matesis
dedas

Özgürlüğün Pedagojisi - Paulo Freire Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Özgürlüğün Pedagojisi kimin eseri? Özgürlüğün Pedagojisi kitabının yazarı kimdir? Özgürlüğün Pedagojisi konusu ve anafikri nedir? Özgürlüğün Pedagojisi kitabı ne anlatıyor? Özgürlüğün Pedagojisi PDF indirme linki var mı? Özgürlüğün Pedagojisi kitabının yazarı Paulo Freire kimdir? İşte Özgürlüğün Pedagojisi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 23.06.2022 07:00
Özgürlüğün Pedagojisi - Paulo Freire Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Paulo Freire

Çevirmen: Gülden Kurt

Yayın Evi: Yordam Kitap

İSBN: 9786051723563

Sayfa Sayısı: 192

Özgürlüğün Pedagojisi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Eleştirel pedagojinin önde gelen ismi Paulo Freire’nin Özgürlüğün Pedagojisi adlı yapıtı, onun son çalışmalarından biri. Kitaba bir giriş metni de sunan eğitim kuramcısı Stanley Aronowitz’in sözleriyle, 1996 tarihli bu önemli eseri “Freire’nin son sözleri” olarak okumak mümkün.

Öte yandan Özgürlüğün Pedagojisi ünlü düşünürün son kitaplarından biri olsa da, iki nedenle belki de ilk okunması gereken eseri olarak öne çıkıyor.

Birincisi, Freire’nin Harvard Üniversitesi’nde vereceği ders için kaleme aldığı Özgürlüğün Pedagojisi, yazarın o güne kadar geliştirdiği temel kavramları, zamanın süzgecinden geçirerek okurlara sunan bir kitap. Freire’nin düşünerek, dinleyerek, yazarak ve uygulayarak geçirdiği yarım asırda şekillenen düşünce sisteminin en olgunlaşmış hali. Özgürlüğün Pedagojisi, bu anlamıyla bir Paulo Freire Pedagojisine Giriş niteliği taşıyor.

İkincisi, bu yapıt, Freire’nin o güne kadar inşa ettiği görüşlerini neoliberalizm koşullarında yeniden değerlendirmesine bir fırsat sunuyor. Bilindiği gibi Freire’yi dünyaya tanıtan çalışması, 1968 yılında yayımlanan, yirmiden fazla dile çevrilen ve eleştirel pedagojinin temel metinlerinden biri kabul edilen Ezilenlerin Pedagojisi olmuştur. Özgürlüğün Pedagojisi ve Kültür İşçileri Olarak Öğretmenler ise neoliberalizmin en “olgun” çağında yazılmış metinler olarak bambaşka imkânlar sunuyor.

Freire, öğretmenleri, mesleklerini –demokrasi, etik, özerklik, özgürlük, otoriterlik gibi– geniş kapsamlı sorunlar ışığında ele almaya davet ediyor. Öğrettiği gibi yaşamayan ve en önemlisi öğretmen olduktan sonra artık öğrenmeye gerek kalmadığını sanan öğretmenleri uyarıyor. Neoliberalizmin insanı insanlığından uzaklaştıran etkileriyle mücadele etmenin en iyi yolunun, yine ve her zaman, bireye değer veren ve eleştirel düşünmeyi aşılayan bir eğitim sistemi olduğunu, bu sefer yeni bir binyılın eşiğindeki dünyadan bakarak anlatıyor.

