diorex
life
Dedas

Osmanlı Şiiri Antolojisi - Ahmet Atilla Şentürk Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Osmanlı Şiiri Antolojisi kimin eseri? Osmanlı Şiiri Antolojisi kitabının yazarı kimdir? Osmanlı Şiiri Antolojisi konusu ve anafikri nedir? Osmanlı Şiiri Antolojisi kitabı ne anlatıyor? Osmanlı Şiiri Antolojisi PDF indirme linki var mı? Osmanlı Şiiri Antolojisi kitabının yazarı Ahmet Atilla Şentürk kimdir? İşte Osmanlı Şiiri Antolojisi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 12.09.2022 12:00
Osmanlı Şiiri Antolojisi - Ahmet Atilla Şentürk Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Ahmet Atilla Şentürk

Yayın Evi: Yapı Kredi

İSBN: 978-975-08-0815-0

Sayfa Sayısı: 576

Osmanlı Şiiri Antolojisi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Mimari, yazı, süsleme sanatları ve musiki gibi göze ve kulağa hitap eden sanatlarda kendine has bir çizgisi ve ihtişamı bulunan Osmanlı'nın, kültür değişimleri sebebiyle günümüz insanınca yeteri kadar tanınmayan, belki de bütün bu sanat dallarından daha parlak bir edebiyatı ve şiiri vardı. Osmanlı şiiri, tarihe mal olan bu insanların duygu ve düşünceleri, gündelik hayatları, yaşam felsefeleri, inanç ve gelenekleri gibi neredeyse bütün özelliklerini belki hiçbir belge ve görsel malzemenin başaramayacağı bir içtenlikle yansıtma özelliğine sahiptir.

XVI. yüzyılda Türkiye'yi ziyaret eden Batılı seyyahların en çok dikkatini çeken noktalardan birisi de Türklerin kadın erkek, genç ihtiyar hemen tamamının şiirle uğraşmalarıdır. Osmanlı tarihi boyunca okuma yazma bilmeyen kunduracısından büyük bilginine, padişahından yeniçerisine kadar edebiyat tarihine geçen 3000'i aşkın şairden 67'sinin şiirlerini tahlil ederek inceleyen Osmanlı Şiiri Antolojisi bu yönüyle şimdiye kadar gözlerden uzak kalmış bir dünyayı gözler önüne sermektedir.

Osmanlı Şiiri Antolojisi Alıntıları - Sözleri

  • Peygamber dünyayı aydınlatan bir meşaledir Allah'ın şerri kesip atmak için çekilmiş kılıcıdır. Ka'b b. Züheyr, Müslüman olmadan önce Hz. Peygamberi ve ailesini hicvettiği için kanı helal kılınmış, görüldüğü yerde öldürülmesi emredilmişti. Fakat Müslüman olduktan sonra Hz. Muhammed için bir kaside yazarak tanınmayacak bir şekilde huzuruna çıkmış, "Ka'b huzurunuza Müslüman olarak gelse onu affeder misiniz?" diye sorup olumlu cevap alınca kendisini tanıtmış ve nazmettiği kasideyi okumuştur. Bunun üzerine Hz. Muhammed elinde verecek bir şeyi bulunmadığından şaire, sırtındaki hırkasını çıkarıp vermiştir.
  • Şiir, insanın içinden gelen engel olunmaz bir sanat olup çoğu zaman insanın yaradılışı ve yeteneği ile doğrudan ilişkilidir.
  • "Hümâ Kuşu, " kemikle beslendiği ve yeryüzünden görünmeyecek kadar yükseklerde uçtuğu için edebiyatta her şeyden el etek çekmişlik ve kanaatin sembolü olarak geçer.
  • Eski Yunan mitolojisinde Narcissus, olağanüstü güzellikte bir delikanlı imiş. Her gören ona âşık ve hayran olduğu hâlde hiç kendisinin aksini görmediği için bunun sebebini anlayamaz ve olanlara karşı umursamaz bir tavır takınırmış. Nihayet birgün sudaki aksini görerek bu olağanüstü güzelliğe âşık olur ve onu elde etmek için suya atılır ve boğulur. Onun öldüğü yerde açan çiçeklere onun adını verirler.
  • "Lâle " eski şiirimizde bugün gelincik dediğimiz yabani çiçeğin adıdır. Ortasında bulunan siyahlık sebebiyle bağrı yanmış âşıklar şiirde bu çiçeğe benzetilir.
  • O devirde güzel şiir, en katı ve öfkeli gönülleri dahi yumuşatan sihirli bir anahtar gibiydi. (XVI. Yy)
  • Bir güzelliği elde etmek için başa gelecek sıkıntılara razı olmak ziyan değildir, bilakis fayda getirir.
  • Şîrler pençe-i kahrumda olurken lerzân Beni bir gözleri âhûya zebûn etdi felek (Arslanlar benim kahredici pençemde titrerlerken, felek beni bir gözü ahuya (sevgili) yeni düşürdü.)
  • Ben bu şiiri gamlı zamanımda yazdım, zihnim gam bulutlarıyla örtülü idi....
  • Ayağa batan diken, o yolda çekilen acı ve sıkıntıyı temsil eder.

