Arkadaşlar aranızda Türk olmayan var mı?

Bu uzun başlıktan dolayı hemen okurlardan özür dileyerek bu yazıya başlamak istiyorum!

Aslında bu başlık bir mal için yapılan bir reklamın ters yüz edilmesinden ortaya çıktı. Kesinlikle duymuşsunuz; arkadaşlar aranızda gofret sevmeyen var mı? Diye bir reklam yapılıyor. Bunu anons eden kızın temennisi tabi ki evettir ama toplulukta bu cevaba evet diyebilen bir babayiğit yoktur. Herkes nefsine düşkündür. Herkes nefsinin esiridir! Topluluktaki herkes malumunuz gofret sever. Reklamın temel amacı bu gerçeği hepimize benimsetmektir! Bizim tüketici olarak hiçbir tercihimiz olamaz, bu tercihi en iyi bilen reklamcılardır!

Elhamdullillah, hepimiz reklamcıyız!

Kimsenin böylesi basit hilebazlıklarla formüle edilen bir soruya hayır demesi makul bir tercih olarak görülmez. Reklamcıların dünyası böyle işliyor işte. Reklamcıların ellerinden şerefinin akı ile kurtulmak bir hayaldır!...

Yap yapabilirsen? Var mı cesaretin? Haydi göster bakalım!

O yüzden de söz konusu olan bir otobüste gofret konusunu anons eden zavallı kızımız da, gofretini herkesle paylaşma yoluna girecektir. Sonuçta herkes nasıl olsa gofret yiyecektir! Yaşasın Gofret Sevenlerin Birliği! Ne mutlu onlara!

Böylelikle de hepimiz istesekte istememezsekte birer gofret tüketicisi olacağız! O zaman da ortalıkta güllük gülistanlık olacak! Gofret bütün dertlerimize ilaç gibi gelecek…

Amin!

Özetlersek, hayatta öyle formüle edilen sorular var ki, soruya evet demekten başka bir seçeneğiniz kalmıyor! Sadece evet diyebilirsiniz! Başkaca seçeneğiniz yoktur! Mesela; arkadaşlar aranızda insan olmayan var mı? Evet var diyenler, acaba  kim olabilir ki?

Bunu bir kere daha düşünün…

Gofret reklamı ile Türk olmak arasında ne gibi bir bağlantı var diye sormayın. Bunu ben de bilmiyorum. En güzeli bunu reklamcılara sormaktır. Onlar gerçekleri bizden daha iyi bilirler!
Ama Türklüğü ilgilendiren tüm sorularda sorularınızı aynı gofret reklamında formüle edildiği gibi yaparsanız, o zaman da kaçınılmaz olarak herkes bu sorulara evet demek zorunda kalacaktır…

Sihirli formül böylelikle kökten çözülecektir!..

Bir milletin aidiyeti gerçekten bu kadar kolay olabilir mi? Herkes gönlüne göre mi yemek pişiriyor yoksa bunun kuralları mı var? Mesela şalgamdan baklava yapabilir misiniz? Ya da hamurdan kebap olur mu? Bir millete mensup olmanın da kuralları yok mudur sanki? Bu alanda etkin olan temel kuralları beğenip beğenmemek ayrı bir konudur. Ama onlar istek, bilinç ve niyetlerimizin dışında nesnel olarak vardırlar…

Herkes kendi açısından bu temel kuralları öğrenebilir, onlara katkı olarak yeni görüşler ileri sürebilir, bunları içine sindirebilir ya da bunları eksik bulabilir ama hiç kimsenin tek başına bu temel kuralları kendi istekleri doğrultusunda değiştirme gücüne sahip değildir..

Değiştirmeye kalkışırsanız da, o zaman gülünç durumlara düşersiniz…

Bakınız; son zamanlarda hem Etrüsklerin hem Sümerlerin hem de Kızılderilileri Türk olduğuna dair ciddi ciddi söylemlerle karşılaştım. Akademik unvanlı bazı şaşkın Türk milliyetçileri sağda solda yarı şaka yarı ciddi bu görüşleri dile getiriyorlar…

Etrüsklerin, Sümerlerin ve Kızılderililerin Türk olduğunu dair medya organlarında bazı önyargılarını düşünce adı altında bizlere anlatıyorlar.

