Yusuf Dursun kimdir? Yusuf Dursun kitapları ve sözleri
Şair Yusuf Dursun hayatı araştırılıyor. Peki Yusuf Dursun kimdir? Yusuf Dursun aslen nerelidir? Yusuf Dursun ne zaman, nerede doğdu? Yusuf Dursun hayatta mı? İşte Yusuf Dursun hayatı...
Doğum Tarihi: 1949
Doğum Yeri: Yozgat, Türkiye
Yusuf Dursun kimdir?
1949 Yozgat Musabeyli doğumlu olan şair, 1968’ de Yozgat Öğretmen Okulunu, 1971’ de Erzurum Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, 1991’de Anadolu Üniversitesi Lisans Tamamlama Programını bitirdi.
1996’ da Elazığ Mehmet Akif Ersoy Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliğinden emekli olan Yusuf Dursun, halen İstanbul Bahçelievler Özel İhlas Koleji’nde öğretmenlik yapmaktadır.
Şairin ilk şiirleri 1984 yılından itibaren Töre dergisinde yayımlanmıştır. Daha sonra Türk Edebiyatı, Türk Dili, Erciyes, Nilüfer, Birliğe Çağrı, Bizim Ece, Güneysu, Kırağı, Yesevi, Külliye, Çınar, Diyanet Çocuk, Türkiye Çocuk, Elma Şekeri, Yüzakı gibi dergilerle bazı güldestelerde çok sayıda şiiri yayımlanmıştır. Şairin ayrıca yayımlanmış hikâye ve masalları da bulunmaktadır.
Yusuf Dursun, şiir dalında:
1994 Altın Koza yarışmasında mansiyon,
1995 Fırat Üniversitesi yarışmasında üçüncülük,
1999 Orkun dergisi yarışmasında ikincilik,
2000 Eğitim Bilim dergisi yarışmasında jüri özel ödülü,
2001 İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü yarışmasında birincilik,
2005 Ümraniye Belediyesi ve Antoloji. Com yarışmasında mansiyon ödüllerinin sahibidir. ESERLERİZaman Perdesinde Değirmen Taşı(Şiir, 1994) , Ninnilerde Büyümek(Şiir, 2000) , Gönülde Gül Telaşı(Şiir, 2004) , Bir Goncadır Peygamberim(Şiir, 2005) , Peygamber Çiçekleri (Şiir, 2005) Kuş Yuvası Yüreğim (Şiir, 2005) , En Gür Seda İstaklal Marşı (Hikâye, 2005)
Masal Okulu (Masal, 2007) Yarınlarla Gel (Şiir, 2007) Tatlı mı Tatlı Duam Kanatlı (Çocuklar için dua hikâyeleri, 2008) Masal Doktoru Sevgi Bahçesinde (Masal, 2009) Masal Doktoru Suçlu Peşinde (Masal, 2009) Masal Doktoru Mutluluk Ülkesinde (Masal, 2009) Yıldız Gözlü Melek Yüzlü Şiirler (Şiir, 2009) Gönül Coğrafyası (Şiir, 2009)
Yusuf Dursun Kitapları - Eserleri
- Cennet Kapısı Çanakkale
- Bir İncidir İstanbul
- Fatih'in Kanatları
- Beyaz Ufuklara
- Bir Destandır 15 Temmuz
- Anadolu Fatihi Sultan Alp Arslan
- Çocukluğum Sobe
- Sultandım Fatih Oldum
- Benim Canım Anadolu'm.
