Şekli Dindarlık Ve Ucuz Müslümanlık!

Bir gün oldukça zengin bir arkadaşım evime misafir olmuştu…

Evime Mercedes arabasıyla gelmişti...

Salonda masada yemek yiyecektik...

Dedi ki “sen hocasın sünnete uyman gerekmiyor mu? Hz. Peygamber yer sofrasında yemek yerdi değil mi?”

“Elbette, doğru söylüyorsun” dedim… “

O zaman neden yemek yer sofrasında değil de yemek masasında” dedi ve bana yerde yemek yemenin fazilet ve öneminden biraz bahsetti… “Haklısın” dedim “sen sünneti çok önemsiyorsun, belli ki Hz. Peygamberin sünnetine düşkün birisin, keşke sen de peygamberin sünnetine uyup evime Mercedes arabanla değil de deve ile gelseydin, çünkü peygamberimiz deveye binerdi” dedim…

 

Biraz bozulur gibi oldu… Devamında dedim ki “asıl sünnet nedir biliyor musun?” “Nedir” dedi… “Halkın açlığın pençesinde can çekiştiği, asgari ücretlinin geçinemediği, fakirin zorluklar yaşadığı bir dönemde lüks ve şatafat içinde yaşamamak; malı, imkânı din kardeşinle paylaşmaktır… Daha nedir biliyor musun? Kardeşin aç iken tok yatmamaktır… Sen ise Mercedes’e binmiş bana sünnete uymaktan bahsediyorsun… Zaten sünnet yerde veya masada yemek değil helalinden kazanmak ve helalinden yemektir, israf etmemektir, paylaşımcı olmaktır” dedim… “Evet, haklısın, tabi ki haklısın” diyordu ama herhalde içten içe de kızıyordu…

Sonra benim o sünnet düşkünü misafirim masada yemeğini sünnete uygun bir şekilde yedi… Lakin asıl sünnetten habersizmiş gibi hayatına kaldığı yerden devam etti… Her yıl arabasının modelini değiştirdi, sermayesini katladı ama yanında çalışan işçilerin ücretini “asgarinin” üstüne çıkarmadı…

Unutmayın! Sünnet dini bedel ödeyerek yaşamaktır, dini yaşarken ucuza kaçmamaktır, dini şekle indirgeyip dindarlığı ruhsuz bırakmamaktır…

Unutmayın! Sünnet, halkın derdi ile dertlenmek, halkın içinde olmak, fildişi kulelere kapanmamak, mazlum ve mahrumların derdine çözüm olmaktır…