Özgürlüğün Pedagojisi Alıntıları - Sözleri

  • Her şeyi ezberleyen, dur durak bilmeden okuyan, metnin kölesi olan, risk almaktan korkan, ezberlediklerini tekrar eder gibi konuşan entelektüeller, okudukları şeyler ile dünyada, ülkelerinde veya yaşadıkları bölgelerde yaşananlar arasında somut bağlar kuramaz. Okuduklarını kelimesi kelimesine tekrar ederler fakat nadiren kıymetli bir şeyler öğretebilirler. Diyalektik düşünceyi en doğru şekilde anlatırlar ama kendi düşünüşleri mekaniktir. Bu tür eğitimciler, gerçek dünyayla bağı kopmuş, idealize edilmiş, verilerden ibaret bir dünyada yaşar.
  • Onlarca kitap okumuş olmakla övünmenin ne manası var? Gerçek okuma, kendini bana açan ve benim de kendimi verdiğim metinle kurulan bir tür ilişkidir ve metnin özünü kavramadan özne olma sürecini yaşayamam. Okuduğum metin sadece yazarının bir ürünüymüş gibi, metnin aklının esiri olmamalıyım. Bu türden bir okuma, gerçek okumanın çarpıtılmış halidir ve düşünmekle veya doğru eğitimle de ilgisi yoktur.
  • Ne ekerseniz onu biçersiniz; hastalık, pislik, eski döşekler ve sokaklara atılan başka döküntü, çirkin, harap olmuş eşyalar, harap olmuş insanlar, şurada bir cezaevi, burada lağım pisliği, uyuşturucu satıcıları, ötede evsizler, sonra akla hayale gelebilecek en kötü okullar, insani on saat bekleten hastaneler, biri ölürken ortalarda görünmeyen polis,... hayatın hiç de güzel olmayacağıni ve çocukların yaşadıkları hayattan memnun olmayacaklarını tahmin edersiniz. Bazen sanki görünmez olmuşum gibi geliyor. Bana işte böyle hissettiriyorlar.
  • Onlarca kitap okumuş olmakla övünmenin ne manası var? Gerçek okuma, kendini bana açan ve benim de kendimi verdiğim metinle kurulan bir tür ilişkidir ve metnin özünü kavramadan özne olma sürecini yaşayamam. Okuduğum metin sadece yazarının bir ürünüymüş gibi, metnin aklının esiri olmamalıyım. Bu türden bir okuma, gerçek okumanın çarpıtılmış halidir ve düşünmekle veya doğru eğitimle de ilgisi yoktur.
  • Zaman zaman, neoliberal pragmatizmden biraz zehirlenmiş olmakla birlikte henüz kendini tümüyle bu pragmatizme kaptırmayan okurlar, aramızda hayalcilere ve ütopyacilara yer olmadığını düşünecek diye korkuyorum.
  • Bir düşünürü eleştirebilmek için çalışmalarını iyi bilmemiz gerekir. Bir düşünür hakkında, sadece kitabının kapağına bakarak edindiğimiz fikirler üzerine bir eleştiri inşa etmek, hakarettir.
  • bana göre sınırsız özgürlük de boğulmuş veya bastırılmış özgürlük kadar imkansızdır. Eğer özgürlüğün hiç bir sınırı olmasaydı, insani eylem, müdahale veya mücadele alanının dışına itilmiş olurduk çünkü sınırsız özgürlük, insani tamamlanmamışlık halinin inkârı anlamına gelir.
  • Bir gün, üniversiteye yeni başlayan genç bir adam bana şöyle dedi: "Anlamıyorum, baş belasından başka bir şey olmayan topraksız köylülerin haklarını nasıl savunabiliyorsunuz?" Ona, "Topraksız köylüler arasında sorun çıkaranlar var, ama baskıya karşı mücadeleleri hem meşru hem de etik," diye cevap verdim. "Aslında bu sözde baş belaları, tarım reformunun ateşli muhaliflerine karşı bir tür direniş geliştiriyor. Bana göre asıl ahlak ve etik yoksunu olanlar, adaletsiz bir düzeni sürdürmek isteyenler"
  • ben özgürlüğe, ciddiyete, gerçek sevgiye, dayanışmaya ya da öfkenin değerini ve önemini öğrendiğim mücadeleye inanmaktan hiçbir zaman korkmadım. Eşim, çocuklarım veya bunca yıl birlikte çalıştığım öğrencilerim tarafından eleştirilmekten korkmadım çünkü özgürlüğün, umudun, başkasının sözünün ve bir insanın, eleştirelden ziyade doğal davrandığı için denemek, tekrar denemek arzusu duymasının değerine derinden inanıyorum.
  • Dünya bir köy haline geldi. Zamanın yoğunluğu azaldı. Dün, bugün oldu. Yarın çoktan geldi. Artık her şey büyük bir hızla yapılıyor. Bana göre, medyanın gücünün ve etkilerinin acilen, ciddi bir şekilde tartışmaya açılması gerek. Açık fikirli eğitimciler olarak televizyonu yok sayamayız. Hatta ondan istifade etmemiz gerekir, ancak her şeyden önce televizyonlarda neler olduğunu, neler söylendiğini ve gösterildiğini tartışmamız lazım.
  • Öğrenci ve velilerin tekno-bilimsel eğitim dayatmasına yaygın olarak boyun eğmesi, küresel kapitalist sistem içindeki yeni kıtlık rejiminin yapay dayatmasıyla açıklanabilir. İyi meslekler yavaş yavaş yok olur ve yerlerini geçici ve yarı zamanlı işlere bırakırken, geleceğin çalışanları arasındaki rekabet kızışıyor. Okullar, bu duruma, sınavları eğitim sisteminin tek amacı haline getirerek cevap veriyor, bu arada da öğretmenlerin hem entelektüel özerkliklerini hem de entelektuel işlevlerini ellerinden alıyor. Eğitim yok edildiği ve yerine de mesleğe yönelik bilgiler [training] koyulduğu için, öğrenciler eleştirel bilincin, tekno-bilimsel formasyon amacina zarar verdiğini, kariyer sahibi olmak şöyle dursun bir iş sahibi olmalarını bile engelleyebileceğini keşfediyor. Eleştirel eğitimciler belki takdir görüyor ama yine de propaganda gerekçesiyle işlerinden ediliyor. Marjinalleşmekten korkan bazı oğretmenler de kendi görüşlerini neoliberalizmin görüşleriyle uyumlu hale getirmeye çalışıyor ve Freire'nin "yöntem'inin girişimci şirketler için daha yaratıcı çalışanlar yaratabileceğini veya yoksul, işçi sınıfından öğrencileri acımasız ikincil konumlarından kurtarıp bu öğrencilere toplumsal hareketlilik imkâni verebileceğini öne sürüyor.
  • Sesimde hayal kırıklığına ve ihanete uğrayanların direnişi, kızgınlığı, haklı öfkesi var.
  • Bir öğretmenin doğru düşünebildiğini sanması ama sözgelimi öğrencileriyle üstenci bir dille konuşması absürttür.
  • Biz insanlar, sadece olgu ve olaylar tarafından belirlenmeyiz; aynı zamanda bizi derinden etkileyen ve referans merkezimiz olan genetik, kültürel, toplumsal, sınıfsal, cinsel ve tarihi koşullandırmalara da tabiyiz.
  • "siyahlar entelektüel bakımdan beyazlara göre daha aşağıda olmaya genetik olarak kodlanmıştır"

