tatlidede

Postmodernizm - Gencay Şaylan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Postmodernizm kimin eseri? Postmodernizm kitabının yazarı kimdir? Postmodernizm konusu ve anafikri nedir? Postmodernizm kitabı ne anlatıyor? Postmodernizm PDF indirme linki var mı? Postmodernizm kitabının yazarı Gencay Şaylan kimdir? İşte Postmodernizm kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 17.01.2023 11:00
Postmodernizm - Gencay Şaylan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Gencay Şaylan

Editör: Şebnem Çiler Tabakçı

Tasarımcı: Duysal Yaşar

Yayın Evi: İmge Kitabevi

İSBN: 9789755332666

Sayfa Sayısı: 388

Postmodernizm Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Post"lu tamlamalar son yirmi beş yıllık dönemde dünyanın entellektüel gündemine büyük bir ağırlıkla girdiler; bu kavramlar üzerine oturan tartışmalar olağanüstü popülarite kazandı. Postmodernizmin özellikle yerleşik ve egemen bilim anlayışını sorgulaması, hatta daha da ileri giderek doğruluk temsili iddiasında bulunacak bir bilim anlayışının olanaksızlığını öne sürmesi, şiddetli tepki ve karşı çıkışlara neden oldu. İnsan, toplumu ve toplumun tarihini teleolojik bir çerçevede açıklamaya yönelen ve böyle bir açıklamanın mümkün olduğunu varsayan bakışların, postmodern kritiğe karşı çıkmaları doğaldı. Bunun dışında, genel olarak sol ve özellikle Marksist düşün dünyasında da tepkiyle karşılanan, postmodernizme sağ olarak nitelenebilecek düşün dünyasında, aynı şiddet ve yoğunlukta bir karşı çıkış gözlenmemiştir. Postmodern söylem içinde yeni liberal ya da yeni sağ tezlerle örtüşen geniş bir alanın belirmiş olması, sözü edilen göreli yumuşak tepkilere yol açmıştır. Ayrıca liberal ya da sağ söylem kendisine karşı yüz elli yıldır epistemolojik bir üstünlük kazanmış Marksist söyleme yönelik eleştirilerden hoşnut kalmış da gözükmektedir.Bu kitap, postmodern kritiğin önemli, ciddiye alınması gereken ve haklılık payı yüksek bir kritiği dile getirdiği kabulüne dayanarak, söylemin en belirgin, en önemli kritiğine karşı çıkıyor, kuramın yapılabilirliğini tartışıyor. İçinde yaşadığımız hızlı ve köklü değişimlere, karşı karşıya kalınan krizlere özellikle temsili demokrasinin krizine, çok önemsenmesi gereken açılım ve eleştiriler getiren postmodernizmin, içinde yaşanılan dönemi kavramak açısından; özellikle Derrida, Foucault ve Baudrillard gibi düşünürler tarafından çok önemli katkılar sağladığını savunuyor.