Bunlar aslında saçmalama haklarını kullanıyorlar. Tabi bu da bir haktır…

Ama bu savlar sıradan düşünce ve görüşler değildir, sadece asılsız önyargılar, uluorta söylenmiş temenniler ve büyüklük komplekslerini tatmin etme arzusu ile söylenen saçmalıklardır.

Peki, herkesi Türk saymanın ne yararı var ki sizlere Allah aşkına? Büyüklük taslamak için midir bu? Yoksa basitliklerinizi örtbas etmek için mi bunları yapıyorsunuz? Aşağılık kompleksini üstünlük kompleksine dönüştürmenin tek aracı herkesi Türk saymak mıdır acaba? Kendinizi dev aynalarda görmenin ne yarar var sizlere? Her şey açık olarak orta da değil midir? Takke artık düşmüştür, kel kafa da ortalıkta çok net parlıyor…

Mübarek, ay yüzlüdür!

Bilen zaten bu saçmalıkları biliyor; bir kere bu konunun uzun bir tarihçesi var, Sağır Sultan bile bu saçmalıkları duymadı mı?. Sadece Etrüskler, Sümerler ve Kızılderililer mi Türk? Kesinlikle hayır! Yıllar boyunca egemenler tarafından Cumhuriyet döneminden bugüne kadar Türk Tarih Tezi adıyla piyasaya sürülmüş, şarlatanlık ve düzmecelerle dolu bir ideoloji formüle edildi. Anadolu ve Mezopotamya’da uygarlık kuran tüm halklara, dillere, kültürlere ve eserlere Türk adı verildi.

Neden?

Çünkü o zaman egemen sınıfın ayakta kalabilmesi için böyle bir sahte ideolojiye ihtiyacı vardı. Cumhuriyet ideolojisini o nedenle de egemen sınıfların manevi değerlerine göre yenide formüle etmek gerekiyordu.

Ve hemen öyle de yapıldı…

Mesela Sümerler, Akadlar, Huriler, Babiller, Asurlar, Mitanniler, Hititler, Kürtler, Hattiler ve daha niceleri etnik açıdan Türk olarak gösterildiler! Bu halk ve uygarlıkların tümü ne dil açısından ne ırk açısından ne tarihsel açıdan Orta Asya’dan gelen Türklerle hiçbir bağlantıları yoktu!

Ama olsun! Bunların maksatları başkaydı…

Bütün dünya dillerinin de Türkçe kökenli olduğunu ileri süren şaşkın kimseler vardı bir zamanlar. Amatör arkeologlar misali, önlerine gelen her şeyi basit benzetmelerle, zayıf bağlantılarla, yüzeysel görüşlerle birbirlerine bağladılar. Kendi aralarında bunlardan bir de kültürel bir ucube yarattılar. Hakikatları bulma yerine şarlatanlıklar üretmeye başladılar. Her şeyi sadece kendi pencerelerinden görmeye çalıştılar.

Bir tek sizlerin mi bu dünya da bir penceresi vardı? Bu dünyada başka binalar ve pencereler yok muydu hiç?
Tüm ciddi savları aynı yukarda anlatmaya çalıştığım basit nedenlere dayandırarak, hiçbir ciddi gerekçesi olmayan görüşleri “bilim” diye ileri sürdüler. İnsanların beyinlerini körelttiler. Saçma tezler yazarak akademik unvanlar elde ettiler.

Hala günümüzde aynı kafada olanlar var.

Ama biliyoruz eski dünya çok değişti. Fakat bunlar hala değişmediler. Değişmeye niyetleri de yok. Bozuk plak gibi hala eski bildiklerini tekrar ediyorlar.

O nedenle şimdi yine temel soruya geri dönüyorum; arkadaşlar aranızda Türk olmayan var mı?

Evet var! Ne olacak?

Bunu hala görmek istemeyenlere ne demek gerekiyor şimdi?

Bozuk plak satan hurdacı dükkanı!

Kazançları bol olsun!