Özgürlüğün Pedagojisi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Herkese merhaba,Paulo Freire'nin ilk okuduğum kitap.Okumak öğrenmekle ilgilenen herkesin faydalanacağı bir kitap olduğunu düşünüyorum.Bir adanışın ardından süzülüp gelen tesbitler insanı hayran bırakıyor. Bu kitapta Freire, her öğretmenin sahip olması veya hiç değilse ders olarak görmesi gereken, ama öğretmenlik eğitimi sırasında nadiren öğretilen temel bilgilerin altını çiziyor. Her şeyi ezberleyen, dur durak bilmeden okuyan, metnin kölesi olan, risk almaktan korkan, ezberlediklerini tekrar eder gibi konuşan entelektüeller, okudukları şeyler ile dünyada, ülkelerinde veya yaşadıkları bölgelerde yaşananlar arasında somut bağlar kuramaz. Okuduklarını kelimesi kelimesine tekrar ederler fakat nadiren kıymetli bir şeyler öğretebilirler. Diyalektik düşünceyi en doğru şekilde anlatırlar ama kendi düşünüşleri mekaniktir. Bu tür eğitimciler, gerçek dünyayla bağı kopmuş, idealize edilmiş, verilerden ibaret bir dünyada yaşar. Yazar, eğitimin zorunluluğunu ve ortaya çıkışını insanın tamamlanmamışlığı ile ilişkilendirerek çıkıyor yola. Hayal kurmadan, tarih yapmadan, şarkısız, müziksiz, resimsiz, düşüncesiz ve kitap boyunca vurguladığı üzere “siyasetsiz” bir yaşamı; bu edimler insanın kendi noksanlığını aşmak üzere geliştirdiği müdahaleler olduğu için imkânsız olarak niteliyor. İmkânsızlık, insanın noksanlığına tahammülsüz oluşundan ve buna karşı koyuşundan geliyor. Paulo Freire, özgürlüğümüze ve otoriteye bir pedagogun evinin penceresinden bakıyor ve sokakta gördüklerini, yaşayıp deneyimlediklerini aktarıyor. Özgürlüğün Pedagojisi; insan etiğine, uygarlığa ve umuda yazılmış incelikli bir eleştiri ve kılavuz. Özellikle eğitimci arkadaşlara tavsiye ederim. (Dark Reader)

