Online Terörizm

Ahmet USTA    

Bir önceki yazımın yayınlanmasının ardından okuyucularımdan çeşitli mesajlar aldım.. herkese buradan en içten teşekkürlerimi sunmak isterim.. Yazılarımı takip eden bazı  okuyucularım soyut bilgilerden ziyade, dünyada ve ülkemizde gerçekleşen siber terör olaylarından ve devletler bazında somut verilerden bahsetmemi istemişler..

 İşin aslında; popüler olan sosyal medyayla ilgili bir yazı hazırlığı içerisindeydim. Sosyal paylaşım sitelerinin etkilerini anlatmaya çalışacaktım dilimin döndüğü kadarıyla.. Nasip olursa ileriki zamanlara bırakalım ve istek üzerine online terörizm, dünya genelindeki bir takım örneklemeler, daha sonrasında Türkiye’de görülen siber saldırlar ve kırmızı kitapta da yerini bulan önlemler konusuna değinelim.

 Siber saldırı, siber savaş, siber terör derken aslında konunu özünde internet sanal ortamı, yani online saldırılar var..

Son zamanlarda yapılan siber saldırılar kişisel zevk için ve hedef ayırt etmeksizin yapılmaktan ziyade, doğrudan sistemlere karşı üstünlük sağlamaya yönelik yüksek zeka ürünü olma özelliğini taşımakta..

Örneğin tüm dünyayı belirli bir hedef gütmeden kasıp kavuran Çernobil virüsün hepimiz hatırlarız.. hedef gözetmediği için birinci kapsamda değerlendirilebilecek bir saldırı bu..

Ama İkiz kulelerin düşürülmesi, İsrailli web sitelerinin sık sık saldırıya uğraması, Türk telekoma yapılan siber saldırı, İran’da bir enerji santralini hedef Stuxnet adlı casus yazılım, Endenozya ve Malezya’daki sibermanler vb. bir fikre veya devlet ideolojisine hizmet eden saldırılar ikinci kapsamda değerlendirilebilecek siber saldırılardır.

Konu ile ilgili yapılan bir araştırma  siber terör tehlikesinin her halükarda gün geçtikçe arttığını doğrular nitelikte..

Türkiye’nin 6. sırada yer aldığı araştırma sonuçlarına göre ABD; Siber saldırılardan en fazla nasibini alan ülke konumunda..

Siber terörü enselerinde hissetmeye başlayan ABD, Kuzey Kore, İsrail, Rusya vb.  ülkeler, korunması veya çıkarlarına hizmet etmesi için ikincil kapsamda hacker eğitimleri bile düzenlemeye başladılar.

Halihazırda en çok hacker barındıran ülke Israil…

Nitekim WikiLeaks olayınında da kuşkuyla bakılan tek ülke şimdilik İsrail.. ABD’nin kendisini kayıtsız şartsız desteklememesinin (ufak örneklerle) ne tür sonuçları olduğunu göstermesi açısından kayda değer bir siber terör örneği olduğunu söyleyenler hızla çoğalmaya başladı.

Bu da demektir ki; siber saldırılar terörü destekleyen ülkelerden gelebileceği gibi, kardeş ülkelerden de gelebilmektedir

Siber terörist aktivitelerin sığınma merkezleri ise İran, Mısır, Kuveyt, Pakistan ve Endonezya gibi ülkeler sayılmış..

Bütün bunlara rağmen Amerika, Almanya, Güney Kore, Çin, Fransa, Kanada, İtalya, İngiltere ve Japonya’dan yapılan siber saldırılar, tüm saldırıların  % 80 ini oluşturmakta...

Bir ilginç bilgi daha: Geçtiğimiz günlerde Güney Kore adasını taciz eden Kuzey Kore’nin yeni silahının siber terör olduğu ve her yıl 100 hackera destek verdiği bile iddia edilmekte..

Devletlerin siber saldırılara maruz kalması yeni bir olay değil aslında..

Mesela körfez savaşında  Pentagon bilgisayarına sızma girişimleri, İran’da bir enerji santralini hedef alan casus yazılım, Columbia uzay mekiğinin atmosfer yolunda parçalanmasının ardından NASA sunucularına yoğun siber saldırıların gerçekleşmiş olması, olayın boyutlarını açıklar niteliktedir.

Peki Türkiye Bu saldırılardan etkinemiş bir ülkemidir? Birkaç örnek hariç şimdilik değil..

Bu konuya da girersem sizleri sıkacağımdan korkarım.. dilerseniz bu konuyu ve bu konuda alınabilecek önlemler,, Milli Güvenlik Siyaset belgesi diye bilinen Kırmızı kitapta bu konu ile ilgili yapılan çalışmalar, gerçekleşen veya gerçekleştirilemeyen sanal tatbikatlar konusunu gelecek yazımıza bırakalım..

Sağlıcakla kalın derim..