Yerel Sorunlar Ve Cevaplar

Yerel sorunlarımızla ilgili Mardin Life ve Nusaybinim Sitesine bir eleştiri yazısı yazdım. Sanki kaynayan bir tencerenin kapağını kaldırmış oldum. Tencere fokur fokur kaynamaya başladı. Bu yazı temel alınarak kimisi kaynayan tencereye bir taş attı, kimisi tencerede nasıl bir yemek pişirilmeye çalıştığımızı söyledi, kimisi de her zaman ki tavırlarıyla; şimdi zamanı mıdır dedi?

Kimisi de ukalalık yaparak, kendisini adam yerine koyarak, bilmedikleri konularda sıradan görüşlerini dile getirmeye çalıştı!

Konuyla ilgili şunu altını hemen çizelim; bölgemizdeki en büyük sorunlarımızdan birisi, hiç şüphesiz ukalalık kültürüdür.

Son dönemlerde siyasi, sosyal ve kültürel alan artık ukalalara kalmıştır. Ortalıkta vızır vızır dolaşıyorlar!

Bakınız şimdi; Dünyanın her yerinde yerel yönetimlerin hizmetleri, önlemleri, tavırları, harcamaları ya da yapılmayan hizmetleri vatandaş eleştirebiliyor. Normal olan zaten budur. Ama bizler bu konuda görevlerimizi yeterince yerine getirmiyoruz…

Her şeyi belirsiz bir zamana havale ediyoruz. Bu pasif tavırla teselli görüyoruz. Ama bu geleceğe havale edilen belirsiz zaman da kesinlikle bir gün bizlere geri gelmeyecek.

O nedenle halkımız temel hakları olan hizmetlerden hep yoksun kalıyor. Bizlerin oylarıyla seçilenler de kendilerini padişah zannetmeye başlıyorlar.

Hem halkın oylarıyla iktidara gel hem de bu halka hizmet etme, temel görevlerini yerine getirme!

Böyle bedava iktidara gelmek hangi demokratik ortamlarda var ki? 

Sonra da ilçemize neden yeterince hizmet yapılmadığına dair uluorta beylik laflar söyle!

Gerçek olan durumumuz budur ve bu ahlak dışı bir tutumdur!

Bu nedenle de Belediye Başkanları kendilerini her halleriyle padişah ya da kraliçe zannediyorlar. Çünkü etrafındaki yalakacı ve çıkarcı takım, kendi kişisel çıkarları için kraldan daha kralcı davranıyorlar. Belediye Başkanlarını kendi çıkarları için aldatıyorlar. Fırıldak oluyorlar, pervane oluyorlar, topaç oluyorlar, palyaço oluyorlar.. Bu tavır elbette Belediye Başkanlarının da hoşuna gidiyor!

Ne de olsa onlar da insanoğlu ya da insan kızıdır? Ve bizlerden birisidirler.

Bu yaptığımız eleştiri yalakacılığa ve kişisel çıkarlara dur demeyen tüm Belediye Başkanları ve siyasetçiler için geçerlidir.

Dün yalakacılık yapanlar bugün de böyle yapıyorlar.

Yani değişen bir şey yok Nusaybin de.

Bu tutum demokrasi, samimiyet, hizmet, adalet ve dürüstlükle hiç bağdaşmıyor.

Sonunda olan hepimize oluyor, yalakacı ve çıkarcı takımı da ortak olan olanaklarımızı sömürmeye devam ediyor. Cüzdanları bu arada kabarıyor ve bununla birlikte vicdanları da eriyor! İnsanlıktan çıkıp çıkarcı bir aygıta dönüşüyorlar!

Hem de ruhsuz bir aygıt!

Gelecek kuşaklara kötü bir miras bıraktığımızın farkında mıyız? Bunun hesabını topluma kim verecek peki?

Bu olayın bir yanıdır.

Olayın ikinci yanı da şudur;

Herhangi bir Belediye Başkanı iktidardan düştükten sonra arkalarında konuşmayı cesaret ve marifet olarak kabul ediyoruz. Bu daha da vahimdir!

Mesela eski Nusaybin Belediye Başkanı böyle bir durumla karşı karşıyadır. Eski dostları ve yalakaları kendiişlerini yürütecek yeni insanlar bulmuşlar. Onlar da yarın eskiyecek elbette. Eski Belediye Başkanı ise şimdi ‘eski dostlar, eski dostlar’ şarkısını mırıldanarak söylüyor herhalde!