Postmodernizm Alıntıları - Sözleri

  • Postfordist birikim rejiminin giderek başat konuma geldiği, yeniden yapılanan dünya kapitalizmi içinde, daha önceki dönemlere özgü “emek/sermaye güç dengesinin” kapsamlı bir biçimde değiştiği söylenebilmektedir… Sermayenin bir bölümü, eskiden olduğu gibi, mal ve hizmet üretmektedir. Yeniden yapılanan kapitalizm içinde sermayenin bir bölümü ise, … mal ve hizmet üretiminden kopmakta; kendisine en büyük getiriyi sağlayacak biçimde, dünya ölçeğinde yoğun ve son derece hızlı bir dolaşım sürecine girmektedir. Başka bir deyişle, mal be hizmet üretimi ile ilgisini koparmış, spekülatif amaçlarla dünyayı dolaşan bir finansman sermayenin mal ve hizmet üretimi ile ilgilenmemekte, emek sürecinden kopmuş gözükmektedir.
  • Her toplumsal düzen için hem öznel hem de nesnel olarak kaybedenler ile kazananlar vardır. Yani herhangi bir düzende kaybedenler için adil olmayan kazananlar açısından adil ve meşru sayılabilecektir.
  • Neyi düşünüyorsam o vardır.
  • Postmodern söylemin belki de en önemli katkılarından biri, bilgi ya da kuram kavramlarının fetişizmine ağır bir darbe vurmasıdır. Bilgi ya da kuram kavramlarının fetişizminin yıkılması bu olguların ortadan kalkması anlamına gelmemektedir. Akıl yürütme, bilgi, adalet, doğru gibi kavramlar geçerliklerini, beğenilse de beğenilmese de, korumaktadırlar; çünkü insanın bütün totalitesi içinde yeniden üretilmesi başka türlü mümkün olmamaktadır. Eğer insanın ve toplumun yeniden üretimi, her şeyden önce, bir öğrenme süreci ise bunun var olabilmesi için bilgi, doğru, adil olan ve olmayan türünden kavramlar zorunludur. Postmodern söylem aklın dünyasallığının altını çizmektedir ve bu yadsınması olanaksız bir kritiktir. Ama insanın yeniden üretimi için akla, doğruya ya da kısaca açıklayıcı bilgiye (kurama) gereksinim vardır. Doğrunun ve bilginin geçerlik ölçütü entersubjectivite üzerine oturtulması ile beraber postmodern kritiklerin önemli ölçekte aşılabilmesi söz konusu olacaktır.
  • "Kant'a göre özgürlük, insanın aklını kullanarak kendisini, güdü, istek ve arzularını sınırlayabilmek olarak tanımlanmaktadır."
  • "Modernitenin temel özelliklerinden birinin, belki de en başta gelenin, Tanrısal bir kozmolojinin akla dayalı bir kozmoloji ile yer değiştirmiş olmasıdır."
  • Bilişim ve iletişim alanlarında ortaya çıkan bu baş döndürücü değişim, yeni bir toplum düzeni, yeni kültürel değer ve süreçler ve en azından eskisinden farklı bir siyasal düzel anlamına gelmektedir. Bu devrim bir taraftan bilgiyi ön plana çıkarırken, bilgiyi üretim sürecinin temel girdisi ve çıktısı haline getirirken, diğer taraftan da insanları şimdiye kadar görülmemiş ölçekte yönlendirebilme, biçimlendirebilme olanağını da gündeme getirmiştir. Başka bir deyişle, insanların neyi ne ölçüde bilecekleri, ne tür tutumlara sahip olacakları ve davranış anahtarları iletişim süreci içinde denetlenebilir hale gelmiştir. Çağdaş iletişim sürecinin kapsam ve etkinliği bir bakıma Hitler’in ünlü propoganda bakanı Geobbels’in düşlerini yansıtabilecek düzeye erişmiş gözükmektedir.
  • "bir sözcüğün yazılması ve sonra üstünün karalanması"
  • Laplace'a göre bir olayın nedeni yok gibi görünebilir ama yine de bu olayın bir nedeni olmadığı sonucuna ulaşılamaz. Nedenin ortaya konmaması, insanın ya da bilim adamının yetersizlik sorunudur.
  • "Ortaçağ felsefesinde her şey Tanrısal bir tasarımın ürünü olarak kabul edilince bunun mantıksal sonucu Tanrısal kuralların (yani dinin) her şeyi belirlemesi ve insanın kural koyamayacağıdır. Her şeyin Tanrısal tasarıma göre mükemmel bir biçimde işleyebilmesi için dinsel kuralların her türlü bilgiye, insan tutum ve davranışlarına kaynaklık etmesi gerekecektir. Bunun doğal sonucu, modern bilimin olmazsa olmaz ilkesi sayılan kuşkuculuk ve sorgulama dışlanmış olacaktır."

Postmodernizm İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Postmodernizm kelime olarak çok teknik, üst perde bir tabir olarak görülüyor olabilir. Ancak postmodernizmin günümüzdeki toplumsal yapıyı anlamlandırabilmek, bu sürece nasıl gelindiğini temellendirebilmek açısından önemli bir söylem, eleştiri olduğunu düşünüyorum. Kitap öncelikle, postmodernizmin temel olarak modernizm ve aydınlanma projesine bir eleştiri olması açısından modernizmi detaylandırıyor. Sonrasında eleştiri noktalarını bir bir açıklayarak; çok seslilik, pozitivizm ve bilim fetişi, iletişim organlarının ‘gerçekliği’ yapılandırması, ideolojilerin yıkılması, kuramın çözümsüz kaldığı ve eleştirildiği noktalar gibi konulara değiniyor. Aynı zamanda kuramın edebiyat, resim gibi alanlara etkilerine de ufak bir bakış atılıyor. Kitabın temelini yazarın TODAİE’de verdiği Postmodernizm dersi notları oluşturuyor. Sanırım bu nedenle önemli görülen kısımlar bolca tekrar ediliyor, ancak kurgu dışı bir kitap olması açısından bu durum kabul edilebilir hatta faydalı olmuş. Dili de son derece yalın. Sonuç olarak sosyoloji ile ilgilenenlere, ve özellikle son dönemlerde yayınlanan metinlerin postmodern öğeleri sıkça kullanması açısından edebiyat meraklılarına tavsiye edeceğim bir kitap oldu. (vuslat arslan)

