tatlidede

Çernobil Duası - Svetlana Aleksiyeviç Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Çernobil Duası kimin eseri? Çernobil Duası kitabının yazarı kimdir? Çernobil Duası konusu ve anafikri nedir? Çernobil Duası kitabı ne anlatıyor? Çernobil Duası PDF indirme linki var mı? Çernobil Duası kitabının yazarı Svetlana Aleksiyeviç kimdir? İşte Çernobil Duası kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 04.02.2023 15:00
Çernobil Duası - Svetlana Aleksiyeviç Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Svetlana Aleksiyeviç

Çevirmen: Aslı Takanay

Yayın Evi: Kafka Kitap

İSBN: 9786054820528

Sayfa Sayısı: 460

Çernobil Duası Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

2015 Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi Svetlana Aleksiyeviç’in büyük eserlerinden Çernobil Duası, Çernobil Nükleer Felaketi ve sonrasında yaşananlara dair can acıtıcı bir sözlü tarih çalışması…İsveç Akademisi, Svetlana Aleksiyeviç’e Nobel Ödülü verdiğinde yazarın “yeni bir edebi tür” yarattığını belirtmiş, eserlerini de “duyguların ve ruhun bir tarihi” sözcükleriyle betimlemişti. Aleksiyeviç uzun bireysel monologları farklı seslerin duyulduğu bir kolaja dönüştüren özgün dokümanter tarzıyla, kendilerine nadiren konuşma fırsatı verilen, yaşantıları da çoğu zaman ülkenin resmi tarihine karışarak yitip giden sokaktaki insanların hikâyelerini kayıt altına alıyor. Çernobil Duası’nda Aleksiyeviç, 26 Nisan 1986’da meydana gelen tarihin en feci nükleer reaktör kazasını odağına yerleştirerek trajediyi yaşamış insanların bireysel tanıklıklarını aktarıyor. Masum yurttaşlardan itfaiye erlerine, Parti yöneticilerinden askerlere onlarca insan, anlattıkları hikâyelerle halen yaşamakta oldukları korku, öfke ve belirsizliği gözler önüne seriyor. Monolog biçimindeki röportajlardan oluşan Çernobil Duası, duygusal gücü ve dürüstlüğüyle hem unutulmaz bir sözlü tarih çalışması hem de almak isteyen için sayısız ibretler barındırıyor.

Çernobil Duası Alıntıları - Sözleri

  • İnsandan daha korkunç bir şey var mı yeryüzünde?
  • İnsan mutlu olmayı beceremiyor.
  • Hangisi daha iyi, hatırlamak mı yoksa unutmak mı?
  • Ülke, iktidardakilerin ülkesi, insanların değil.
  • Her zaman uykulu ve yorgunlar..
  • İlk zamanlar insanları bekledim, ama artık ölümü bekliyorum ben.
  • Düşüncelere dalmayı sever oldum.
  • Gerçi buradaki her şey olağandışıydı.
  • Tarihe inanıyorum ben. Tarihin yapacağı yargılamaya inanıyorum... Çernobil sonlanmadı, daha şimdi başlıyor...
  • Üzerine ölümün gölgesi düşmeden hiçbir şeyi anlamak mümkün değil.