Osmanlı Şiiri Antolojisi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Eserde birçok divan şairinin bir sayfa kadar hayatı veriliyor. Hemen ardından bir eseri orijinal metin, Türkçe nesre çeviri ve beyit beyit şerh ediliyor. Divan şiirine ilgi duyanların kitaplığında mutlaka bulunmalı, alanında gayet başarılı bir eser. (Aslı)

üniversitedeyken her sınavda muhakkak bir sorunun geldiği kitaptı. Muazzam seçilmiş şiirler ve dil içi çevirileri, muhteşem yorumlarla birleşince tadından yenmez bir kitaba dönüşüyor. Genel kültürünüzü arttıracak, yer yer hayrete düşürecek, hadi canım burda bunu mu dedi yanii sorularıyla sizi başbaşa bırakacak olmazsa olmazımmm. Hala daha açar okurum. Eski Türk Edebiyatı aşktır. (Tutku kondu)

Eski Türk Edebiyatı alanına dair çok güzel bir eser, şairin hayatı, şiirlerin aslıyla beraber günümüz türkçesi, açıklamaları, görseller vb bir araya getirilmiş. (Nevin Özbey)

Osmanlı Şiiri Antolojisi PDF indirme linki var mı?

Ahmet Atilla Şentürk - Osmanlı Şiiri Antolojisi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Osmanlı Şiiri Antolojisi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ahmet Atilla Şentürk Kimdir?

1958 yılında İstanbul'da doğdu. Yeşilköy Lisesi'nden sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ne girdi. 1980'de Tâhirü'l- Mevlevî Hayatı ve Eserleri adlı mezuniyet teziyle Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Ardından mezun olduğu bölüme asistan girerek 1987'de Eski Türk edebiyatı sahasında hazırladığı XVI.Asra Kadar Anadolu Sahası Mesnevîlerinde Edebî Tasvirler adlı çalışmasıyla doktor unvanını aldı. 1991-93 ders yıllarında A.B.D Ohio State Üniversitesinde ''Daily Life in the Ottoman Empire in Light of Literary Texts'' konulu disertasyonla visiting scholar olarak bulundu. 1993'te doçent, 2000'de profesör oldu. Sahasında kitap ve makaleler yayımladı. Halen aynı üniversitede eski Türk edebiyatı tarihi,metinler şerhi, metin tamiri konularında dersler vermekte ve Osmanlı Araştırmaları dergisinin editörlüğünü yürütmektedir.

Ahmet Atilla Şentürk Kitapları - Eserleri

  • Osmanlı Şiiri Antolojisi
  • Üniversiteler İçin Eski Türk Edebiyatı Tarihi
  • Taşlıcalı Yayha Beğ'in Şehzade Mustafa Mersiyesi
  • Kanuni Hicviyesi
  • Dîvân - Molla Aşkı
  • Ahmet Paşa'nın Güneş Kasidesi Üzerine Düşünceler
  • Eski Türk Edebiyatı Tarihi
  • Klasik Osmanlı Edebiyatı Tiplerinden Sufi Yahut Zahid Hakkında