- Tatlı mı Tatlı Duam
- Tüylü
- Yarınlarla Gel
- Benim Babam Biricik
- Nerdesin Fino
- Kuzucuklarla Tavşancık
Yusuf Dursun Alıntıları - Sözleri
- “Her gerçek bir hayalle başlar.” (Beyaz Ufuklara)
- -Kimmiş bu çılgın Türk padişahı? -Adına Mehmet diyorlar, fakat... -Fakat ne? -Fakat o, bundan böyle "Fatih" diye anılmaya hazırlanır... (Fatih'in Kanatları)
- Bulunmaz onda tasa, Şakası çok güzeldir. Babam ömre bedeldir, Sigarası olmasa ! (Benim Babam Biricik)
- çevresine göz gezdiren Hüseyin bey, kendilerini denize doğru akan 2 damla su damlasına benzetti. Koskoca su damlası aslında milyonlarca su damlasından ibaret değil miydi? (Bir Destandır 15 Temmuz)
- Her zaman şehirlerin fethiyle fatih olunmaz. İsteyen tembelliği ferhetsin isteyen cahilliği! İsteyen nemelazımcılığı ferhetsin isteyen ihaneti! Bütün bunlar müslüman Türk'ün cevherinde eritilsin ortaya çağlar üstü bir sistem çıksın (Sultandım Fatih Oldum)
- “Gerçek zaferler, isimsiz kahramanların canlarıyla kazanılır.” (Cennet Kapısı Çanakkale)
- Dur Yolcu! Bilmeden gelip bastığın Bu toprak, bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın, Bir vatan kalbinin attığı yerdir. (Cennet Kapısı Çanakkale)
- Bir işe karar vermek, başarmanın yarısıydı çünkü... (Cennet Kapısı Çanakkale)
- Çok çetin cevizdi bu Türkler çok. (Fatih'in Kanatları)
- Belki bilmeyerek size karşı birçok kusurlarda bulunmuşumdur. Beni affediniz, hakkınızı helal ediniz. Hepinize elveda, benim tarafımdan size helal olsun. Elveda , elveda.. (Cennet Kapısı Çanakkale)
- Ben huzur denizinde yüzerken sevincimi gölgelmeye çalışan iğrenç bir ses, içimden dışıma doğru taşımaya başladı : - Huzur senin neyine, baban seni ortaokula bile göndermiyor! Hemen cevap veriyorum bu sese: Hiç de bile, göreceksin sonunda başlayacağım ortaokula. Şimdi yüreğimin orta yerinde bir söz dalaşı başlamıştı : - Sen öyle san,okula mokula gitmeyeceksin işte; cahil kalacaksın, cahil! - Bana cahil kalacaksın diyene bak. Asıl sen cahil kalmışsın da haberin yok. - Nerem cahilmiş benim? - Cahil olmasan beni böyle kızdırmazsın. Belli ki asıl sen okula gitmemiş, bu yüzden cahil kalmışsın. -Vay, vay, vay.... Neler bilirmişsin öyle! - Ne sandın ya... - Bir şey sandığım yok canım. Senin cahil kalacağını söylüyorum o kadar, hem de zır cahil! - Bak yine başladın, git başımdan be! - Gitmiyorum işte, ömür boyu içinde olacağım senin. -Ben seni göndermeyi bilirim. - Gönder de görelim o zaman Böyle durumlarda ne yapmam gerektiğini annemden öğrenmiştim........ (Beyaz Ufuklara)
- oyuncak olsun diye verilmiş ellerine Birtakım kölelerin kundaklarla fitiller Ki hepsinin ağzında dişler yılan dişidir Yılan dilidir diller! ARİF NİHAT ASYA (Bir Destandır 15 Temmuz)
- Lokman Hekim'in "Dünyada bana ilimden daha iyi yardımcı yoktur. İlim, hazineden daha iyidir. Çünkü sen hazineyi korumak zorundasın; ilim ise seni korur." dediğini biliyordu. (Anadolu Fatihi Sultan Alp Arslan)
- Annem diyor ki: Şehre gideceğiz; bu topraktan, bu çamurdan kurtulacaksın. Şehirde yaşamak iyi de bu topraktan, bu çamurdan kurtulmak isteyen kim? Ben bu topraktan, bu çamurdan evler yapıyorum. Önüne bir bahçe konduruyorum, ardına bir tarla... Tarlada çalışıyor, bahçede oynuyorum. O kadar çeşitli oyunlar oynuyorum ki eve ancak akşamları giriyorum. Dışarıyı daha çok seviyorum çünkü. Dışarıda toz var, toprak var; kar var, çamur var; ağaç var, çiçek var; karga var, serçe var. (Çocukluğum Sobe)
- Bilmedim derdi dilin ölmekmiş dermanı Öleyim derf ile tek görmeyeyim hicranı Gönül eyvay gönül gönül vay gönül eyvay (Sultandım Fatih Oldum)
- Zaman akıp gidiyordu ama hiçbir şey eskisi gibi kalmıyordu. Sadece uçsuz bucaksız kırlar duruyordu yerinde. Sadece üzüm bağları duruyordu. (Çocukluğum Sobe)
- Her gerçek bir hayalle başlar.” Yusuf Dursun Beyaz Ufuklara, Yusuf Dursun (Beyaz Ufuklara)
- - Evet, hocam; Sevgili Peygamberimiz Hazreti Mu hammed (s.a.v.)'in mübarek bir sözünü örnek vermişti niz. "Bütün insanlar içinde hiç kimse O'nun kadar álim olmamıştır. Çünkü O, önündekileri olduğu kadar, arka sındakileri de bilirdi. Cebrail (a.s.) her zaman O'na va hiy getirir, olmuş ve olmamış olaylardan haber verirdi. Böyle olduğu halde Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.) bile bir iş yapacağı zaman dostlarıyla istişare ederdi." (Anadolu Fatihi Sultan Alp Arslan)
- Ayasofya... Mabetlerin ulusu... Ezan sesleriyle müşerref oldu. (Fatih'in Kanatları)
- Şu yeryüzü er meydanı Gönül sevmez her meydanı Yüreksize yorgan döşek Koç yiğide ver meydanı Ey içi boş dışı süslü! Eli kirli yüzü paslı! Yetişsin Asım'ın nesli Etsin sana dar meydanı Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu (Bir Destandır 15 Temmuz)