Çernobil Duası İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Çernobil Duası I Nobel Ödüllü Kitap İncelemesi: Video yayında bağlantıya tıklayarak ulaşabilirsiniz; https://youtu.be/Idrh6GTATEE Öncelikle bu kitabı okumadan önce HBO'nun Çernobil adlı kısa, mini dizisini izlemenin benim açımdan daha faydalı olduğu üzerinde durmakta fayda var çünkü kitabı okumadan önce en azından ufak bir araştırma ile tarihsel olayları ve 80'li 90'lı yılların giyim kuşamını, askeri teknolojisini ve en en önemlisi Sovyetler Birliği emir komuta zincirini görüyorsunuz. Bununla birlikte mini dizi kitabın resmen özeti ve olayların geniş bir perspektiften bakılmasını sağlıyor. Çünkü HBO'nun Çernobil'inde insanlık tarihinin en büyük felaketlerinden birini göstermekle birlikte dizinin yapımcılarıyla yakınlaşan Andrew Leatherbarrow'un Çernobil adlı kitabını nasıl çıkardığını ve ne kadar ses getirdiğini de görebiliyorsunuz. Şimdi bir arka kapağına bakalım ondan sonra da yoruma geçelim. 2015 Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi Svetlana Aleksiyeviç’in büyük eserlerinden Çernobil Duası, Çernobil Nükleer Felaketi ve sonrasında yaşananlara dair can acıtıcı bir sözlü tarih çalışması…İsveç Akademisi, Svetlana Aleksiyeviç’e Nobel Ödülü verdiğinde yazarın “yeni bir edebi tür” yarattığını belirtmiş, eserlerini de “duyguların ve ruhun bir tarihi” sözcükleriyle betimlemişti. Aleksiyeviç uzun bireysel monologları farklı seslerin duyulduğu bir kolaja dönüştüren özgün dokümanter tarzıyla, kendilerine nadiren konuşma fırsatı verilen, yaşantıları da çoğu zaman ülkenin resmi tarihine karışarak yitip giden sokaktaki insanların hikâyelerini kayıt altına alıyor. Çernobil Duası’nda Aleksiyeviç, 26 Nisan 1986’da meydana gelen tarihin en feci nükleer reaktör kazasını odağına yerleştirerek trajediyi yaşamış insanların bireysel tanıklıklarını aktarıyor. Masum yurttaşlardan itfaiye erlerine, Parti yöneticilerinden askerlere onlarca insan, anlattıkları hikâyelerle halen yaşamakta oldukları korku, öfke ve belirsizliği gözler önüne seriyor. Monolog biçimindeki röportajlardan oluşan Çernobil Duası, duygusal gücü ve dürüstlüğüyle hem unutulmaz bir sözlü tarih çalışması hem de almak isteyen için sayısız ibretler barındırıyor. Burada da anlatıldığı gibi biz Çernobil'i resmi olarak görüyoruz yani Sovyetler Birliğinin bakış açısından ancak gerçeklere baktığımız zaman bununla ilgili ne oradaki itfaiyecilerin ne oradaki hemşirelerin kayıtları yoktur. Kitapta da bu Çernobil felaketini yaşayanların, ayrıca bu felaketi yaşayan bölge insanının fikirlerini, duygularını ve röportajlarını yansıtıyor bu bile kitabı okumak için bir sebep çünkü tarihi kazananlar yazar ve biz kazananların gözüyle tarih kitaplarını okuruz. Peki ya kaybedenler? (La Perduta Gente)

SARSILMAK...: HBO'da Cherbobyl'i izlediğimde, gerçekten etkilenmiştim...hepsi bu. Etkileyiciydi. Kitaptan sonra anlıyorum ki, ne kadar çiğ, ne kadar sığ bir hismiş bu. Etkileyici! Çünkü kitap; SARSICI! yazar/i17198 kitapta, kafanızın içine giriyor, sizi olayı tanıkların tam karşısına koyuyor. Onlardan Nükleer Tehdidin ne olduğunu dinliyorsunuz. En saf hali ile. Hiç araya girmeden. Ne gördüler, ne yaşadılarsa o. Ve bu yaşananların sadece kelimelerle zihninize ulaşan kısıtlı bir kısmı bile halen sürmekte olan acılara sizi bağlıyor. "Bir roman kahramanı değil insan. Hepimiz kıyamet tellallarıyız. Kimimiz büyük çapta, kimimiz küçük." Buradaki "hepimiz"i, bunu okuyan sen ve ben ve yani hepimizi bağladığını anlayınca...çok ama çok üzüldüm. Bu da ayrı bir gerçekti. Bu kadar basit bir fikir...bizi bu sorumluluktan kaçamayacağımız bir yere götürüyor ve orası cehennem işte. Elbette, tüm bunlar hiç olmamış gibi hayatımıza devam edebiliriz. Daha önce yaptığımız gibi. Bizim başımıza gelmediği için kendimizi şanslı saymaya hakkımız da var elbet...ama bunlar da gerçek değil. Teselli boşuna. Şöyle de diyebilirsiniz; ben bu kitabı okumadım ve bu incelemeden sonra da okumayacağım...değişen hiç bir şey yok işte. Senin için de, benim için de... Sadece gerçek katili anlamak için bunu okumalısınız. Bizi sırtımızdan bıçaklayan katil bizim elimiz ve bu en olasılıksız diye dönüp bakmadığımız ihtimal de gerçek. Bu bir Çernobil Meselesi değil. Ondan sonrası meselesi. Ben, kendi hisseme düşeni yaptım ve -sonrası için- gerekçelendirebileceğim çok sağlam fikirlerim var; senin de muhakkak olmalı. Sadece bunun için bile okumaya değer bir kitap bu. Kitap; SARSICI demiştim. İnanın bana, buna ihtiyacımız var. Yoksa, YA; bu aklın almakta zorlandığı dehşeti miras bıraktığımız bir geleceğe bahanelerimizi de devredeceğiz, YA DA; biz dersimizi aldık ve size miras bırakacağımız derslere harfi harfine uymanızı bekliyoruz diyeceğiz. Ve bu kendimiz için yapmayacağız; geleceğimiz için yapacağız, yapmak zorundayız. Hani kimi kitaplar vardır ve Dünya'yı değiştirecek gücü içinde saklar ya...Bu o kitaplardan biri. Bunu bilerek okumanızda yarar var. (Arda)