Paulo Freire yi daha önce Kültür Iscisi Olarak Öğretmenler ile kitabi okumuş ve cok beğenmiş etkilenmiştim. Bu kitabi da vefatından önce Harward Üniversitesi Egitim Bilimleri lisansüstü programı için hazırlamış ancak vefatı dolayisiyla iptal edilmiş seminer sonrası arkadaşları tarafından kitaplastirilan ve yayınlanan Paulo Freire nin Pedagojisine giriş niteliği olarak adlandırılan eseridir. Kitap öğretmen nitelikleri üzerine yoğunlaşıyor. Üç ana bölümden oluşan kitap. Öğrenmeden Öğretemezsiniz, Öğretmek Sadece Bilgi Aktarmak Değildir ve Öğretmek Insani Bir Eylemdir ana başlıkları ile Öğrenme ve öğretme süreçlerini detaylandiriyor. Neye dikkat çektiği ile ilgili dikkat çekeceksem bize öğretilen eğitim tanımına yeni bir yanım getiriyor. Bize öğretilen Eğitim istendik davranış değişikliğidir. Paulo Freire ye göre eğitim insana özgü bir şey olan dünyaya müdahale eylemidir. (Mehmet Emin Çiçek)

Bu kitapta Freire, her öğretmenin sahip olması veya hiç değilse ders olarak görmesi gereken, ama öğretmenlik eğitimi sırasında nadiren öğretilen temel bilgilerin altını çiziyor. Kitap, dört ana bölümden oluşuyor. İlk bölümde kitap hakkında Donaldo Macedo ve Stanley Aronowitz'in yazıları yer alıyor. İkinci bölümde "Öğrenmeden Öğretemezsiniz" diyor Freire. Çünkü "öğreten, öğretme eylemi sırasında öğrenir ve öğrenen, öğrenme eylemi içindeyken aynı zamanda öğretendir." Yazar, bu bölümde genel anlamda öğrenmeden öğretmenin mümkün olamayacağını vurguluyor. Üçüncü bölüm olan "Öğretmek Sadece Bilgi Aktarmak Değildir" kısmında ise Freire, insanı eğitilebilir kılanın eğitim değil, tamamlanmamış olduğuna dair farkındalığı olduğunu belirtiyor. Öğretmenin, öğrencinin özsaygısına saygı duyması gerektiğini ve bunun da söylem ile eylem arasındaki farkın kapatılarak sağlanacağını söylüyor. Dördüncü bölümün başlığı ise "Öğretmek İnsani Bir Eylemdir". Öğretmenin de bilmedikleri olabilir, bilmediğini belli etmek insanidir, bilmediğini örtbas etmek etik açıdan kabul edilemez diyen Freire, bir Öğretmenin, öğrencilerin cehaletlerini yenmelerine yardımcı olabilmek ancak kendi cehaletini yenmeye çalışmasıyla mümkün olduğuna vurgu yapıyor. Her öğretmenin mutlaka okuması gereken bir kitap. Herkese iyi okumalar. (KitapKadın)

Özgürlüğün Pedagojisi PDF indirme linki var mı?

Paulo Freire - Özgürlüğün Pedagojisi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Özgürlüğün Pedagojisi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Paulo Freire Kimdir?