Bugün eski Belediye Başkanının arkasında konuşanı çok olmuştur ama zamanında kimse yaptıklarına karşı pek fazla bir ses çıkarmadı!

Herkes susuyor ve belediye başkanına methiyeler diziyordu o zaman!

Bizler ise ses çıkarınca bizleri kavgacı ilan ettiler. Muhalif ilan ettiler. Hâlbuki tüm bunların gerçekle bir alakası yoktu. Aslına ben ne kavgacıydım ne de muhaliftim!..

Şimdi Nusaybin’in büyük bir bölümü bu adamın kötü işler çevirdiğini, rantçı çevrelerle haşir neşir olduğunu, bu çevrelerden nemalandığını, rüşvetçiliğe de çanak tuttuğunu söylüyor.

İşte bu ikiyüzlülüktür ve ilçemize hiçbir faydası da yoktur.

Önemli olan eleştirileri zamanında yapmaktır…

O nedenle belediyeyi yapmadıkları hizmetlerden dolayı eleştirdim. Hala eleştiriyorum. Mesela Mitani Kültür Merkezine kimse karşı çıktı mı? Hiç kimse! Demokrasi ve Barış Parklar her kesim tarafından olumlu görülmüyor mu? Çağçağ Dere ıslahı konusunda tüm kesimler övgüyle söz etmiyorlar mı?

Bunlar yapılan hizmetlerdir…

Ya imar?

Ya trafik?

Ya çevre?

Ya temizlik

Ya yollarımız?

Ya sosyal ve kültürel hizmetler?

Yapılmayan hizmetleri eleştirmek, verilen vaatleri göz ardı etmek, belediye meclisinde alınan kararları uygulamayan siyasetçi ve idarecileri de elbet eleştireceğiz. Bu en doğru tavırdır, samimiyet bunu gerektiriyor, ama bunu yaparken kimseyi hakaret etmeden genel bir eleştiri düzeyini de tutturduğumuza inanıyorum.

Bizler ilçemizin düzelmesi için, halka daha fazla ve kaliteli hizmet yapılması için belediyeyi eleştiriyoruz. Bu demokratik bir hak değil midir?

Eleştirilerimde ben çok samimiyim ve şimdiye kadar da belediye yetkilileri arasında yanlış şeyler söylediğime dair herhangi bir görüş bildiren de olmadı. Aksine belediyedeki siyasetçiler ve memurlar arasında, hiç ummadığım yerlerden bile bana destek geldi. Yazıların devamını benden dilediler.

Bu kesimlere de teşekkür ediyorum.

Halk ise, az bile söylediğimi söylüyor. Ama önemli olan benim az ya çok söylemem değildir, önemli olan bunları birlikte söylemektir! Çünkü Nusaybin’in sorunları benim kişisel sorunlarım değil ki.

Yaptığım eleştiri yazısına elliye yakın yorum yapıldı. Hepsini dikkatle okudum. Birçok kişi samimi yapılan eleştiriyi şuraya buraya çekmek istedi, öküz altında buzağı arayanların sayısı da kabarıktı. Bazıları eleştirinin özünü anlamışlardı ve buna göre yorum da yapmışlardı.

Tek tek yorumları cevaplamak elbette mümkün değildi tabi ama yorum yazanların hepsine can ve gönülden teşekkür ediyorum. Sağ olun, var olun…

Sorunlarımız elbette ortaktır, ortak çözümler de bulmak hepimizin boynun borcu olsun…

Çünkü Nusaybin hepimizindir…

Belediye de görev yapan siyasetçiler ve memurlara gelince; eğer bunlar halka hizmet etmiyorsa, görevlerini bunlar yerine getirmiyorsa, olanakları bunlar doğru kullanmıyorsa, tembellik yapıyorsa, şov yapıyorsa, gününü gün ediyorsa, o zaman bunlar gerçekten kime hizmet ediyorlar ki? Kendi kendilerine mi hizmet ediyorlar? Eğer bu halka hizmet etmeyi fazla görüyorlarsa, o zaman bir kamu kuruluşunda ne işleri var?

Ben bunları söylüyorum ve söylemeye de devam edeceğim!