tatlidede

Dündar, Siyaset Ahlakı Çok önemlidir

AK Parti Mardin Milletvekili Aday Adayı Mehmet Ali Dündar, Siyasi ahlakı oturmamış siyasetçilerin, toplumda derin yaraların açılmasına vesile olabileceklerine dikkat çekti.
  • 16.03.2011 14:50
Dündar, Siyaset Ahlakı Çok önemlidir

Ak Parti Mardin Milletvekili Aday adayı olan Ziraat Mühendisi Mehmet Ali Dündar, bölgede yapılan siyasetle ilgili basın mensuplarına değerlendirmelerde bulundu. Seçim hazırlığı çalışmalarına devam eden AK Parti Mardin Milletvekili Aday adayı Mehmet Ali Dündar, Siyaseti doğru okuyabilmenin bazı ön koşulları olduğunun altını çizerek, söz konusu koşulları, geçmişten günümüze kavramları pratikte, kendi retoriğinde, doğru zaman ve coğrafyaya göre okumaktan geçtiğini söyledi.

Milliyetçilik, ümmet, globalleşme, vatandaşlık, demokrasi yada sosyal devlet  gibi kavramları her ne kadar genel tanımlamalarla ifade ediliyor olsa da; her coğrafyanın haritasına aynı ifadelerle resmedilemez yada resmedilmeye çalışılsa dahi topluma ya bir-iki beden küçük yada bir-iki beden büyük gelebelileceğine işaret eden M.Ali Dündar, Siyasetçi tıpkı bir terzi ustası titizliğiyle bu kavramları sadece seçmenlerine değil, toplumun bütün kesimlerine tebliğ edebildiği ölçüde başarılı olabileceğiniz söyledi.

            Yanlış siyasetin bizim coğrafyada özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki etkileri birtakım olumsuz sonuçlar doğurduğunu hatırlatan Mehmet Ali Dündar, "Doğan yanlış sonuçlar, başkalaşarak etkisini sürdürmektedir. Modernleşme, globalleşme, milliyetçilik, demokrasi, aydınlanma, ümmetçilik, solculuk, sağcılık ve benzeri daha birçok kavram daha anlaşılamadan toplumun başına birçok yerde deva olacağına belalar açmıştır. Tek tek belki tartışamayız ama şunu belirtmekte fayda var (ki toplumun birçok kesimi bu konuda mutabıktır) o da siyasetten anlamayan, siyasi ahlakı oturtamamış siyasetçilerin toplumu yaraladığıdır. Peygamber Efendimizin (s.a.v) hadis-i şerifinde belirttiği gibi “ Nasıl olursanız öyle idare edilirsiniz.” Toplumun keyfiyeti başlarındaki yöneticilerin keyfiyeti ya da anlayışı ile doğru orantılıdır. Siyasetçi o toplumun mahsulüdür, tek bir farkla; o da o toplumu, o coğrafyayı ve o zamanı doğru okuyan toplumun ilerisinde aydınlar değilse. Bölgenin yanlış siyaseti, yıllardır süren  savaş,  toplumun ekonomisine olduğu kadar ahlakına da olumsuz etki etmiştir. Daha açık söylemek gerekirse parasını, ümidini, geleceğini en önemlisi inançlarını kaybetmiş bir toplum, siyasete bırakın katkı sunmayı, selam verip ondan medet ummayı da keser. Hergelen siyasetçiye çürümüş, satılmış, makamperest  vb. gözü ile bakar. Popülist vaatlerle ya sokakta anarşi yaratır ya da sindirilip içindeki kini büyütür."diyen Ziraat Mühendisi Mehmet Ali Dündar sözlerini şöyle sürdürdü:  "Kimliğinin, dininin, geleceğe ilişkin hayallerinin peşinden gidemez ve en önemlisi ahlaki değerlerinden bile ödün verebilir, çünkü değersizleştirilmiştir. Seçimden seçime uğrayan  yada uğradığında belli makamlarla görüşen siyasetçi ile hiçbir rabıta kuramaz. Büyük bir zatın dediği gibi “ içtimainin kendine göre değişmeyen prensipleri vardır… Onun içindir ki, insanlar, şerre, şirretliğe yol veriyor, bağırlarında kötülüklerin barınmasına açık yaşıyorlarsa, o insanları kötüler ve şirretler idare edecektir…” İlk meclis milletvekillerinden Tahir Efendi’nin dediği gibi bir şeyin altında ne varsa kaymağı o cinsten olur. Yoğurdun üstünde yoğurt kaymağı, sütün üstünde süt kaymağı, şapın üstünde de şap kaymağı bulunur" diye konuştu.

            Dündr, "sözlerimin başında; topluma dar yada bol gelen tanımlamalardan söz etmiştik. Milliyetçilik, modernite, ne olduğu, halka bırakın hazmettirilmeyi, doğru dürüst anlatılamamış demokrasi, vatandaşlık hakları vb. gibi kavramlar kendi zaman çizelgesinde cereyan etmektedir ve bunda siyasetçinin ve özellikle bölge siyasetçilerinin etkisi hemen hemen yok gibidir, olanında sesi kesilmiştir. Belki kısmen siyasetçiden değil de  bölgenin aydınlarından söz ediyoruzdur.Siyasetçi yada aydın, halkı köklerinden  koparmamalı, kimliğine karşı kayıtsızlaştırmamalı.Kimliklerin çokluğunun kökleri ile birlikte topluma zenginlik ve huzur getireceğini bilmelidir.Bölgemizde siyasetçi bir aydın hassasiyetine sahip olmalıdır.Cemil Meriç’in dediği gibi “ Aydının görevi fildişi  kulesini yıkarak bu mazlum kitleyi muhabbetle bağrına basmak, acısını anlamaya çalışmak.” Anlamaya çalıştıktan sonrada yaralarına merhem sürmek olmalı. En önemlisi, siyasetin, pratikte dünyanın her yerinde olduğu gibi özelliklede bölgemizde GÜVEN telkin etmeye ihtiyacı vardır. Bu  güven bireyleri sokakta taş atmadan önce siyasetçinin ağzından çıkan cümleyi dinlemeye yöneltir.Kanunlarla bazı hak ve özgürlükleri ifade edebilirsiniz fakat topluma güven aşılayamazsanız kağıt üzerinde kalırlar." şeklinde konuştu.   

Yorum Yaz