Hasan Aksakal kimdir? Hasan Aksakal kitapları ve sözleri

Türk Yazar-Öğretim Üyesi Hasan Aksakal hayatı araştırılıyor. Peki Hasan Aksakal kimdir? Hasan Aksakal aslen nerelidir? Hasan Aksakal ne zaman, nerede doğdu? Hasan Aksakal hayatta mı? İşte Hasan Aksakal hayatı...

Türk Yazar-Öğretim Üyesi Hasan Aksakal edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Hasan Aksakal hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Hasan Aksakal hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Hasan Aksakal hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1983

Doğum Yeri:

Hasan Aksakal kimdir?

(d.1983), Witwaterstrand, Uludağ ve İstanbul üniversitelerinde öğrenim gördükten sonra, doktorasını İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde tamamladı. Halen Nişantaşı Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi olan Aksakal, Açık Gazete’de yazarlık; Gelenekten Geleceğe ve Bibliotech dergilerinde yayın kurulu üyeliği yaptı. Çeşitli ulusal ve uluslararası akademik dergi ve kitaplarda otuzdan fazla makalesi ve çeşitli gazetelerin eklerinde kitap eleştirileri yayımlandı. Aksakal’ın “Aydınlanma” Çağından “Karanlık” Yüzyıla: Politik Romantizm ve Modernite Eleştirileri (Kadim, Ankara, 2011) ve Türk Cogitosu ve Modern Türkiye’de Politik Yaşam (Kitabevi, İstanbul, 2013) başlıklı yayımlanmış iki de kitap çalışması ile İstanbul Orient Enstitüsü’nün Pera-Blätter serisi kapsamında Jay Winter ve E. J. Zürcher gibi tarihçilerden kitapçık çevirileri bulunuyor.

Hasan Aksakal Kitapları - Eserleri

• Türk Muhafazakarlığı
• Dünyayı Yeniden Büyülemek
• Politik Romantizm ve Modernite Eleştirileri
• Türk Politik Kültüründe Romantizm
• Türk Cogitosu ve Modern Türkiye'de Politik Yaşam
• Orta Asya Türk İmparatorluğu

