Batılılaşma Temayülü -I-

Cumhuriyetin kurulmasının ardından başlatılan Batılılaştırma çalışmaları, Osmanlı din, kültür ve gelenekleriyle yoğrulmuş halka, büyük travmalar yaşattı. Toplum nezdinde destek bulamayan sözde reformların uygulanabilirliğini ve kalıcılığını sağlamak için devrimci zümrenin bulduğu yöntem ise çok daha başarılıydı. Kendi elitlerini oluşturarak sermayeyi yöneten bir destekçi kitlesini arkasına alan yöntemle yetmiş yılı aşkın süre ülkeyi yönetmeyi başardı bu zümre ta ki birgün Necmettin Erbakan’ın çıkıp bu kitlenin kaynaklarını kesene kadar.

Ama bu zümre tabiki yılmadı. Mümtaz’er Türköne’ye göre temel nedeni sermayeyi tekrar ele geçirmek, banka vurgunlarıyla kendi elit zümresini tekrar zenginleştirmek olan 28 Şubat darbesini gördük. Bir gecede batırılan yüzlerce şirket ve holding döneme ‘Anadolu Sermayesi’ olarak adını yazdırmıştı (Jet Fadılları hatırlarsınız).

Milli Görüş’ten ayrılarak 2002 yılında %34 oyla başa gelen ve oyunu son seçimlerde %49’a çıkaran Adalet ve Kalkınma Partisi, Erbakan’ın izlemekte başarısız olduğu yolu izliyor ve kendi sermayesini, medyasını oluşturduğunda gücünü uzun bir döneme yayabileceğini biliyordu. Bugün tekrar ‘Anadolu Sermayesi’ konuşulmaya başlandı ve bu sermaye o kadar güçlü bir dönüş yaptı ki, uzun yıllar yıkılamayacak yeni elitler zümresini de yarattı.

            Şüphesiz buna en çok kızan vesayetçi zümreydi. Çünkü sahip olduklarını artık yıllarca mücadele ettikleri bir başka grupla paylaşmak zorundaydılar. Çocukları, bir dönem beğenmedikleri, hakaret ettikleri düşük gelirli ailelerin çocuklarıyla aynı okula gidiyordu artık. Özel üniversitelerde muhafazakâr öğrencilerle aynı derslere girip, aynı bilgisayarı kullanıyordu. Memleketine uçakla dönebiliyor, okula arabayla gelebiliyordu bu zümre. Bir de uzun yıllar önce ‘sizin yerinize biz düşünürüz, sizin düşünmenize bile gerek yok’ dedikleri adamlar  eğitim görüp vesayetçileri yönetmesin mi? İşte asıl sinirlendiren de bu oldu.

            Bu yazıda, Türkiye’de, muhafazakâr kesimin ele geçirmeye başladığı düzenden bahsettim. Bir sonraki yazımda, Batılılaşma temayülü içine giren ve kendini hala muhafazakâr olarak tanımlamaya cüret eden yeni düzenin sahiplerinden bahsedeceğim. Vesselam...