Hakan Akdoğan kimdir? Hakan Akdoğan kitapları ve sözleri
Yazar Hakan Akdoğan hayatı araştırılıyor. Peki Hakan Akdoğan kimdir? Hakan Akdoğan aslen nerelidir? Hakan Akdoğan ne zaman, nerede doğdu? Hakan Akdoğan hayatta mı? İşte Hakan Akdoğan hayatı...

Doğum Tarihi: 1971
Doğum Yeri: Ankara, Türkiye
Hakan Akdoğan kimdir?
Ankara’da 1971 yılında doğan Hakan Akdoğan, Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dil Bilimi ile Anadolu Üniversitesi Medya ve İletişim bölümlerini bitirdi. Ardından, Uludağ Üniversitesi’nde sosyoloji ve felsefe alanlarında eğitimini sürdürdü. Dil ve edebiyat üzerine çok sayıda yazısı çeşitli dergilerde yayımlandı. Dilbilim uzmanı Akdoğan’ın, Yunus Nadi Roman Ödülü alan Nü Peride, Gölge Yaşatan, İlişmek, Struma-Karanlıkta Bir Ninni, Varlık ve Piçlik olmak üzere 5 romanı bulunuyor. Önümüzdeki dönemde, romanları kimi Avrupa ülkelerinin özgün dilinde yayımlanacak olan yazar, halen Dil Derneği Bursa Temsilciliği’ni de yürütüyor.
Yunus Nadi Roman Ödülü'nü kazanan "Nü Peride"nin ardından "Gölge Yaşatan" ve "İlişmek" adlı romanları yayımlandı. Akdoğan Uluslararası Pen Yazarlar Derneği, Edebiyatçılar Derneği ve Dil Derneği üyesidir.
Hakan Akdoğan Kitapları - Eserleri
- Nü Peride
- Kirpi Mesafesi
- Karanlıkta Bir Ninni Struma
- Varlık ve Piçlik
- İlişmek
- Gölge Yaşatan
Hakan Akdoğan Alıntıları - Sözleri
- Marazî bir yaşamın orta yerinde ödünç avuntular bulamıyorum. (İlişmek)
- Koca bir duvar taşıyordun yüreğinde kimsenin aşamayacağı, aşmaya cesaret bile edemeyeceği. (Nü Peride)
- Yavaş ölüm en zoru. Bir anda ölüp kurtulasım geliyor bazen. (Karanlıkta Bir Ninni Struma)
- Kişinin gerçek ölümü kendi ölümüyle değil, onu tanıyan son kişinin ölümüyle olur. (Varlık ve Piçlik)
- İnsan, elindekilerin değerini anlamakta neden hep gecikir? (Karanlıkta Bir Ninni Struma)
- En dibe indik, yerin altına, hayal kırıklıklarımıza, nefretimize, kendimizden bile sakladıklarımıza. Bu gece yerin altındaki zirvemize tırmandık. Bu gece en büyük sırrımızı anlattık. Bu gece en ağır yüklerimizden kurtulduk. (Varlık ve Piçlik)
- Mutlu kişi her an mutluluğunun bölüneceği endişesiyle kaygı yaşar. Bu kaygı bile mutluluğun salt mutluluk olamayacağının göstergesidir. Mutsuz kişi ise mutsuzluğun her an biteceği umudunu taşımaya, o kötü zamanın da diğerleri gibi geçeceğini düşünmeye eğilimlidir. İşte temel nokta: Mutsuzluk umut demektir, mutluluk ise kaygı. Umut duymak da mutluluğa kavuştuğunda kaybetme korkusu taşıyacağının göstergesi. Paradoksal rezillik. (Varlık ve Piçlik)
- Hiçbir gündoğumu eskisi gibi olamaz. (Karanlıkta Bir Ninni Struma)
- Kurtulmak için kelimelerden kayıklar yapıyordu. Batıyordu. (Gölge Yaşatan)
- “Seni bekliyordum ama o gün değil. Çok daha önce…” (Varlık ve Piçlik)
- Çıkmaz nerede, diye düşünürken başka bir çıkmaza giriyorum. Geriliyorum. (İlişmek)
- Ama asla unutma; her zaman giden kalandan çok acı çeker. (Gölge Yaşatan)
- Hayat biçimleri pazarlayanlar aslında size özgürlük vaat ederken özgürlüğünüzü parantez içine alıyor. (Varlık ve Piçlik)
- Eskiyi, hiçbir zaman kopmak istemediği, ama acılarına da bir türlü katlanamadığı geçmişi yaşıyordu (Gölge Yaşatan)
- ‘Acı çekmeye razıydım, ölüp ölüp dirilmeye. Susamaya razıydım o zaman, ağlamaya, ağlarken titremeye, kendim olmaya sahtelik katmaksızın, kabuslar görmeye, kabuslarda ölmeye, öldürmeye.’ (Nü Peride)
- İnsanoğlu bulunduğu her ortamda bir ceza sistemi kurmak zorunda kalıyor. Yoksa olmuyor. Beceremiyoruz yaşamayı. (Karanlıkta Bir Ninni Struma)
- Yavaş yavaş ölüyorum. Korkunun damarlarımda bir diken gibi gezinişini duyumsayarak, görüntülerin silinişini birer birer fark ederek, geleceğimin olmayacağını, geçmişimin hiçbir anlamının kalmadığını, sadece şimdinin, şu anın gerçekliğini, onun da ölüme eşdeğer olduğunu bilerek. Acı çekerek, çırpınarak, yok oluşumu, bakışımın kayboluşunu, kalbimin duruşunu, tüm acıların, sancıların, mutlulukların, umutların, umutsuzlukların, korkuların ve aşkların bittiğini hissederek. Onu, onun bana yaşattıklarını, yaşatabileceklerini, gelecekteki her türlü ihtimali kaybettiğimi bilerek. Kendi ölümümün zamanını seçerek. (İlişmek)
- fotoğraf çerçeveleri ya da pencere çerçeveleriyse umudunuz, bitmişsiniz demektir. (Kirpi Mesafesi)
- Dile getirilemeyen düşünce, düşünce değeri taşır mı ? (İlişmek)
- Gülümsüyordun ve gülümsemek senin için vardı. Oysa acı kemiriyordun, korku emiyordun yaşamın bin bir türlü memesinden. Yüreğin su topluyordu bir işçinin elleri gibi. –Önemli olan acılara gülümseyebilmektir.– (Nü Peride)