Mithat Sancar kimdir? Mithat Sancar kitapları ve sözleri

Akademisyen, yazar ve politikacı Mithat Sancar hayatı araştırılıyor. Peki Mithat Sancar kimdir? Mithat Sancar aslen nerelidir? Mithat Sancar ne zaman, nerede doğdu? Mithat Sancar hayatta mı? İşte Mithat Sancar hayatı...

Akademisyen, yazar ve politikacı Mithat Sancar edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Mithat Sancar hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Mithat Sancar hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Mithat Sancar hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1963

Doğum Yeri: Nusaybin

Mithat Sancar kimdir?

Siyaset bilimi, insan hakları ve devlet kuramı konularındaki uzmanlığıyla bilinir.

Diyarbakır Öğretmen Lisesi'nden mezun oldu ve daha sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne başladı.

1995 yılında “Temel Hakların Yorumu” konulu teziyle doktor ve 1999’da “Hukuk Devleti” konulu teziyle doçent ünvanını kazandı. 2007 yılında da profesör olarak Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde ders vermeye başladı ve aynı bölümün yönetim kurulu üyesidir.

Birgün ve Taraf ve Milliyet gazetelerinde köşe yazarı oldu. Birikim dergisi başta olmak üzere çeşitli dergilerde çok sayıda makalesi yayımlandı.

7 Haziran 2015 tarihinde yapılan genel seçimlerde Halkların Demokratik Partisi'nin Mardin ilinden milletvekili olmak için aday olmuş ve seçilmiştir.

Mithat Sancar Kitapları - Eserleri

"Devlet Aklı" Kıskacında Hukuk Devleti
Geçmişle Hesaplaşma
Biraz Adil, Biraz Değil
Adalet Biraz Es Geçiliyor

Mithat Sancar Alıntıları - Sözleri

Yargının bağımsız olmadığına ilişkin ortada bunca beyan ve olay varken ortalama bir akılla yapılması gereken, sorunların üzerine gitmek ve çözüm aramak olmalı. Oysa Türkiye'de bu yola değil, geleneksel yönteme başvuruluyor.Sorunun değil, sorunu dile getirenin üzerine gitmek(tabiî üzerine gidilen kişinin, üzerine gidilebilecek bir kişi olması kaydıyla.) ("Devlet Aklı" Kıskacında Hukuk Devleti)
"Devlet aklı" doktrininin geliştiği dönemde, siyasal eylemin meşruluk referansının ve sınırlarının, "kutsal" otoriteye ve ona dayanılarak kurulan "kutsal" öğretiye göre belirlendiği düşünülecek olursa, bu doktrinde öngörülen siyasal eylem sisteminin işlemesini sağlayacak en elverişli yolun, bir "kutsal"ın karşısına başka bir "kutsal"ı çıkarmak, yani siyasal eylemin merkezi birimi olarak "devlet"i tanrısallaştırmak/kutsamak olduğu kolayca söylenebilir. ("Devlet Aklı" Kıskacında Hukuk Devleti)
Devlete hukuk koyma konusunda açık çek tanınmasının en çarpıcı tasvirini kuşkusuz Kelsen yapmıştır: "Devlet, dokunduğu her şeyi hukuk haline getiren bir Kral Midas'tır. ("Devlet Aklı" Kıskacında Hukuk Devleti)
Devlet görevlileri tarafından işlenen işkence, öldürme (" yargısız infaz") gibi suçlarda da , siyasal yargı zihniyetiyle sıkça karşılaşılır. Burada siyasal baskı ve tasfiyenin yargı eliyle gerçekleştirilmesi değil, devletin başka birimleri tarafından uygulanan hukuk dışı baskı ve tasfiyenin yargı yoluyla meşrulaştırılması sözkonusudur. ("Devlet Aklı" Kıskacında Hukuk Devleti)
"Aslan postunun yetmediği yerlerde, tilki kürkü kuşanmak gerekir." ("Devlet Aklı" Kıskacında Hukuk Devleti)
"Dostlara adil davranılır, düşmanlara yasa uygulanır." ("Devlet Aklı" Kıskacında Hukuk Devleti)
"Çocuklar oyunlarla büyükler yeminlerle aldatılır." ("Devlet Aklı" Kıskacında Hukuk Devleti)
12 Eylül'den sonra gerek hukuk düzeninin şekli yapılanması gerekse devlet aygıtının örgütlenme tarzı ve faaliyetleri açılarından, darbe günü ilân edilen düstur hep belirleyici oldu. Bu durum, en geç "Kürt sorunu"bu "halletme"ye yönelik siyaset ve icraatlarda, iyiden iyiye belirgin hale gelmişti; "devlet aklı" çırılçıplaktı. Bunu söyleyenler, mahallenin delisi sayılıp susturulmak istendi. Susurlukta meydana gelen kazada, artık kimsenin duymazdan gelemeyeceği şiddete bir "kral(devlet aklı) çıplak" sesi yükseldi ve herkes elini ağzına götürüp" aaa, kral sahiden çıplak" demeye başladı. ("Devlet Aklı" Kıskacında Hukuk Devleti)
Hukuk devleti idesinin sahip olduğu cazibenin bir nedeni, bu kavramın uzun yıllar boyunca yürütülen "Batı" orijinli etkili propagandanın merkezi unsurlarından birini oluşturmasıysa; diğer bir nedeni de, mistifikasyona son derece elverişli bir yapı göstermesi, yani soyut vaatler dile getirmesi ve içeriğinin belirsiz olmasıdır. Hukuk devleti kavramının bu cazibesi, kendilerinin yadsıması olduğu özellikle vurgulanan rejimlerin bile bu kavramı sahiplenmelerinde çarpıcı bir görünüm kazanır. ("Devlet Aklı" Kıskacında Hukuk Devleti)
Hukuk devleti soyut bir adalet ideali ve söylemine değil, keyfiliği ve haksızlığı önleyecek ve özgürlükleri güvence altına alacak siyasal ve hukusal kurum ve mekanizmaların varlığına dayanır. ("Devlet Aklı" Kıskacında Hukuk Devleti)