Ahmet Atilla Şentürk Alıntıları - Sözleri

  • Ehl-i dil pîr-i kerâmet didi âkil oldur Otura yâre yakîn yüriye düşmenden ırah Gönül ehli, keramet sahibi yaşlı bilge ''Akıllı insan, sevgiliye yakın oturup düşmandan uzak yürüyendir.'' dedi. (Dîvân - Molla Aşkı)
  • "Hümâ Kuşu, " kemikle beslendiği ve yeryüzünden görünmeyecek kadar yükseklerde uçtuğu için edebiyatta her şeyden el etek çekmişlik ve kanaatin sembolü olarak geçer. (Osmanlı Şiiri Antolojisi)
  • Padişah, şairin Sihâm-ı Kâzâ’sını okurken, yakınında bir yere yıldırım düşmesi üzerine elindeki şiir mecmuasını yırtar ve Nef’î’yi azlettirerek bir daha hiciv yazmaması için kendisinden söz alır. Zamanın şairlerinden biri buna işaret ederek Nef’i’yi şöylece yerer:  Gökten nazire indi Sihâm-ı Kâzâsına Nef’î diliyle uğradı hakkın belasına Sultan IV. Murat’ın emri veya izniyle idam edilen şairin cesedinin denize atıldığı rivayet edilir. (Eski Türk Edebiyatı Tarihi)
  • Şîrler pençe-i kahrumda olurken lerzân Beni bir gözleri âhûya zebûn etdi felek (Arslanlar benim kahredici pençemde titrerlerken, felek beni bir gözü ahuya (sevgili) yeni düşürdü.) (Osmanlı Şiiri Antolojisi)
  • Ayağa batan diken, o yolda çekilen acı ve sıkıntıyı temsil eder. (Osmanlı Şiiri Antolojisi)
  • “Meded meded bu cihânun yıkıldı bir yanı Ecel celâlileri aldı Mustafa Han’ı” (Taşlıcalı Yayha Beğ'in Şehzade Mustafa Mersiyesi)
  • Ben bu şiiri gamlı zamanımda yazdım, zihnim gam bulutlarıyla örtülü idi.... (Osmanlı Şiiri Antolojisi)
  • O devirde güzel şiir, en katı ve öfkeli gönülleri dahi yumuşatan sihirli bir anahtar gibiydi. (XVI. Yy) (Osmanlı Şiiri Antolojisi)
  • Bir güzelliği elde etmek için başa gelecek sıkıntılara razı olmak ziyan değildir, bilakis fayda getirir. (Osmanlı Şiiri Antolojisi)
  • Dîvânu Lugati't-türk'te geçen ve her şeyin kendi cinsiyle yaşaması yolunda söylenen "kılıç tatıksa ış yunçır, er Tatıksa et tunçır = kılıç paslanırsa iş kötüleşir, adam Farslaşırsa kanı bozulur" (Divânü Lûgati't-türk, c. II, s. 281-282) atasözü o dönemde var olan millî şuuru yansıtması bakımından manidardır. (Eski Türk Edebiyatı Tarihi)
  • "Lâle " eski şiirimizde bugün gelincik dediğimiz yabani çiçeğin adıdır. Ortasında bulunan siyahlık sebebiyle bağrı yanmış âşıklar şiirde bu çiçeğe benzetilir. (Osmanlı Şiiri Antolojisi)
  • Şiir, insanın içinden gelen engel olunmaz bir sanat olup çoğu zaman insanın yaradılışı ve yeteneği ile doğrudan ilişkilidir. (Osmanlı Şiiri Antolojisi)
  • Ne sağ olmak murâdımdır ne ölmekten kaçar cânım Cihânda hasta-i aşk olalı bir hoşça hâlim var Ben ol hayrân-ı aşkım ki yitirdim akl u idrâki Ne âlemden haberdâram ne kendimden hayâlim var - Aşkın hasıl ettiği hayranlıkla öylesine yitirdim ki aklı ve idrâki; âlemden de kendimden de haberim yok. (Taşlıcalı Yayha Beğ'in Şehzade Mustafa Mersiyesi)
  • Kaşgarlı Mahmut, Türk milletinin ve dilinin önemini belirtmek için eserinin hemen başında iki hadise yer vermiştir. Bu hadislerden biri: “Derdini dinletebilmek ve Türklerin gönlünü almak için onların dilleri ile konuşmaktan başka yolu yoktur. Bir kimse kendi takımından ayrılıp da onlara sığınacak olursa o zümrenin korkusundan kurtulur.” diğeri ise: “Türk dilini öğreniniz, çünkü onlar için uzun sürecek egemenlik vardır.” şeklindedir. Hadisleri Kaşgarlı Mahmut Buhara‘nın güvenilir imamlarından birinden ve Nişaburlu bir imamdan senetleri ile işittiğini belirtmektedir. (Eski Türk Edebiyatı Tarihi)
  • Peygamber dünyayı aydınlatan bir meşaledir Allah'ın şerri kesip atmak için çekilmiş kılıcıdır. Ka'b b. Züheyr, Müslüman olmadan önce Hz. Peygamberi ve ailesini hicvettiği için kanı helal kılınmış, görüldüğü yerde öldürülmesi emredilmişti. Fakat Müslüman olduktan sonra Hz. Muhammed için bir kaside yazarak tanınmayacak bir şekilde huzuruna çıkmış, "Ka'b huzurunuza Müslüman olarak gelse onu affeder misiniz?" diye sorup olumlu cevap alınca kendisini tanıtmış ve nazmettiği kasideyi okumuştur. Bunun üzerine Hz. Muhammed elinde verecek bir şeyi bulunmadığından şaire, sırtındaki hırkasını çıkarıp vermiştir. (Osmanlı Şiiri Antolojisi)
  • Eski Yunan mitolojisinde Narcissus, olağanüstü güzellikte bir delikanlı imiş. Her gören ona âşık ve hayran olduğu hâlde hiç kendisinin aksini görmediği için bunun sebebini anlayamaz ve olanlara karşı umursamaz bir tavır takınırmış. Nihayet birgün sudaki aksini görerek bu olağanüstü güzelliğe âşık olur ve onu elde etmek için suya atılır ve boğulur. Onun öldüğü yerde açan çiçeklere onun adını verirler. (Osmanlı Şiiri Antolojisi)

Yorum Yaz