Yazari gerçekten tebrik ediyorum. Kitap baştan aşağı herkesin anlayabilceği bir dilde ve günümüz ve geçmişi cok kapsamlı bir şekilde ifade etmiş. Kitabı ilk elime aldığımda zorlanacağımı düşünmüştüm ama sonuna kadar çok faydali bilgiler barındıran sıkılmadan okumacak ve kapsamli bir kaynak. (Cenk soydan)

Hayatımda okuduğum en iyi akademik eserlerden birisiydi. Konusu gereği de ilgimi çekmiş olmasının elbette büyük bir etkisinin olduğu aşikar fakat bunun dışında yazar postmodernizme dair anlatmak istediği her şeyi açık bir şekilde ve diğer akademik yazılardaki gibi alanına özgü anlamını bilmediğiniz kavramlarla boğmuyor çünkü kullandığı kavramları dahi açıklıyor. Yazar birçok noktada kendini tekrara düşüyor, normalde bu eksi olarak ifade edebileceğim bir üslup fakat bu kitapta özellikle okuduğum bilgilerin oturması ve bahsedilen bir şeyin tekrarını farklı bir bağlam açısından ele almasının bana farklı perspektifleri sunduğunu gördükçe daha da hoşuma gitti. Bunun yanı sıra yazar, postmodernizmi çıkış noktası olan sanat ve estetikten ele alarak, epistemolojiye, sosyolojiye ve edebiyata kadar birçok alandan geniş bir çerçeve sunarak bize ne olduğunu anlatma çabasını güdüyor. Tabii postmodernizmi anlamak için modernizmin de ne olduğunun anlaşılması gerekiyor zira yazarın kendisinin de belirttiği gibi aslında postmodernizm modernizm sonrası, modernizmden sonraki bir aşama olarak anlaşılıyor. Postmodernizm 80’li yıllarda dünyanın entelektüel gündemine büyük bir ağırlıkla girmiştir, “post”lu tamlamalar, kavramlar üzerine oturan tartışmalar olağanüstü popülarite kazanmıştır. Postmodernizmi kabaca açıklamaya çalışacak olursam yukarıda da ifade ettiğim gibi, akıl ve bilim ile dünyayı, insanları, toplumları ve sistemleri açıklamaya çalışan modernizme bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Ama daha çok kapitalizmin kendini “yapıcı-yıkıcılık” olarak ifade ettiğimiz tüketirken kendini yeniden üretme ve bu kriz anlarında daha da güçlü bir şekilde yapılandırılarak karşımıza çıkmış olmasının bir sonucu olduğu da düşünülüyor postmodernizmin. Çünkü postmodernizm çıkış noktası her ne kadar sanat ve estetik alanlarını kapsıyor olsa da bunların da hakim olan yönetim anlayışı, sisteminden ve insanların zihniyetinden bağımsız olamayacağı gibi postmodernizm de dönemin getirilerinden etkilenmiştir. Postmodernizm yerleşik bilim anlayışını reddeder, çünkü yerleşik bilim anlayışının tek bir doğruyu öne sürdüğünü ama geldiğimiz noktada birden fazla doğrunun olabileceğini hatta bunların hiçbirinin doğru olamayabileceği konusu da gündeme gelerek var olan bilim anlayışının yadsındığı gözler önüne serilmektedir. Bunun yanı sıra Marksist bir tarihsel anlayışın (doğrusal tarih anlayışı, zamanın doğrusal bir çizgide aktığı ve sürekli gelişerek ilerlendiği fikri) yanlış olduğunu ifade ederler. Postmodernizmde insanı, toplumun tarihini teleolojik bir çerçevede açıklamaya yönelen ve böyle bir açıklamanın mümkün olduğunu varsayan bakışların, postmodern kritiğe karşı çıkmış olmalarını doğal karşılayabiliriz. Marksist düşün dünyasında tepkiyle karşılanan postmodernizme, sağ olarak nitelendirilebilecel düşün dünyasında aynı şiddet ve yoğunlukta tepkilerin gelmediği gözlemlenmektedir. Postmodern söylemde yeni liberal ya da yeni sağ tezlerle örtüşen geniş bir alanın belirmiş olması, yumuşak tepkilere göreli olarak yol açmıştır. Bu kitap da aslında postmodern eleştirinin önemli ve ciddiye alınması gereken, haklılık payı yüksek bir kritiği dile getiriyor ve bu söylemin en belirgin, en önemli yanlarını sorguluyor, sorgulatıyor, bu kuramın yapılabilirliğini tartışıyor. Ayrıca kitabın bir diğer önemli tezi de yaşadığımız hızlı ve köklü değişimlere, karşı karşıya kalının krizlere, özellikle temsili demokrasinin krizine çok önemsenmesi gereken açılım ve eleştiriler getiren çok sevdiğim Derrida, Foucault, Baudrillard ve Lyotard gibi düşünürlerin, postmodernizm içinde yaşanılan dönemi kavramak açısından önemli katkılarda bulunduğunun savunusudur. Daha önceden kitap elime geçseydi ve okusaydım açıkçası nihilizmi de az çok bilmeden bu kitabın bende bir anlam kazanacağını sanmazdım. Çünkü özellikle birçok şeyin anlamsızlığı ve Camus başkaldırısıyla daha çok Nihilizm ile kavranacak bir dönem olduğu için bunlar hakkında da az çok bilgi sahibi olunması gerektiğini düşünüyorum. İçinde bulunduğumuz dönemi ve hayata karşı bakış açımı daha yere basan bir konuma getirmiş olduğunu düşündüğüm bu kitap benim için okuduğum en iyi akademik yapıtlar arasında yerini almıştır. Gencay Şaylan’a teşekkürler… (Ebru)