Eserin Çernobil nükleer kazasını yaşamış, Çernobilli, kişilerle yapılan röportajlardan ortaya çıktığını öğrendiğimde karar verdim okumaya. Röportajlar monolog şeklinde düzenlenerek yayınlanmış. Dönemin temizlik işçileri, itfaiye erleri, fizikçileri, eşleri, orda yaşamış yaşlılar, çocuklar ve fazlası. Çok çarpıcı ve başarılı bulsam da benim için okuması hiç kolay olmadı ne var ki elimden de bırakamadım. 20. Yüzyılın en büyük ve en ağır teknolojik felaketi. Sadece yaşadığımız çağın değil dünyayı bekleyen diğer çağların trajedisi. Öğrenmek araştırmak sorgulamak için şahane bir eser. (Aslı Düz)

Çernobil Duası PDF indirme linki var mı?

Svetlana Aleksiyeviç - Çernobil Duası kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Çernobil Duası PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Svetlana Aleksiyeviç Kimdir?

Svetlana Aleksandrovna Aleksiyeviç (Rusça: Светлана Александровна Алексиевич; Beyaz Rusça:Святлана Аляксандраўна Алексіевіч Svyatlana Alyaksandrawna Alyeksiyevich; d. 31 Mayıs 1948) Beyaz Rusyalı araştırmacı gazeteci, yazar. 2014 yılında, Ural Federal Üniversitesi tarafından Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterildi.

Ukrayna'nın Stanislav (1962'den sonra adı Ivano-Frankivsk olan yerleşim birimi) şehrinde, Beyaz Rusyalı baba ve Ukraynalı bir annenden dünyaya geldi. Çocukluğu Beyaz Rusya'da geçen yazar, Beyaz Rusya Devlet Üniversitesi gazetecilik bölümünden 1972'de mezun oldu. Sonrasında bazı yerel gazetelerde çalıştıktan sonra, Minsk'te yayınlanan Neman isimli edebiyat dergisinin muhabiri oldu.

II. Dünya Savaşı, Sovyet-Afgan Savaşı, Çernobil faciası, SSCB'nin dağılması gibi dramatik olayları yaşamış, bu olaylara tanık olmuş kişilerle röportajlar yaptı. Bu insanlardan dinlediklerinin izlerini yazdığı kitaplarda kolayca görmek mümkündür.

Yazıları Lukashenko rejimini rahatsız etti. 2000 yılında hakkında yasal kovuşturma başlatıldı. Bunun üzerine ülkesini terk etti. Hayatının sonraki on yıllık kısmını, kendisine kucak açan Paris, Gothenburg ve Berlin gibi şehirlerde, siyasi sürgün olarak geçirdi. Nihayet 2011 yılında ülkesine, Minsk şehrine geri döndü.

Yazarın kitapları, SSCB'de yaşamış insanların, ülke dağılmadan önce ve sonrasındaki, duygusal hayatlarındaki değişimlerin edebi kroniği olarak tanımlanmaktadır. Sovyet-Afgan Savaşı'nın ilk ağızdan anlatıldığı Çinko Çocukları ve Çernobil kazasının ele alındığı Çernobil'den Sesler isimli kitapları en önemli eserleridir. Kitaplarında ele aldığı konuları şu şekilde tanımlamaktadır:

« SSCB dönemine ve sonrasına dönüp baktığımızda, tarihimizin koca bir mezar ve büyük bir kan banyosundan ibaret olduğunu görürüz. Kurbanlarla cellatlar arasındaki tükenmek bilmez diyalogları duyarız. Sürekli olarak karşımıza aynı lanetli sorunsallar çıkar: Ne yapmalı, suçlu kim? Devrim, toplama kampları, II. Dünya Savaşı, Sovyet-Afgan Savaşı sırasında halktan gizlenen gerçekler, büyük bir imparatorluğun çöküşü, devasa ölçekte bir sosyalist ütopyanın paramparça dağılması, yeni ortaya çıkan evrensel problemler, Çernobil faciası vs. Bunlar, Dünya üstündeki tüm insanların cevaplaması gereken sorulardır ki, tümü bizim kendi gerçek tarihimizdir. İşte tüm bu cehennemden çıkma soru ve sorunlar, benim kitaplarımın izleğini oluştururlar. »

