gibi dış tabiata çevrili olmakla beraber, zamanında birçok resimleri birer anatomi ve perspektif çalışması haline getiren kuru okul tabiatçılığına karşı koyuyor. Gözlemden çok hayale, akılcı düzenden çok duyguya dayanan.. (Avrupa Resminde Gerçekçilik Duygusu)
  • İslâm inancına göre hakikat "Söz"de belirmişti. Bu yüzden söz sanatının İslâm dünyasında yeri büyüktü ve bu dönemde Arap ve Fars dillerinde yazılan zengin bir edebiyat gelişmişti. Resim sanatı kitaba girmekle geliştirebileceği yeni bir hayat alanı buluyor ve bu tarihe kadar ilişki kuramadığı İslâm düşüncesine açılıyordu. Sanatçılar başta ürkek davranıyorlar Harirî'nin "Makamat'ı" ve "Kelile ve Dimne" gibi halk arasında sevilen ve tutulan birkaç eseri resimlendirmekle yetiniyorlar. Fakat hal böyle de olsa resim sanatı bu yoldan İslâm düşüncesinin yaratıcı güçleri ile bir bağlantı kurabiliyor ve İslâm sanatına mal edebileceğimiz tabiattan uzak soyut bir resim türü ortaya çıkıyor. (İslâmda Resim Yasağı ve Sonuçları)
  • Tabiat dinlerinin egemenliği altında geçen çağlarda tasvir, korkulan kutsal güçlerin taşıyıcısıdır, puttur, büyüdür. (İslâmda Resim Yasağı ve Sonuçları)
  • Ortaçağın, yeryüzünden çok cennete yarışan güzelleri ile bir akrabalığı, hayal yarattıklarını andırır bir görünüşü var. Fakat onlardan ayrılıyor da. Botticelli, güzel kadın kavramını, boş kumaşlar içinde vücudunu saklayan Meryem olarak değil, çıplak bir Venüs olarak düşünüyor. (Avrupa Resminde Gerçekçilik Duygusu)
  • ''Son yıllarda eğitim sistemimizde bilime ağırlık verilerek sanat dersleri geri plana itildi. Ortaokuldan sonra büsbütün kaldırıldı. Sanatın, boş zamanları değerlendirme dışında bir yeri olabileceği göz ardı edildi. Oysa bilim ve teknoloji, düşünme ile ve sanatla bütünleştiği oranda toplumun ilerlemesini sağlayabilir.'' (Sanatta Devrim)
  • Görsellikten yoksun kavramlar boş, kavramlardan yoksun görsellik de kördür." Kant (Oluşum Süreci İçinde Sanatın Tarihi)
  • Osmanlı resim sanatı Yeniçağ ile ilişki kuran fakat özü ile Ortaçağ'a bağlanan bir sanat niteliği gösterir. (İslâmda Resim Yasağı ve Sonuçları)
  • Juan Gris, Kübizm akımının bu üçüncü büyük ustası, "Çivi kavramı olmadan bir çivi bile yapamam" diyor. (Sanatta Devrim)
  • İnsanlar her şeyi başka başka gözler, başka başka düşüncelerle görürler; fikir ayrılıklarının nedeni budur. Montaigne (Oluşum Süreci İçinde Sanatın Tarihi)
  • Gericiliğin tepmesinde, geçmişle olduğu gibi bu kez de oy kaygısıyla durmadan ödün veren politikacıların yanı sıra aydınların bir kesiminin de büyük payı vardı. (Düşünmeye Çağrı)
  • Mümin (inanan), yaşam yolunu ve düşüncelerine yön veren güç kaynağını Kur'an'da bulur. (Düşünmeye Çağrı)
  • Endüstri çağının acımasız gerçekçiliği soyut-kavramcılığa yer vermiyor. Yaşayabilmek için gerçeğe giden yolu aramak ve bulmak zorundayız. (Düşünmeye Çağrı)
  • Canlı varlıkların resmi yasaklanmakla İslam dünyasında tabiatçılık yolu resme kapanmış oluyordu. Gerçi ruhu olmayan varlıkların hareketsiz olan (bitkiler bunlar arasına giriyordu )tasvirinde bir sakınca görülmüyordu. Fakat bunlar soyut nakış olarak resme girebiliyorlardı. Kur'ân dilinde yaratma (berea) ve biçim verme (savvara ) aynı anlama geldiği için yaratılan varlıkların benzerini tasvir Allah'ı taklit sayılıyor ve benzetmecilik yoluna gidilmiyordu. (İslâmda Resim Yasağı ve Sonuçları)
  • Rubens'in Andromeda'sı Brescianino'nun Venus'una birçok noktalardan benziyor. Her iki resimde de ayakta duran, çıplak bir kadın gösteriliyor. Fakat bu konuyu her iki ressam çok değişik biçimlerde görmüş ve resme geçirmiştir. Rubens'in resminde kadının bedeni, Brescianino'da olduğu gibi yatay ve dikeylerin kasnağı içine alınmıyor. Rönesans resminde göze çarpan ana yönler, Rubens'te ustalıkla saklanıyor. Brescianino'da dimdik duran beden, burada bir balmumu yumuşaklığı kazanıyor. Başın, kolların tutuluşu, bacaklar, hep Rubens'in resim kenarlarını tekrarlayan yönlerden kaçındığını gösteriyor. Brescianino'nun resminde figür, çerçeve içine rahatça yerleşen bir düzene alınmakla, dünyadan ayrılıyor. Rubens'in resminde, böyle bir düzen bulunmadığı için, aynı dönemin diğer eserlerinde olduğu gibi, burada da çerçeve, tabiata gelişigüzel açılmış bir pencere izlenimi bırakıyor. (Avrupa Resminde Gerçekçilik Duygusu)
  • Siyah Kalem'in resimleri göçebe bozkır toplumlarında resim sanatının varlığını kanıtlayan biricik belgelerdir. (Bozkır Rüzgarı-Siyah Kalem)
  • Atatürkçülük tarihsel olaylar içinde dondurulmuş, bir kalıp, bir dogma haline gelmişti. (Düşünmeye Çağrı)
  • Helenizm etkileri, Orta Asya kültürünün oluşmasında önemli bir yer alır. (Bozkır Rüzgarı-Siyah Kalem)
  • Bu resimde bizi Van Gogh'un iç dünyasına götüren ne yüzün ifadesi, ne de kendi eliyle kesilmiş kulağıdır. Şüphesiz onlar da ruhunda olup bitenden haber veriyorlar ; fakat Van Gogh 'un bir ressam olarak yaşadığı dramın ipuçlarını daha çok üslubunda, çizgileri kullanışında ve renkleri kendine göre seçip yoğuruşunda buluyoruz. (Avrupa Resminde Gerçekçilik Duygusu)

Yorum Yaz