Postmodernizm PDF indirme linki var mı?

Gencay Şaylan - Postmodernizm kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Postmodernizm PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Gencay Şaylan Kimdir?

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirdikten sonra ABD'de yüksek lisans yaptı, doktorasını Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde tamamladı. 1965-1980 arasında Todaie'de, 1980-82 arasında ODTÜ'de öğretim üyesi olarak çalıştı. 1982 yılında barış derneği davası nedeniyle 3 yıl 2 ay cezaevinde kaldı. Hapis yattığı davadan beraat etti. Uzun yıllar Cumhuriyet Gazetesi'nde gazetecilik yaptı, daha sonra Todaie'ye döndü, öğretim üyesi ve yönetici olarak çalışıyor.

Gencay Şaylan Kitapları - Eserleri

  • Postmodernizm
  • Değişim Küreselleşme ve Devletin Yeni İşlevi
  • Türk-İslam Sentezi
  • Türkiye'de Alevilik ve Bektaşilik
  • Türkiye'de Laiklik
  • Temsili Lİberal Demokrasinin Önlenemez Krizi
  • Türkiye'de İslamcı Siyaset

Gencay Şaylan Alıntıları - Sözleri

  • Japonlar, Batı'nın sadece bilim ve teknolojisini alarak değil, batının akılcı, deneyci endüstri kültürünü hızla özümseyerek çağdaşlaşmış, bu benzersiz serüvende Batı Dünyasını bile geride bırakmaya başlamışlardır. Japonlar Batı bilim ve felsefesini alabilmek için Batıyı Batı yapan, temel düşünce ve felsefe eserlerinden başlamışlardır işe! Biz hala "Evrim mi Yaradılış mı'?" sorusu ile uğraşırken, Japonlar Darwin'in, Spencer'in,Descartes'in, Kant'ın bütün eserlerini geçen yüzyılda çevirmişler! (Türk-İslam Sentezi)
  • Kültür statik değil, dinamiktir. Sürekli değişme halindedir. Kültür dinamizminin iki süreci vardır, değişme ve gelişme. (Türk-İslam Sentezi)
  • Bilimsel gelişmesini hazırlayan en önemli atılımlardan biri olan Aydınlanma çağının başardığı da akıl üstünde dinsel inançların baskısını kaldırmak olmuştur. (Türk-İslam Sentezi)
  • "Modernitenin temel özelliklerinden birinin, belki de en başta gelenin, Tanrısal bir kozmolojinin akla dayalı bir kozmoloji ile yer değiştirmiş olmasıdır." (Postmodernizm)
  • Laplace'a göre bir olayın nedeni yok gibi görünebilir ama yine de bu olayın bir nedeni olmadığı sonucuna ulaşılamaz. Nedenin ortaya konmaması, insanın ya da bilim adamının yetersizlik sorunudur. (Postmodernizm)
  • Türk-İslam Sentezi genelde Türklere özgü değer ve görüşlerin aleyhine gelişmiştir. Sentez uğruna Arap ve Araplık yüceltilirken Türk ve Türklük unutulmuş hatta aşağılanır olmuştur. Araplar Kavm-i necip, Türkler ise Etrak-ı bi- idrak (İdrakten yoksun Türkler) diye anılmıştır! İş bununla da kalmamış, Türk tarihinin İslam-öncesi dönemleri unutulmuş, geçmişle olan kültürel bağlar kesilmiştir. Öyle ki Osmanlı lmparatorluğu döneminde, XIX. yüzyılın ortalarına gelinceye kadar, Han, Göktürk, ya da Uygur dönemlerini bilen, o duyan Türk aydını hemen hemen kalmamış gibidir. Mustafa Celaleddin'in 1869'da yayımladığı "Les Turcs anciens et Modernes" adlı kitabıyla Süleyman Paşa'nın Tarih-i Alem'i çıkınca ( 1874), Türklerin İslamiyetten önce de var olduğu, birçok devletler kurmuş bulunduğu gerçeği yeniden keşfedilmiş oluyordu (Bkz. Dokuzuncu Bölüm). (Türk-İslam Sentezi)
