tatlidede

Müeyyide ve Dokunulmazlık

Müeyyide ve Dokunulmazlık

Toplumda  ve yaşam boyunca  yapılan bazı  işlerin karşılığı  (müeyyidesi)  olarak  olumlu  veya  olumsuz  yansıması   olması  kadar  doğal  bir  şey  olamaz. Aksi  durumda doğru-yanlış, hak-batıl, iyi veya  kötü nasıl kıyaslanacaktır.Mesela…

-Hukuk  devletinde hukuk  çiğnemenin  müeyyidesi  “ceza” olarak  verilir.

-Yaşam  esnasında Ahlak  kurallarını  çiğnemenin  müeyyidesi “Toplumdan  dışlanmak”tır.

-Dünyada  İlahi   inanç   kurallarını  çiğnemenin  müeyyidesi de sonsuz  alemde “eziyete mahkum” olmaktır.

          Peki  Demokratik   siyasetin  kuralları,  hangi  durumda  “müeyyide”  kavramını  gündeme  getiriyor   diye  sormak  hakkımız  doğmaz mı?  Doğduğuna  göre  sorarsak cevabı  hazır  “Başarı veya Başarısızlık”tır.Demek ki başarısızlık  durumunda  müeyyide  uygulanması  gerekir.

         Peki  yine  soralım.Bu başarısızlığın  ölçüsü  nedir o zaman? Cevap: Toplumsal  siyasette  toplumu  ikna  ederek , oy alıp  iktidara  gelerek toplumu  yönetmeyi  becerememektir.Buraya kadar  her şey  açık…….

           Lakin  böyle  bir  düşüncesi  olmayan  Liderlerin, Partilerinin bir  spor kulübünden veya  bir  dernekten  farkı  nedir? Bu  tür  partilerde  başarısızlık   durumunda  Parti  liderini  değiştirmek  öyle  zannedildiği  gibi  kolay da   değildir.Günümüz Türkiye’sinde öyle  durumlarda lideri (zayıf lideri)  değiştirmek  yerine işin kolay yolu  tercih  ediliyor.Nedir  o  yol?  Yanındakilerden birkaç tanesi  işaret  edilerek  değiştirme  yoluna  gidiliyor maalesef…Bu  sistem öylece  devam  ederse  Türkiye  belli  bir  zaman sonra, iktidar  düşüncesi  olmayan,  muhalefet  çöplüğüne  dönecektir. Fakat  konuşmaya  gelince  bu  zayıf  liderler  maşallah  mangalda  kül  bırakmıyor, bel  altı  dahil olmak  üzere  her  tarafa saldırı  şiarlarındandır. Eeee  peki,  bunun müeyyidesi  nedir? Dedim ya bunlara  kolay  kolay  dokunulamıyor, tüm ipler  ellerinde olduğundan bunlara  pek  müeyyide uygulanmaz.Taki  toplum bir  anda  tüm işlerin  farkına varıp,kimsenin  etkisinde  kalmadan  gerçek  müeyyidesini  uygulama yolunu  seçinceye  kadar  bu  iş öylece  devam  eder.Kimleri  kastettiğimiz  açıkça  bellidir.Ha   özel  bir  kinimiz yada başka düşüncemizden  dolayı  söylediğimiz  düşünülmesin.Amacımız  gerçeğe  parmak  basmaktır.Meseleyi   daha  iyi  anlamak için  şu  örnekle  devam  edyim…. 

              Son günlerde Hükümetin  Meclise  getirdiği “Dokunulmazlık” konusunda da bu  Muhalefet  Partileri  yine  müeyyide  gerektirecek konulara  girmeye  başladılar.Toplumun gündemine  girip kafaları  karıştıran  bu  konu “Dokunulmazlık”  nedir* ne değildir?  İyi  bilmek  gerekir.Yaklaşık 500  dokunulmazlık  dosyası  var.En  fazlası HDP   ve CHP li vekillere ait.Üstelik  bir  çoğu da Parti  liderlerinin  dosyalarıdır.

         Demokratik  Toplumlarda  “Dokunulmazlık”  aslında Muhalefet Partileri için  çıkarılan  ve  uygulanan  bir  sistemdir. Amaç  muhalefet  görevini en güzel  şekilde çekinmeden, korku  hesabı  yapmadan  gerekeni  söyleyebilme olanağını  sunmaktır.Öyle  mi  yapılıyor.?  Kesinlikle  hayır. Maalesef  bizde  bu  dokunulmazlık  çok  farklı  ve  amacı  dışında  kullanıldığı çok kulvar  ve  alanlar  herkesçe  malumdur, oraya  girmeyeceğim. Muhalefet  iktidarın  getirdiği  “Dokunulmazlık ” a  destek vereceğini açıkladı.Açık  söyleyeyim;  bu  yaklaşım da  samimiyet  görmüyor,  buna  inanmıyor  ve  ağız  başka gönül  başka  şeyler  söylediğini  görüyorum.Bir kaç  gün  sonra  göreceğiz.Hele  hele Partilerde , parti  kararı   alınamayacağı   belli ise….