Savaşın Kadınsı Olmayan Yüzü isimli ilk kitabını 1985 yılında yazdı. Kitap, kısa sürede birçok baskı yaparak, iki milyon adetten daha fazla satış rakamına ulaştı. Romanda, II. Dünya Savaşı daha önce çok da ele alınmayan yönleriyle, bir kadının monologları şeklinde anlatılmaktadır. The Last Witnesses: the Book of Unchildlike Stories (Son Tanıklar: Çocuksu Olmayan Öyküler) isimli kitabında, savaşı yaşayan çocukların anıları yer almakta, savaş kadın ve çocukların gözünden adeta yeniden anlatılmakta, yepyeni bir duygu dünyasına kapı aralamaktadır. 1993 yılında, SSCB'nin dağılması sonucunda umutsuzluğa kapılıp, intihara teşebbüs eden insanların öykülerinin anlatıldığı Ölümle Efsunlananlar (Enchanted with Death) isimli kitabını yayınladı. Gerçekten de kendilerini ve yaşam biçimlerini komünist ideoloji ile özdeşleştirmiş çok sayıda Sovyet vatandaşı, ortaya çıkan yeni düzeni kabullenmekte ve bu tarihsel gerçekliği algılamakta zorluk çekmişti.

Aleksiyeviç'in kitapları, aralarında Türkçenin de bulunduğu toplam 19 farklı dile çevrilmiştir. Kitapların yanı sıra 21 adet belgeselin metnini hazırlamış ve üç adet de tiyatro oyununun senaryosunu yazmıştır. Tiyatro eserleri, Fransa, Almanya ve Bulgaristan'da sahnelenmiştir.

Svetlana Aleksiyeviç Kitapları - Eserleri

  • Çernobil Duası
  • Kadın Yok Savaşın Yüzünde
  • İkinci El Zaman
  • Son Tanıklar
  • Çinko Çocuklar

Svetlana Aleksiyeviç Alıntıları - Sözleri

  • Tarihe inanıyorum ben. Tarihin yapacağı yargılamaya inanıyorum... Çernobil sonlanmadı, daha şimdi başlıyor... (Çernobil Duası)
  • Üzerine ölümün gölgesi düşmeden hiçbir şeyi anlamak mümkün değil. (Çernobil Duası)
  • Mezarların başına taşlar dikin, taşların üzerine de “her şey boşunaydı” diye nakşedin! (Çinko Çocuklar)
  • Ülke, iktidardakilerin ülkesi, insanların değil. (Çernobil Duası)
  • Annemin gözünden süzülen yaşları fark edince, mızmızlanmayı bırakmıştım. (Son Tanıklar)
  • “Yaşamak istiyorum! Yaşamak istiyorum!..” (Son Tanıklar)
  • Burada gerçekten de sanki başka bir zaman yaşanmakta, takvimler on dördündü yüzyılı gösteriyor. (Çinko Çocuklar)
  • Her zaman uykulu ve yorgunlar.. (Çernobil Duası)
  • “Nefret etmekten yorulmuş kalbe öğretemezsin sevmeyi.” (İkinci El Zaman)
  • İnsandan daha acayip başka bir hayvan yok. Yok! (Çinko Çocuklar)
  • İnsandan daha kötü bir hayvan yok. İnsan insanı öldürür, mermi değil. İnsan insanı... (İkinci El Zaman)
  • Gerçek her zaman onu dile getirene pahalıya mal olmuştur. (Çinko Çocuklar)
  • Gerçi buradaki her şey olağandışıydı. (Çernobil Duası)
  • İnsan mutlu olmayı beceremiyor. (Çernobil Duası)
  • "En güçlü ilacınız sevginizdir. Sevgi korur, hayatta kalma gücü verir." (Kadın Yok Savaşın Yüzünde)
  • İnsan en iyi savaşta, bir de belki aşkta gösterir, belli eder kendini. En derinine, derisinin alt katmanlarına dek... (Kadın Yok Savaşın Yüzünde)
  • Tanrı insanı ateş etsin diye değil, sevsin diye yaratmış. (Kadın Yok Savaşın Yüzünde)
  • Çocukluğum sona ermişti... İlk silah sesleriyle birlikte sona ermişti, içimde yaşayan bir çocuk vardı hâlâ, ama onun hemen yanında başka biri duruyordu artık... (Son Tanıklar)
  • Ağlayamıyordu artık, çünkü ağlamak da güç ister. (Kadın Yok Savaşın Yüzünde)
  • Hangisi daha iyi, hatırlamak mı yoksa unutmak mı? (Çernobil Duası)

Yorum Yaz