  • Bilim, iman ve aklın senteziyle gelişmiyor, tersine akıl üstünde imanın baskısı ne kadar kaldırılabilirse bilim o kadar gelişiyor. (Türk-İslam Sentezi)
  • Musevilik yahudiler için, Şintoizm Japonlar için, islamiyet araplar için ulusal birer dindir ama müslümanlık Türkler için hiç de ulusal değildir.Laiklik ilkesi içerisine din öğesini yerleştirmeye kalkışmak ise, laikliği zedelemekle kalmayıp onu boş bir kalıp haline getirmekle mümkündür. (Türk-İslam Sentezi)
  • "Ortaçağ felsefesinde her şey Tanrısal bir tasarımın ürünü olarak kabul edilince bunun mantıksal sonucu Tanrısal kuralların (yani dinin) her şeyi belirlemesi ve insanın kural koyamayacağıdır. Her şeyin Tanrısal tasarıma göre mükemmel bir biçimde işleyebilmesi için dinsel kuralların her türlü bilgiye, insan tutum ve davranışlarına kaynaklık etmesi gerekecektir. Bunun doğal sonucu, modern bilimin olmazsa olmaz ilkesi sayılan kuşkuculuk ve sorgulama dışlanmış olacaktır." (Postmodernizm)
  • Aklın ve ilmin hakimiyetini kurmak, bilakis Türkiye'yi peşin hükümlerden, sığ düşünceden, donmuş kalıplardan, dogmatizmden ve kavram kargaşalığından kurtaracaktır. (Türk-İslam Sentezi)
  • Bilişim ve iletişim alanlarında ortaya çıkan bu baş döndürücü değişim, yeni bir toplum düzeni, yeni kültürel değer ve süreçler ve en azından eskisinden farklı bir siyasal düzel anlamına gelmektedir. Bu devrim bir taraftan bilgiyi ön plana çıkarırken, bilgiyi üretim sürecinin temel girdisi ve çıktısı haline getirirken, diğer taraftan da insanları şimdiye kadar görülmemiş ölçekte yönlendirebilme, biçimlendirebilme olanağını da gündeme getirmiştir. Başka bir deyişle, insanların neyi ne ölçüde bilecekleri, ne tür tutumlara sahip olacakları ve davranış anahtarları iletişim süreci içinde denetlenebilir hale gelmiştir. Çağdaş iletişim sürecinin kapsam ve etkinliği bir bakıma Hitler’in ünlü propoganda bakanı Geobbels’in düşlerini yansıtabilecek düzeye erişmiş gözükmektedir. (Postmodernizm)
  • Neyi düşünüyorsam o vardır. (Postmodernizm)
  • "Kant'a göre özgürlük, insanın aklını kullanarak kendisini, güdü, istek ve arzularını sınırlayabilmek olarak tanımlanmaktadır." (Postmodernizm)