            Mesele  gündeme  alınacak ise ve Dokunulmazlık  kalkacaksa  şayet, toplum  vicdanını rahatlatacak  şekilde  yapılmalı ve bazı  usullere dikkat  edilmesinde  fayda  vardır.Tabi  Anayasa Mahkemesi iptal  etmese.Çünkü Anayasa  maddesine  geçici  ek madde  eklenerek  bu  iş  yapılmıştır. Şöyle ki;

-Dokunulmazlık  dosyalarının hepsi  ele  alınmalı.

-Meclis iradesine  karışılmamalı.

-Karma  Komisyonlar  dosyanın içeriğine  göre öncelik  belirlemeli.

-Öncelik  sırası  belirlense dahi, tüm  dosyaların en ince  detayına inilerek tetkik  edilmelidir.

-Tek parti  veya bazı  kişileri  hedef  alarak dokunulmazlık kaldırılmamalıdır.

Şahsi  beklentim  şudur: Hiç  kimsenin tereddüdü  olmasın bu konuda.Herkes inandığı  değer,söylem  ve yaklaşım  uğruna gidip hesap  verebilmelidir.

       Ama  sakın  amaç  ve düşünce , 1994  yılında  yaşanan o tasvip  edilmeyen sahneleri  ülkeye yaşatmak  olmamalı.Çünkü Türkiye  o eski Türkiye  değil, toplum o eski  toplum  değil.İktidar  muhalefetin,  muhalefet  iktidarın ne  yapmak  istediğini iyi  bilmeli  ve  ona  göre hareket  etmelidir.Kısacası; Gönül şunu isteyebilmeli.Sadece  kürsü  dokunulmalığı tek  olsun.Çekince  nereye  kadar, sonuçta  hepimiz  insanız  ve Hukuk  devletinde  yaşıyoruz.Kendi  kendimize  güvenmez  olmuş  bir  toplum  haline  gelmişiz.Dokunulmazlık  kalkarsa amacı  dışında  kullanılacak, kişisel  ihtiraslar  öne  çıkacak  ve  ülke  kaosa  gidecek  diye felaket  tellallığı  yapar  durumdayız.O  zaman güvenemiyorsanız gündeme  getirip  kaldırmayın.Yoksa yazının başında  belirttiğim  gibi  her  şeyin bir müeyyidesi  olduğu  gibi  bunun da bir karşılığı  olacaktır.Bakalım  önümüzdeki  günler  bize  neleri  gösterecektir. Bu  hamur  çok su çekeceğe benziyor.

             He  şu muhalefet  partilerinin son durumunu  da belirterek sonlandırayım….

            Bugün CHP  tıpkı  karı  iyi  olan  bir  şirket  mantığıyla  yönetilmekte.Huzuru  yerinde, iktidar  olup huzurunu  kaçırmaya  hiç mi hiç  niyeti yok.Öyle  bir  hedefi de  yok.

            MHP  ise zaten  kendi  içinde  rakip  tanımayan  ve  sadece  söylemde  en  fazla  iktidar  ortağı  telaffuzlarını  bazen  yapabiliyor.Yoksa iktidar  gibi  böyle  bir  hayali iddiası  bile  yok.

           HDP  de maşallahı  var.Bir  noktaya  odaklanmış,  yakaladığı  bir  çok  fırsatı  geri  teperek,Türkiye  partisi  olma, ana muhalefet olma  veya  iktidara  gelme gibi  düşünceyi  bile  düşünemiyor.Çünkü  rahat  değil.

            Kendi şahsi  fikirlerimi  beyan etmemi   bekliyorsunuz bellidir. Kanaatimce Ak parti bugün bile  seçime  giderse yine % 50 den fazla oy alır.Tek başına  iktidar olur.Hatta belki refaranduma  gitmeden  Anayasayı  değiştirebilecek  çoğunluğu  yakalayabilir.Çünkü  toplum bu  5 ay  içerisinde  çok  şeyler  okudu  ve  gördü….CHP yine malum yalpalamalarla aynı  oranda  devam ederken, MHP ve HDP nin durumu  biraz meçhul.Belli  bir  zaman  bizleri  meşgul  edecek  olan Dokunulmazlık kesinlikle  kaldırılamayacak diye  düşünüyorum.Bir  rüzgara kendini kaptırmış olan  dünya  gibi ,Türkiye de  bir  rüzgara  kapılmış  gidiyor.  Tavsiyemi  de  söyleyeyim: Eğer  iktidar  ve  ülkeyi  yönetenler,yelkenleri  zamanında  açamazsa  ve  sağlam  bir  şekilde  ipleri  bağlayamazsa,  mazaallah  bir  yere  toslamaktan  çekinme  hesabını  iyi yapmalıdırlar.Dünya  değişiyor, Türkiye  değişiyor, hepimiz  değişiyoruz.Bu  değişim  iyi  kullanılırsa  beraberinde yenilik, güzellik, gelişmişlik,  huzur,refah  getirir.Aksine kullanılması  durumunda ancak felaketten  bahsedebiliriz.

Siyaset  bir  kararlılık  ve sağlam  duruş  gerektirir .Dünya ya  ve iç  kamu  oyuna iktidarıyla  muhalefetiyle  beraber  bu  duruş  sergilenirken, ileriye  yönelik  sağlam  adım ve  düşüncelerle bir şeyler  yapılmalıdır.Bunların da müeyyidesi  “Başarı  ve  saygınlık” olacaktır.

O günleri  görmek  umuduyla…..  

Yorum Yaz