Orta halli bir ailenin oğlu olarak doğmuştur. 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı'nı yoksulluk ve açlıkla geçirmiş olması onu yoksullara olan ilgisini ve tedirginliğini şekillendirmiş ve kendine ait dünya görüşünü yaratmasına yardımcı olmuştur.

1986'da karısı Elza öldü ve Freire, radikal eğitim çalışmalarını sürdüren Maria Araújo Freire ile evlendi.

1991'de Paulo Freire Enstitüsü São Paulo'da popüler eğitim kuramlarını geliştirmek ve ayrıntılı bir şekilde ele almak için kurulmuştur. Enstitü, Freire arşivlerini elinde bulundurmaktadır.

2 Mayıs 1997'de kalbine yenik düşerek hayatını kaybetmiştir.

Paulo Freire Kitapları - Eserleri

  • Ezilenlerin Pedagojisi
  • Kültür İşçileri Olarak Öğretmenler
  • Yüreğin Pedagojisi
  • Özgürlüğün Pedagojisi
  • Okuryazarlık
  • Eleştirel Bilinç İçin Eğitim

Paulo Freire Alıntıları - Sözleri

  • "siyahlar entelektüel bakımdan beyazlara göre daha aşağıda olmaya genetik olarak kodlanmıştır" (Özgürlüğün Pedagojisi)
  • Onlarca kitap okumuş olmakla övünmenin ne manası var? Gerçek okuma, kendini bana açan ve benim de kendimi verdiğim metinle kurulan bir tür ilişkidir ve metnin özünü kavramadan özne olma sürecini yaşayamam. Okuduğum metin sadece yazarının bir ürünüymüş gibi, metnin aklının esiri olmamalıyım. Bu türden bir okuma, gerçek okumanın çarpıtılmış halidir ve düşünmekle veya doğru eğitimle de ilgisi yoktur. (Özgürlüğün Pedagojisi)
  • Bilinç ile dünya birlikte dururlar. Dünya doğası gereğince bilince dışsaldır ve aynı zamanda doğası gereğince ona görecelidir. (Ezilenlerin Pedagojisi)
  • Demokrasiyi yüceltirken halkı susturmak yüzsüzlüktür; hümanizmden dem vururken insanı hor görmek, bir yalandır. (Ezilenlerin Pedagojisi)
  • Gerçeklik, sadece mavi ya da yeşil değildir ;bir gökkuşağı gibi çok renklidir. (Yüreğin Pedagojisi)
  • Bir gün, üniversiteye yeni başlayan genç bir adam bana şöyle dedi: "Anlamıyorum, baş belasından başka bir şey olmayan topraksız köylülerin haklarını nasıl savunabiliyorsunuz?" Ona, "Topraksız köylüler arasında sorun çıkaranlar var, ama baskıya karşı mücadeleleri hem meşru hem de etik," diye cevap verdim. "Aslında bu sözde baş belaları, tarım reformunun ateşli muhaliflerine karşı bir tür direniş geliştiriyor. Bana göre asıl ahlak ve etik yoksunu olanlar, adaletsiz bir düzeni sürdürmek isteyenler" (Özgürlüğün Pedagojisi)
  • Eğitimin toplumsal dönüşümün nihai kaldıracı olmadığı doğrudur, ama eğitim olmadan dönüşüm gerçekleşemez. (Kültür İşçileri Olarak Öğretmenler)
  • "Demokrasi, halkın sadece rızasıyla değil fakat elleriyle gerçekleştirilmeli." (Eleştirel Bilinç İçin Eğitim)
  • Demokrasi siyasi bir biçimden önce, bir hayat tarzıdır, her şeyden önce güçlü bir geçişli bilinç bileşeniyle karakterize edilir. (Eleştirel Bilinç İçin Eğitim)
