Alın size demokrasi

Sanırım yazılsa da yazılmasa da fazla bir şey değişmeyecek, ama en azından “bunlar olurken sen ne yapıyordun?” sorusuna cevabım olsun. “Ben Suriye işgal edildiğinde alkışlamadım ama korkudan sesimi de çıkaramadım” demeyeceğim.  Yazdım diyeceğim.

Libya’nın üzerine bir tür hayvan olan aslan gibi atlayan NATO Libya’nın ordusunu, şehirlerini, köprülerini, hastanelerini, fabrikalarını kısacası bir yıl önce  50 yılda yapılan her şeyi yok etti. O yetmedi zalim Kaddafi mazlum Libya halkına teslim edildi. Mazlum Libyalıların zalim Kaddafi’ye ne yaptığı video paylaşım sitelerinde görülebiliyor. O görüntüleri gördükten sonra “Allah zalimi mazlumun zulmünden korusun” dedim.

Ülkemin de aktif rol aldığı “Libya’ya demokrasi” harekâtının üzerinde yaklaşık bir yıl geçti. Ulusal Geçiş Konseyi (/UGK) kuruldu ve Kaddafi’siz yeni bir yıla girdiler ama halen ufukta demokrasi yok. Çünkü UGK’nin kendisi demokratik bir konsey değil. UGK Batılı işgalcilerin mihmandarıdır. Demokrasi ve işgal aynı anda olamayacağı için öncelik işgalin olacaktır.
Bu yalnızca bir iddia gibi görünse de BBC’nin Libya muhabiri Gabriel Gatehouse Libya’da savaştan sonra yapılan ilk kamuoyu yoklamasının dehşet sonuçlarını geçen gün BBC’de verdi. Buna göre katılanların yalnızca %15 demokrasiyi istiyor. %40’ı yeni bir diktatör istiyor. Düzenli ordu kalmadığı için etraf milis dolu. Eline silah alan herkes hem hâkim hem savcı hem de cellât kesiliyor. Daha evvel muhaliflere katılmayanlara, Kaddafi’nin yandaşlarına ve de en çok siyahî Afrikalı sığınmacılara eziyet ediliyor.  İşte bu demokrasi götürülen Libya’nın son durumu.

Şimdi de tutturmuşuz aynı demokrasiyi bu defa Suriye’ye götüreceğiz. Hem de Suriye ile savaşmadan Suriye’ye demokrasi götüreceğiz.