  • Postfordist birikim rejiminin giderek başat konuma geldiği, yeniden yapılanan dünya kapitalizmi içinde, daha önceki dönemlere özgü “emek/sermaye güç dengesinin” kapsamlı bir biçimde değiştiği söylenebilmektedir… Sermayenin bir bölümü, eskiden olduğu gibi, mal ve hizmet üretmektedir. Yeniden yapılanan kapitalizm içinde sermayenin bir bölümü ise, … mal ve hizmet üretiminden kopmakta; kendisine en büyük getiriyi sağlayacak biçimde, dünya ölçeğinde yoğun ve son derece hızlı bir dolaşım sürecine girmektedir. Başka bir deyişle, mal be hizmet üretimi ile ilgisini koparmış, spekülatif amaçlarla dünyayı dolaşan bir finansman sermayenin mal ve hizmet üretimi ile ilgilenmemekte, emek sürecinden kopmuş gözükmektedir. (Postmodernizm)
  • Genç kafalara belirli kalıp ve klasik fikirleri aktarma yerine serbest düşünce ve araştırma zihniyeti beslenmelidir. (Türk-İslam Sentezi)
  • Postmodern söylemin belki de en önemli katkılarından biri, bilgi ya da kuram kavramlarının fetişizmine ağır bir darbe vurmasıdır. Bilgi ya da kuram kavramlarının fetişizminin yıkılması bu olguların ortadan kalkması anlamına gelmemektedir. Akıl yürütme, bilgi, adalet, doğru gibi kavramlar geçerliklerini, beğenilse de beğenilmese de, korumaktadırlar; çünkü insanın bütün totalitesi içinde yeniden üretilmesi başka türlü mümkün olmamaktadır. Eğer insanın ve toplumun yeniden üretimi, her şeyden önce, bir öğrenme süreci ise bunun var olabilmesi için bilgi, doğru, adil olan ve olmayan türünden kavramlar zorunludur. Postmodern söylem aklın dünyasallığının altını çizmektedir ve bu yadsınması olanaksız bir kritiktir. Ama insanın yeniden üretimi için akla, doğruya ya da kısaca açıklayıcı bilgiye (kurama) gereksinim vardır. Doğrunun ve bilginin geçerlik ölçütü entersubjectivite üzerine oturtulması ile beraber postmodern kritiklerin önemli ölçekte aşılabilmesi söz konusu olacaktır. (Postmodernizm)
  • Bilimin mutlak doğrusu bulunmuyor. Bilim sürekli olarak değişiyor. Eskinin yerini sürekli olarak yeni alıyor. İşte bu noktada Türk-İslam Sentezi'nin kendisine seçtiği hedefin yanlışlığı açıkça ortaya çıkıyor.İman dogmalara dayanıyor. Doğruluğu ve yanlışlığı sınanmadan kabul edilen, her zaman geçerli olan önermelerden oluşuyor. Böyle olunca doğruluğu sürekli olarak sınanan ve yanlış çıkarılarak gelişen bilimle bir arada yaşanmasına olanak bulunamıyor. (Türk-İslam Sentezi)
  • Özgürlük hakkı, düşünce ve vicdan özgürlüğü yanında “başkasının özgürlüğünü kısıtlamadan” mutluluğunu artırma için her şeyi yapmayı içerir. (Değişim Küreselleşme ve Devletin Yeni İşlevi)
  • "Ulusu ulus yapan, ilerleten ve verimli kılan kuvvetler vardır: Fikir kuvvetleri ve toplumsal kuvvetler... Fikirler anlamsız, mantıksız, safsatalarla dolu olursa o fikirler sakattır. Bunun gibi, toplumsal hayat akıl ve mantıktan yoksun, faydasız ve zararlı bir takım inanışlar ve geleneklerle dolu olursa felçli gibi olur." (Türk-İslam Sentezi)
  • Her toplumsal düzen için hem öznel hem de nesnel olarak kaybedenler ile kazananlar vardır. Yani herhangi bir düzende kaybedenler için adil olmayan kazananlar açısından adil ve meşru sayılabilecektir. (Postmodernizm)

Yorum Yaz