  • Her şeyi ezberleyen, dur durak bilmeden okuyan, metnin kölesi olan, risk almaktan korkan, ezberlediklerini tekrar eder gibi konuşan entelektüeller, okudukları şeyler ile dünyada, ülkelerinde veya yaşadıkları bölgelerde yaşananlar arasında somut bağlar kuramaz. Okuduklarını kelimesi kelimesine tekrar ederler fakat nadiren kıymetli bir şeyler öğretebilirler. Diyalektik düşünceyi en doğru şekilde anlatırlar ama kendi düşünüşleri mekaniktir. Bu tür eğitimciler, gerçek dünyayla bağı kopmuş, idealize edilmiş, verilerden ibaret bir dünyada yaşar. (Özgürlüğün Pedagojisi)
  • Kıtlık olmadığı halde insanlığın büyük bölümünü açlık ve ölüme mahkum eden bir sistemi kesince eleştirmek yerine sorunun kader veya talihte yatağına ikna etmeye meyleder. (Yüreğin Pedagojisi)
  • Okuryazar olmak özgür olmak değildir; insanın sesi, tarihi ve geleceği ile ilgili hakkını geri kazanma savaşında var olmak ve etkin olmaktır. (Okuryazarlık)
  • Zaman zaman, neoliberal pragmatizmden biraz zehirlenmiş olmakla birlikte henüz kendini tümüyle bu pragmatizme kaptırmayan okurlar, aramızda hayalcilere ve ütopyacilara yer olmadığını düşünecek diye korkuyorum. (Özgürlüğün Pedagojisi)
  • Gerçekte eğitimin teknik bilimsel ve profesyonel gelişmeye ihtiyacı olduğu kadar düşlere ve ütopyalara da ihtiyacı vardır (Yüreğin Pedagojisi)
  • Gerçek bir söz söylemek, dünyayı dönüştürmektir (Ezilenlerin Pedagojisi)
  • Öğrenci ve velilerin tekno-bilimsel eğitim dayatmasına yaygın olarak boyun eğmesi, küresel kapitalist sistem içindeki yeni kıtlık rejiminin yapay dayatmasıyla açıklanabilir. İyi meslekler yavaş yavaş yok olur ve yerlerini geçici ve yarı zamanlı işlere bırakırken, geleceğin çalışanları arasındaki rekabet kızışıyor. Okullar, bu duruma, sınavları eğitim sisteminin tek amacı haline getirerek cevap veriyor, bu arada da öğretmenlerin hem entelektüel özerkliklerini hem de entelektuel işlevlerini ellerinden alıyor. Eğitim yok edildiği ve yerine de mesleğe yönelik bilgiler [training] koyulduğu için, öğrenciler eleştirel bilincin, tekno-bilimsel formasyon amacina zarar verdiğini, kariyer sahibi olmak şöyle dursun bir iş sahibi olmalarını bile engelleyebileceğini keşfediyor. Eleştirel eğitimciler belki takdir görüyor ama yine de propaganda gerekçesiyle işlerinden ediliyor. Marjinalleşmekten korkan bazı oğretmenler de kendi görüşlerini neoliberalizmin görüşleriyle uyumlu hale getirmeye çalışıyor ve Freire'nin "yöntem'inin girişimci şirketler için daha yaratıcı çalışanlar yaratabileceğini veya yoksul, işçi sınıfından öğrencileri acımasız ikincil konumlarından kurtarıp bu öğrencilere toplumsal hareketlilik imkâni verebileceğini öne sürüyor. (Özgürlüğün Pedagojisi)
  • Kentleşme süreci yoğunlaşırken, insanlar daha karmaşık bir hayat biçimlerine sokuldular. (Eleştirel Bilinç İçin Eğitim)
  • Eğitmek için değil cezalandırmak için değerlendirirz. (Kültür İşçileri Olarak Öğretmenler)
  • Hayvanlar evcilleştirilir; bitkiler yetiştirilir; kadınlar ve erkekler kendilerini eğitirler. (Yüreğin Pedagojisi)
  • bana göre sınırsız özgürlük de boğulmuş veya bastırılmış özgürlük kadar imkansızdır. Eğer özgürlüğün hiç bir sınırı olmasaydı, insani eylem, müdahale veya mücadele alanının dışına itilmiş olurduk çünkü sınırsız özgürlük, insani tamamlanmamışlık halinin inkârı anlamına gelir. (Özgürlüğün Pedagojisi)

Yorum Yaz