Hasan Aksakal Alıntıları - Sözleri

• Dini mitlerin öldüğü ve yerlerine nihilist mitlerin konduğu bir çağın şaşkınlığı ve sersemliği, faşist ideolojilerin en etkileyici güç kaynağı olmuştur. (Politik Romantizm ve Modernite Eleştirileri)
• Ebu Dülef, ''cahiliye'' Arap toplumunda da yaygın olan ''döl alma'' işini pek bilemezdi. Sözünü ettiği olgu, Karluk kadınının ''namusu ve iffeti'' ile ilgili olmayıp, anauruk toplumlarda rastlanan kadının ''dış'' erkeklerden ''döl alarak'' kendi neslini uzlatma eğiliminin bir sonucudur. Seçkin yabancı erkeklerden döl alınarak oğus nüfusunda istikrar elde edileceğine ve doğan çocukların uğuşa yeni bir canlılık getireceklerine inanılmaktaydı. (Orta Asya Türk İmparatorluğu)
• Her iki Türk efsanesi de dişi-kurdun A-shih-na ve Türklerin ongunu olduğunu tanıklıyor. Bu olgu Çin yıllıklarına şöyle kaydedilmiştir. İşte: ''Batı Türkleri tuğlarının başına dişi kurt başı takarlar. Kağanın muhafızlarına fu-li (börü) denilir, Çince lang demektir. Dişi kurttan türediklerini unutmak istemezler''. (Orta Asya Türk İmparatorluğu)
• Efsanelerde Türklerin soyadı olarak geçen A-shih-na, Türk boyuna kağan-veren boy ya da oğuş olarak bilinir. (Orta Asya Türk İmparatorluğu)
• Hirpi eski Fars lehçelerinde kurt (börü) demektir. Hyrkonoi ''kurt gibi yaşayanlar'' anlamına gelir. Bu boyların savaşçıları kurt kılığına bürünür, kurtların davranışlarına öykülenirler. Sakalar da bunlardandır. (Orta Asya Türk İmparatorluğu)
• "Çünkü huzursuz bir dünyada yaşıyoruz. Çünkü insan kendisiyle barışık değil. Değerler karşısında ve insan karşısında yeniden düşünmeye mecburuz. Çünkü herşeyden şüphedeyiz. Ve nihayet arkamızda eskisi gibi o kadar kuvv etle Allah'ı hissetmiyoruz. Hülasa huzursuzuz onun için." Ahmet Hamdi Tanpınar (Türk Muhafazakarlığı)
• İnsan mevcut insanlığı aşmalıydı... (Politik Romantizm ve Modernite Eleştirileri)
• Toplumların refahını ve gücünü artıran şey, ekonomik ilişkilerini şekillendiren yapısal özellikler değil, yüksek kültür ve medeniyet yaratmayı mümkün kılan, onları harekete geçiren metafizik güçtür. (Politik Romantizm ve Modernite Eleştirileri)
• Kendimi daima iki uçurumun kenarında buluyorum, daima varoluşla hiçlik arasında yürüyorum. (Politik Romantizm ve Modernite Eleştirileri)
• Ne olduğunu bilmediğim birşey var içimde, "yollara düş "diyor bana. (Dünyayı Yeniden Büyülemek)
• 1850'lerde, Kırım Savaşı'nda Osmanlı askerine destek olmak üzere İstanbul'da konuşlanan İngiliz, Fransız ve İtalyan askerlerinin kahramanlıkları, Şeyhülislâm fetvasında "şehitlik" payesiyle mükâfatlandırılmalarına dek varmış, Müslüman halk, kâfirlikten şehitliğe terfi eden Avrupalı Hıristiyan askerler için gıyabî cenaze namazları kılmıştır. (Türk Politik Kültüründe Romantizm)
• Bilge Kağan'ın savaşçı olduğu kadar, aynı zamanda bilgili olduğu da anlaşılıyor. Artık şehirler kurup yerleşik hayata geçmeyi düşünüyor. Budist ve Taoist tapınaklar inşa etmek istiyor. Ne var ki, devletin kurucularından olan kaynatası Tonyukuk bu önerilere hep karşı çıkıyor. Diyor ki, biz Türkler nüfus olarak Çinlilerin yüzde biri kadarız. Onlarla birlikte yaşamak için kişiliğimizi korumalıyız. Yabancı dinler bizi zayıflatır. Biz ancak ''su ve ot'' peşinde koşarak benliğimizi sürdürebiliriz. (Orta Asya Türk İmparatorluğu)
• ''Karluklar arasında zina yasak değildir. Kadınları güzel ve iffetsizdir. Onların reisinin karısı ya da kızı ya da kız kardeşi yabana bir kafile gelince yanlarına gider. Hoşuna giden bir adam görürse onu evine götürür ve ona ikramda buluur, misafir eder. Kadının kocası, çocukları ve kardeşleri kadının ihtiyaçlarını temin ederler. Misafir evde kaldıkça kadının kocası karısına yanaşamaz.'' (Orta Asya Türk İmparatorluğu)
• Schopenhauer'e göre, daha sonra Marx'ın ifade edeceği gibi, "görünen, gerçek olsaydı," bilime gerek kalmamalıydı. (Politik Romantizm ve Modernite Eleştirileri)
• Çin yıllıklarında Batı Türklerinden bahsedilirken, ''Türklerin yazıları olmadığından ortaklaşa kararları çubuk üstüne çentik atarak kaydederler,'' diyorlardı. (Orta Asya Türk İmparatorluğu)
• Tanrının kendisi dahi 18. yüzyıla ulaşana kadar büyük ölçüde dünyadan dışllanmış, "yaşamın kavga ve çelişkileri karşısında tarafsız bir mevki haline gelmiştir; Hamann'ın Kant'a karşı söylediği gibi, Tanrı bir kavrama dönüşmüş ve bir varlık olmaktan çıkmıştır." (Politik Romantizm ve Modernite Eleştirileri)
• Mahmut Sadi'ye "Sizleri bir kıvılcım olarak yolluyorum, alev olarak geri dönmelisiniz." MUSTAFA KEMAL (Türk Muhafazakarlığı)
• Modern kapitalist dünyada her şeyin mübadele değerinin bulunmasına başkaldıran romantizmde, Hegel'in ifadesiyle, "sanat geçmişte kalan bir şey" olarak görülürken, insan analitik akla başkaldırmaya ve yaratıcı dehaya uymaya davet edilmektedir. (Politik Romantizm ve Modernite Eleştirileri)
• "Batan güneşi seviyorum, çünkü yeniden doğacaktır. Yıkılan sütunu seviyorum, çünkü yeniden yükselecektir." Nietzsche (Türk Muhafazakarlığı)
• “İnsan düş kurabildiğince Tanrı, düşünebildiğince dilencidir.“ (Dünyayı Yeniden Büyülemek)